12. BÖLÜM

4K 131 8
                                    


Eve geldiğimizde Akın arabanın torpido gözünden aldığı anahtarla kapıyı açıp önce benim geçmem için kenarı çekildi. Şu an beni kucağına almak gibi klişe bir girişimde bulunmadığı için minnettardım. Geri çekilmesiyle yorulmuş bedenimi içeri ittim. Hemen ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı deli gibi ovmak istiyordum. Akın arkamdan gelip belimi kavrayınca şokla ona dönerek ne var der gibi başımı salladım.

"Şöyle otur ayakkabılarını çıkarayım, neden bir karış topuklu giyersin ki zaten yeterince uzunsun." söylediklerini pek anlamasamda hala belimde olan eli yavaş yavaş gerilmem için büyük bir etkendi. Arkamızda duran tekli koltuğa beni oturtup ayaklarıma yönelince ne yapmak istediğini anladım. Gelinliğimin altından sağ ayağımı tutmuş yukarı doğru kaldırırken kendimi toplayıp ayağımı geri çektim.

"Gerek yok ben hallederim."

Tekrar ayağımı tutarken konuşmadan ayakkabımı çıkardı. Bileğimi ovalarken derinden gelen iç çekişini duymam tedirgin olmama yol açarken dikkatle yüzüne bakıyordum.

"Yazık olmuş şu güzelim ayaklarına." dedi ayaklarıma bakarken.  İyiden iyiye kızarmaya başlayan yüzümü saklamaya çalışarak,

"Her zaman giydiğim şey sadece bu gün fazla ayakta kaldım." Dedim fısıltı şeklinde çıkan sesime lanet ederek.

"Öylemi." derken diğer ayakkabı mı çıkarıp ayağımı ovmuştu. Sonra eğildiğini fark edince nefesimi tutup bekledim. Ayak bileğime naif bir öpücük kondurup ayağa kalktı. Ve yatak odasına doğru ilerlerken konuştu.

"Önce sen mi girmek istersin duşa yoksa ben gireyim mi?"

Ne yani birlikte olmak için bir harakette bulunmayacakmıydı. Yada önce duş alıp sonra mı? Aman ya neyi düşünüyordum ben böyle birşey olmasına zaten izin vermeyeceğim için işime gelirdi. Ama yinede beni etkisi altına alıp ilerisini getirmeden arkasını dönüp gitmesi şaşılacak şeydi.

"Ben giriyorum o zaman." derken yukarıya çıkmıştı.

Olduğum yerde kalırken hala neden böyle davrandığı konusunda fikir yürütmeye çalışıyordum. Belkide çok yorulmuş ve duş alıp bu günlük yatıp dinlenmek istemişti. Zaten onun değil benim ne istediğim önemliydi bu konuda. Kesinlikle onunla birlikte olmayacaktım. Ne kadar yakışıklı ve resmiyette kocam olsada ben istemedikten sonra bana dokunmayacağını biliyorum. Bunu ona söylediğimde ki tepkisini çok merak etsemde ondan bir hamle gelmeden birşey söylemek istemiyordum. Düşüncelerimle iyice kendimi kuşatırken merdivenden inen Akını yeni fark etmiştim. Çıplak ayaklarıyla çıkardığı seslere dönerken anın verdiği boşlukla onu baştan aşağı süzdüğümü fark etmemesini umdum. Altına sadece siyah bir eşofman giyip üzerine birşey giymemişti. Adeta yunan mitolojisinde gördüğüm tanrıları andırması bozguna uğramama neden olmuştu spor falan yapıyordu bu adam kesin yoksa başka türlü bu hale gelmesi imkansızdı. Elindeki havluyla saçlarını kurularken merdivenin sonunda durmuş çarpık gülümsemesiyle şaşkınlıktan açık kalmış ağzıma bakıyordu. Kendimi toparlayıp gözlerimi çıplak kalan kısımlarından ayırarak ciddi olduğunu düşündüğüm ses tonu ile konuştum.

"Ne dolanıyorsun çıplak çıplak ortalıkta."

"Az önceki haline bakılırsa pekte rahatsız olmuşa benzemiyordun."

Dediği şeyle yüzüm kızarırken haklı olduğu ve üzerinin hala çıplak oluşundan cevap veremedim.

"Hadi sende duşunu al gel konuşacağız."

Ciddi mi diye yüzüne baktım ve gayet ciddiydi. Dediğini yaparak yukarı çıktım ve gelinliğimden kurtulup kendimi duşa attım. Üzerimde ki yorgunluk kendini tatlı bir hisse bırakınca temkinli olmaya çalışarak önceden yerleştirdiğim dolabıma yöneldim. Kapağı açınca şok olmuş gibi içinde ki envayi çeşit orası burası insanın mahrem yerlerini açıkta bırakacak geceliklere bakakaldım. Bunları alanın aklı neredeydi ve benden habersiz neden dolabıma yaymıştı. Gözlerimi devirerek bunu Akına sormayı düşündüm ama eğer annemlerin başının altından çıktıysa ve  görmek isterse düşüncesi fikrimden vazgeçmem için yeterli oldu. Elime beyaz iç çamaşırlarını ve beyaz eşofman atıyla beraber  pudra tişörtümü alıp kapağı sertçe kapadım. Kapağın çıkardığı sesi umursamadan havluyu bedenimden sıyıracağım sırada Akın kapıyı tıklayınca yerimde sıçradım.

"Neydi o ses iyi misin Aksu."

Cevap vermezsem içeri gireceğini düşünüp hemen cevapladım.

"Y-yok birşey iyiyim sakın girme."

"Tamam acele et bekliyorum aşağıda."

Ayak seslerinden gittiğini anlayınca tuttuğum nefesimi verdim. Üzerimi hemen giyip saçımı havluyla gelişigüzel kurulayarak aşağı indim. Akın üzerine nerden bulduğunu anlamadığım tişörtünü giymiş bir eli kirli sakallarının çevrelediği çenesinde  düşünceli şekilde oturuyordu. Oturduğu geniş koltuğun diğer köşesine gidip oturdum. Gözleri gözlerimi bulunca ters giden birşeyler olduğu aşikardı.

"Bu evliliği istemediğini ve beni kocan olarak kabul etmediğini biliyorum."

Dedikleri dumura uğramamı sağlarken bunu nereden anladığını ne kadar düşünürsem düşüneyim bulamayacağım gün gibi ortadaydı. Kendimi zorlayarak bunu ona sormam en mantıklısıydı.

" Sen nereden yani nasıl anladın?  "

Gözlerini gözlerime dikip derinliklerine işlerken cevap vermedi. Bir süre keskin bakışları gözlerimi talan edip kafasını camdan tarafa çevirdi.

"Davranışlarından anladım. Ben senin çoğu haraketine ezbere bilen bir adamım Aksu."

"Kızmadın mı?"

"Kendime kızdım istemediğini bile bile sırf yanımda ol diye seni bu evliliğe mecbur bıraktım." 

Söyledikleri içimde bir yerlerde burkulma hissi yarattı. Derin bir nefes alarak aklımdan geçenleri söyledim.

"Bak ailelerimiz zaten bu konuda baskı yapacaklardı. Beraber arkadaş gibi bir süre yaşayıp onlara rol yapabiliriz."

"Peki ya sonra."

"Sonra ayrılır ve evliliğin bize göre olmadığını söyleriz."

Anladığı halde anlamamış gibi bir süre söylediklerimi sindirmeye çalıştığı yüz ifadesinden belli oluyordu.

"Sana bir kez soracağım ve cevabın netse içimdeki aşkı bu kapının dışında tutup sana karşı arkadaştan öte bir davranış sergilemeyeceğim, sonunda ayrılmak istediğine emin misin."

Sorduğu soruyla kalbimde ince bir sızı hissettim ince fakat etkili ne diyecektim şimdi bu adama eğer eminim dersem zorluk çıkarmayıp kabul mü edecekti yani. Aşk bu kadar kolay mıydı. Kapının önüne konabilecek kadar basitmiydi. Madem öyle neden istemediğim halde bu evliliği hevesle istemiş ve herşeyin güzel olması için elinden geleni yapmıştı. Ben ikna etmeye çalışıp beni kendine aşık etme çabasına gireceğini düşünerek gardımı çoktan kuşanmıştım. Dumura uğrayan o olacakken şimdi roller değişmiş ilk atağı o yapmıştı. Bu kadar kolay vazgeçecekse benim de gardımı düşürmeye asla niyetim yoktu. Hafif başımı sallayarak kendime gelip yoğun düşüncelerimden sıyrıldım. Ayağa kalkıp yüzüne bakarak

"Eminim." Dedim yüzündeki kırgın ifadeyi görmezden gelerek yukarı kata yöneldim. Arkamdan geldiğini hissedince arkama dönüp

"Nereye geliyorsun sen salonda yatacaksın." Dedim bozulmuş ifademi görmemesini dileyerek.

Yüzündeki kırgın ifade kaybolmuş yerine alay dolu bakışlar gelmişti. Değişken ruh hali korkmama sebep okurken aramızdaki mesafeye dikkat ediyordum.

"Korkma karıcığım odadan yastık ve örtü alacağım." dedi ima dolu.

"Aman al ne alıyorsan sonra da gözüme gözükme." Dedim. Sinir ve alay karışımı ifademle.

"AAA ama arkadaşlıkta bir yere kadar ilk geceden tadımız kaçmasın."
Derken yastık ve pikeyi almış kapıdan çıkıyordu. Sonra arkasına dönüp  "Korkarsan seslen yeter anında yanındayım." dedi göz kırpıp gülerek.

Kapıyı yüzüne çarparak en makul cevabı vermiştim.

Yatağın örtüsünü kaldırıp altına girince yaşananları düşündüm bir süre ani evliliğimiz ona karşı olan tutumumu tamemen değiştirmiş verdiğim şansı çöp etmişti. Birşeyler hissetmem emrivaki evliliğimizi kaldıracak cinsten değildi. Ne vardı önce gönlümü kazanmaya çalışsaydı. Daha doğru dürüst ne iş yaptığından bile haberim yoktu. Para konusunda bonkör tutumu iyi kazandığını gösteriyordu. Ama nikahına girdiğim adamı en yakın arkadaşımın abisi olacak kadar tanıyordum işte. Ne düşünmem nasıl davranmam gerektiğini bilemez halim içimi acıtırken olasılıkları düşünüp yorgun zihnime daha fazla eziyet etmek istemedim. Yavaş yavaş uykunun kollarına kendimi bıraktım. Akın'ın gülen yüzü görünüp kayboldu karanlık zihnimde ve karanlığa teslim oldum.

Aksu (ASKIYA ALINDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin