day-11

2.4K 384 196
                                    

Yang Jeongin bizi partisine devam etmişti. Doğum günü partisi bile ünlüyseniz bir başka oluyordu. Jeongin salonda vereceği doğumgünü partisine bizi de çağırdığında hepimiz mutlulukla kabul etmiştik.

Jeongin'in arkadaşı olan ünlüleri öğrendiğimizde ağzımız açık kalmıştı. Jackson Wang ile aynı partide olacaktım. Jackson Wang-

İyi değilim.

Seungmin saçını boyatacağını söylemiş ve bizi de ona eşlik etmemiz için yanına çağırmıştı. Kuaföre gittiğimizde ani verdiği karar ile Jisung da saçını boyatacağını söylemişti. Bana da boyatmamı söylediklerinde kafamı iki yana sallamıştım. Kahverengi saçlarımı seviyordum.

Seungmin saçlarını gri yapıyordu. Jisung ise saçını kırmızı yapmaya karar vermişti. İkisi de boyama işlemi bittiğinde harika görünüyordu. Kıskanmıştım.

"Seni böyle salacağımızı düşünüyorsan yanılıyorsun."

Beni zorla koltuğa oturtmuşlardı ve kuaför saçlarımla ilgilenmeye başlamıştı. Boyatmasamda beni saçıma şekil verdirtmek zorunda bırakmışlardı. Neymiş, partide güzel görünmek zorundaymışız.

Kuaförün fön makinesi ile kafa derimi haşladığı bir saatten sonra kuaförün parasını ödeyerek dükkandan çıkmıştık. Daha partiye birkaç saat vardı. Seungmin'in evi yakın olduğundan ona gitmiş ve birşeyler atıştırmıştık. O sırada hoşuma giden göz makyajından yapmaya çalışmıştım kendi kendime. Beceremediğim yerlerde ise Jisung yardımcı olmuştu.

Not: Artık kalem çekmeyi becerebiliyorum ୧(⇀‸↼‶)૭

Parti saatine doğru Hyunjin bizi aramış ve hepimizi alacağını söylemişti. Centilmen çocuğun hali bir başka oluyor işte. (Changbin sunbae burda sana laf söyledim üstüne alınman gerek.)

Hyunjin bizi aldığında üçümüz de kafamızı iki yana sallamıştık. Jeongin'i etkilemek istediğini biliyorduk ama yani... Tipi onun için bile fazlaydı.

Jisung hiçbir lafını ve aşağılamalarını esirgemeden onu daha normal bir hale getirmişti.

"Sen de ünlüsün, neden diğer ünlüler ile arkadaş olmadığını sorabilir miyim?"

"Ünlüler beni korkutuyor.."

Hyunjin söylediğinde hepimiz gülmüştük. Partinin olduğu salona geldiğimizde sırayla içeri girmiştik. Changbin ve Minho çoktan gelmişti. İçerisi tanımadığımız kişiler ile doluydu. İlk girdiğimizde  tüm yüzler bize dönmüştü, ardından kendi işlerine bakmışlardı.

Uzaktan bize doğru gelen Jeongin'i görmemle gülümsemiştim. Bu çocuk niye sürekli daha güzel olup duruyordu ki?

"Hoşgeldiniz~ Minho ve Changbin zaten buradalar. Sizi yanlarına götüreyim."

Kibar bir şekilde bize eşlik ettiğinde gerçekten takdir etmiştim. Phoenix Academy'de ki nezaket derslerinin etkileri belli oluyordu.

"Hoşgeldiniz. Hiç gelemeyeceksiniz sanmıştım."

Minho sunbae söylediğinde Jisung göz devirmiş ve Minho'yu DUDAKLARINDAN öpmüştü. Şunu artık önümde yapmayı kesmeleri gerek. Olan var olmayan var ༼ಢ_ಢ༽

"Çok güzel görünüyorsunuz."

Changbin söylediğinde gülümsemiştim. O da çok kusursuz görünüyordu.

"Sen de öyle."

İkimiz de birbirimize gülümserken birkaç saniyeliğine yanımızdan ayrılan Seungmin içecek tepsisiyle yanımıza gelmişti.

"Ne o? Garsonluğa mı başladın?"

"Belki içip biraz cesaret toplarsın demiştim Hwang Kutsal Bakire Hyunjin."

Seungmin lafını esirgemeden söylediğinde masamızdan bir kahkaha yükselmişti.

"Alkollü mü bunlar?"

Ben sorduğumda Seungmin kafasını sallamıştı.

"Seninki hariç. Jisung sen ve ben reşit değiliz ama Jisungla ben içebiliyoruz."

Dudak büzüp kendi içeceğimi almıştım. İçip salakça davranma riskini göze alamazdım. Jisung'un içki içip kolay sarhoş olmaması beni şaşırtıyordu. Daha reşit bile değilsin ya!

Salonda güzel bir şarkının çalması ile bazı kişiler koltuklara oturmuş, bazıları ise dans pistine ilerlemişti. Biz de koltuklara geçmiştik.

Madde 11-) Onunla dans et

"Git sor!"

Hepimiz Hyunjin'i itekliyorduk. Jeongin'e sorması gerekiyordu. Başka ne zaman bu fırsat eline geçerdi ki?

"Olmaz! Benimle dans etmeyi kabul etmez. Etse bile bu ilk dans! İlk dansı başkasıyla yapmak istiyordur..."

Changbin sunbae onu zorla yerinden kaldırmış ve salonun ortasına itmişti.

"Biraz cesur ol!"

Çoktan insanların Dikkatini çektiği için Hyunjin geri oturamamıştı. Uzaklaşırken Changbin sunbaeye küfür ettiğini duyabiliyordum.

Biraz cesur ol...

İçimden Changbin'in söylediklerini tekrar etmiş ve derin bir nefes almıştım. Yapabilirdim, yapabilirdim!

"Changbin sunbae, dans etmek ister misin?"

"Ne zaman soracaksın diye bekliyordum."

Beni elimden tutup kaldırdığında şaşkınlıkla ona bakmıştım. Bunu mu bekliyordu?

Birlikte salonun ortasına ilerlemiştik. Ellerimi omzuna yerleştirdiğimde o da ellerini belime koymuştu. Ritimle hafifçe sallanmaya başlamıştık.

"Hyunjin çok heyecanlı gözüküyor ha?"

"Öyle, aşk işte."

Söylediklerimle gülmüştü. Gülüşmüştük. Çok yakın olan vücudu kalbimi o kadar hızlı attırıyordu ki sakin kalamıyordum.

"Jeongin bizi çağırdığı için mutluyum. Burası çok güzel. Sen de öyle."

Söyledikleri ile kızarmamı önleyememiştim. Ben bile Changbin sunbaenin bana birşeyler hissetmeye başladığını anlayabiliyordum ve bu beni daha çok utandırıyordu.

"Teşekkür ederim. Sen de öyle."

Uzun bir süre o pozisyonda dans etmiştik. Çok güzeldi herşey. Yorulduğumuzda birlikte koltuğa geçmiştik. Yeniden. Minho ve Jisung da pistte dans ediyordu. Seungmin de dans ediyordu. Kimle dans ettiğine baktığımda tanımadığım bir kız olduğunu görmüştüm. Vay be.

Bir süre sonra Hyunjin yanımıza geldi ama sanki dondurulmuş gibiydi. Jeongin'i öyle görmeye alışık olduğumuzdan olayın Jeongin olduğunu anlamıştık. Anlatmasını bekledik.

"Bana tatlı olduğumu söyledi."

Hyunjin kucağımıza kendini attığında Changbin ile bakışmıştık. Karar vermiştim. Hyunjin benden bile aptal bir aşıktı.

Madde 11-) Onunla dans et
(Herkes için)
Başarılı ✔️

28.01.20
Day 11

Okumayan var mıdır bilmiyorum ama eğer bu Phoenix Academy'nin ne olduğunu bilmiyorsanız Fight Me Mate kitabının kurgusuna aittir, o kitabı okuyabilirsiniz.

Bir de sadece iki bölüm var şimdilik ama (üşengeç poposu yazarın yb atmasına olanak vermiyor) Love Wives' Tale {Minsung}  kitabıma da göz atarsanız sevinirim. Belki okuyucusu artarsa yazmak için motivasyon bulabilirim~

the fifteen stuff to way love (changlix)Where stories live. Discover now