geç kalan gerçekler

63K 3.3K 171
                                    

Üzülüyordu kardeşim Emre'nin gidişine kalbimdeki sızıyı hissedebiliyordum ama elimden ne gelirdi. Tek yapabileceğim şey Emre'yi daha erken eve getirmek olabilirdi. Peki, o zaman ne olacaktı. Emre sever miydi kardeşimi... Keşke yüreğine kondurabilseydi. Benim Bahar'ı sevdiğim kadar sevebilseydi. İşte o zaman tek bir an dahi düşünmeden kardeşimi verirdim.

Eve geç saatte geldiğimden olsa gerek salonda hiç kimse yoktu. Yukarıya çıktığımda ise Bahar'ın odasının ışığı açık hatta içeriden değişik sesler geliyordu. Bahar'ı görmeden odama gitmek istemediğim için kapıyı çalmadan kapıyı araladım. Bahar elinde tarak söylenerek saçlarını taramaya çalışıyordu. Saçlarına siniri ne kadar büyükse geldiğimin dahi farkına varamamıştı.

"Sevgilim kolay gelsin."dediğimde anda Bahar varlığımı hissederek saçlarını geriye ittirerek ofladı. "Kolaysa başına gelsin Bora Bey..."demişti. Anlaşılan sinirini benden çıkarmak istiyordu. Bende kapıyı çekerek küçük sevgilime yaklaştım. Bahar'a öyle ölüp bitmiyordum ama seviyordum. Ben onu bu haliyle seviyordum.

"Ver bakalım kolay mı zor mu görelim..." derken çantamı yatağın kenarına bırakıp tarağı vermesi için elimi uzattım. "Ciddi misin?" diye sorduğunda gülerek elinden tarağı aldım.

"Benim Kızıl karım bana inanmıyor mu?" Bahar başını olumsuz anlamda sallayınca aşklarım çatılmıştı. "Arkana dön bakalım ben inandırmasını bilirim."demiştim. Bahar memnuniyetle arkasını dönünce bende yatağın ucuna oturup elimi ıslak saçlarına götürdüm.

"Lütfen yavaş ol kel kalmak istemiyorum."dediğinde bak sen demiştim o kadar da cani değildim. Karımın güzel saçlarına kıyamazdım. Tarağı saçlarına daldırınca dalgalı saçları tarama işimi biraz zorlaştırsa da şefkatle taramaya çalışıyordum.

Tarama işlemim uzadıkça Bahar'ın mayıştığını fark etmiştim. Saçlarını tarama işlmemim bittiğinde ise tarağı ona uzattım Bahar da bana dönerek en güzel gülümsemesini gönderdi. "Bu kadar güzel tarayabildiğini bilseydim her duştan sonra kapını çalardım."dediğinde bende uzanıp burnunu parmağımın arasına alarak sıktım.

"İstediğin zaman gel... Hatta şuan bile odama gidebiliriz."demiştim. Bahar ne düşündüyse gülüşü yüzünde biraz daha yayılmıştı. "Beraber film seyredelim mi?"diye sordu.

Başım ağrısa da arzusunu ret etmeyecektim. "Peki, ben şimdi odama gidiyorum sende saçlarını kurutup gelirsin." Dediğimde tama demiş bende çantamı alarak odama çekilmiştim. Aklıma vefat eden ağabeyi gelmediği sürece aramızda hiçbir sıkıntı yoktu. Bazen olurda ağabeyinin katilinin ben olduğumu öğrenirse ne yapar diye düşünüyordum.

Akılma gelen tek ihtimalse beni affetme olasılığın çok düşük olmasıydı. Düşüncelerimden kolayca sıyrılıp işime baksam da bir gün bu olayın başımda patlayacağını çok iyi biliyordum. Bahar gelene kadar soyunup elime bilgisayarımı alarak yatağa geçtim. Küçük Hanım için ne açabilirim diye düşünürken Bahar kapıdan içeriye önce kafasını uzatmış daha sonra içeriye girerek kapıyı kapatmıştı.

"Yatakta mı izleyeceğiz?" diye sorduğunda koltuklara baktım. Orda izlemek mantıklı değildi. "Evet, bir sorun mu olur?" diye sordum. Yoksa benimle aynı yatağa girmek istemiyor muydu? Ailesinin burada olduğu süre zarfında hep beraber aynı yatakta yatmıştık.

"Hayır, canım sadece sordum..." Bahar yatağa girerken "Öyle diyorsan öyledir..."demiştim. Bahar da başını bilgisayara uzatarak "Ne izliyoruz?"diye sordu. Ben de tam on u düşünüyordum. Ne izlesek acaba "Ben film sitesine giriyorum. Sen film seçiyorsun beraber izliyoruz."

"Ben mi seçeceğim. Tamam, seçerim."dediğinde bu söylediğime epey sevinmişti. Film bulma işi sandığımdan daha uzun sürdü. Filmi bulduğumuzda da benim izleme şevkim kırılmıştı. Bahar pür dikkat izlerken benim gözler yavaştan gidiyordu. İki gündür işlerin yoğunluğundan çok fazla uyuyamamıştım. Bahar filmi yarılarken bende uykuya daldım. Uyuyup kaldığımı Bahar'ın kucağım bilgisayarı alıp üstümü örttüğümde anlamıştım.

Bahar'ın da yataktan çıkıp gideceğini anlayınca kolunda tutup gitmesine izin vermedim. "Işığı kapatıp geleceğim..."demişti. Sırf geleceğim dediğinde kolunu bırakıp gitmesine izin verdim. Işık kapandığında yatağımda tekrar çökme oluştu. Bahar yatağa girip bana sarıldığında ondan geriye kalmayarak ince bedenini kendime çektim. Bahar ile uyumak dünyanın en huzur verici aktivitesi olabilirdi. Galiba ben Bahar'a yavaştan yavaştan tutuluyordum tek dileğim bu sevgim hüsranla son bulmazdı.

"Bora!"

Sabaha uyandığımda Bora yanımda yoktu. Oysa ne güzel sarılıp uyuyorduk... Yataktan çıkıp kendi odama geçtiğimde Bora'nın kahvaltı da olma ihtimaline karşılık hızla giyinerek aşağıya indim. Ben kahvaltı da Bora'nın da olabileceğini düşünürken bir tek Eda'yı görmüştüm. Eda elinde çatal peynirine işkence ediyordu.

"Günaydın Eda..."dediğimde birkaç saniyeliğine başını kaldırıp günaydın demişti. Emre gittiği günden bu yana ruh gibi dolaşıyordu. Karşısına her zamanki yerime oturduğumda "Edacım yapma böyle Bora'ya sordum orada işleri halletsin en kısa sürede gelecekmiş..."

"Tabi sana söylemesi kolay sevdiğin adam yanı başında benimkisi kaç aya gelir Allah bilir." Bu sözüne içerlemiştim. Ben kast ettiği adam tam iki sene boyunca bekledim.

"Bunu sen mi söylüyorsun iki sene boyunca neler çektiğime bizzat şehit olan kız... Eda ben beklemenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum."

"Bahar onu kast etmemiştim..."

"Önemli değil Eda herkesin derdi kendine büyüktür sana kızmıyorum." Demiştim demesinde kırılmıştım. Kahvaltıyı iştahsız yapsam da doyar gibi olunca masadan kalktım. Eda bekle beraber gidelim dese de ben giderim diyerek şoföre beni okula bırakmasını söylemiştim. Bugün okulun son günüydü. Hafta sonu oturup ful sınavlara çalışmalıydım. Dün biraz kaytarsam da yine de pişman değildim.

Okul çıkışı direkt eve giderek ders çalışmaya başladım. Dersinden çıkan Eda da odama gelerek bana sımsıkı sarılıp özür dilemişti. Benimse kırgınlığım buhar olup gidivermişti. Biz Eda ile artık kardeş gibiydik. Ne kadar çok kavga edersek edelim barışmak bize haktı. Bütün gece hatta bütün hafta boyunca Eda ile düzenli olarak çalışıp etüt yapmıştık.

Bora da hem şirkette yalnız olduğu için hem de bizim sınavlarımızın olduğunu bildiği için bana çok yaklaşmıyordu. Arada ufak tefek öpüşmenin haricinde bana vakit ayırdığı söylenemezdi. Neyse ki finallerimiz bir hafta içinde bitecek ve biz Kayseri'ye gidecektik... Bunun verdiği sevinçle mi bilinmez sınavlarım çok iyi gidiyordu.

Son sınavımdan çıkıp eve gelirken Eda'da son sınavına girecekti. Eve geldiğimde şaşılası bir manzarayla karşılaştım. İlk defa Bora erkenden eve gelmişti. Beni görmediğinin farkına varınca sessizce çalışma odasına kadar takip ettim. Büyük ihtimalle önemli bir evrakı evde unutmuş onu almaya gelmişti. Sessizce çalışma odasına geldiğimde aralık kapıyı itekleyecektim ki hiç duymamam gereken şeyler duyunca elim ayağım çözülmüş gözüm kararmıştı.

"Uğur, beni delirtme evlilik işini başıma ören sendin. Şimdi senden bir çözüm yolu istiyorum. Bahar kendiliğinden öğrenmeden benim ona bir şekilde ağabeyinin katili olduğumu söylemem gerekiyor..."




ARTIK GERÇEKLER ORTAYA ÇIKSIN DEĞİL Mİ?

BU ARADA KURGU AYNI SADECE DAHA DERİNLEMESİNE GİDİYORUM BÖLÜMLERİ ÇOK KISA TUTMUYORUM O KADAR...






KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin