3. BÖLÜM

8.5K 240 24
                                    


Üç gün sonra

AKIN

    Üç gün... üç koca gün geçti. Ulan madem böyle şakıyacaktım kızı sevdiğimi neden bunca yıl susup kaçtım diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Madem söyleyeceksin biraz alıştır gelir gelmez kızı ikinci görüşünde yapılacak işmiydi benimkisi.

Kız üç gündür sabahın köründe babasıyla işe gidip babasıyla dönüyor. Bırak tek başına sokağa çıkmayı cama bile çıkmıyordu ki yüzünü göreyim.

Yok bu böyle olmayacak benim bir şekilde Aksu'yu görmem lazım dedim odamda bir sağa bir sola dönerken.

İtirafım yetmez gibi kendi kendime bir gaflete düşüp öpmüştüm birde kızı o tokadın her zerresini hakettin sen oğlum Akın şimdi dön dur kıç kadar odada dedim hayıflanarak.

Kendi aklım konu Aksu olunca duruyor, mallaşıyordum. Ferit'ten akıl almam gerektiğine emin olunca cüzdanımı ve arabanın anahtarını alıp çıktım evden. Ferit benim en yakın arkadaşım hatta dostumdu. Gözüm kapalı güvenebileceğim nadir insanlardan da birisi zaten güzel gözlü Aksu'mu ona emanet etmesem gidemezdim yurt dışına falan. O hep buradaki gözüm olmuştu benim. Aksu'nun babasının dükkanı ile Ferit'in dükkanı karşılıklıydı. Yazları ve haftasonları Aksu da dükkanda çalıştığı için ne kadar Ferit'e ters gelsede sürekli bilgi veriyordu bana. Kemal de farkında olmadan evden yapıyordu bu işi. Aksu Ferit'in abisi gibi görüyor arada dertleşiyorlardı bile. Aksuların
Züccaciye dükkanı vardı çalışanlarının olmasına rağmen Aksu tüm yaz çalışır hiç şikayet etmezdi. Ferit'in maatbasına bile bazen yardıma gelir bundan da gocunmazdı.

Belki o zamanlar cesaret edip açılsaydım şimdi evlenmiş olurduk, hayali bile aklımı başımdan alırken dükkanın önüne park ettiğim arabadan indim. Gözlerim matbaaya girene dek Aksuyu aradı ama görünürde kimse yoktu zaten bu saatlerde genelde iş olmazdı.

İçeri girdiğimde Ferit makinanın başında birşeylerle uğraşırken burada bulmayı beklemediğim biri daha vardı dükkanda, Aksu elinde ki kağıt destesini kontrol ederken söyleniyordu.

"Abi bu makina iflah olmaz boşuna uğraşma buna harcadığın tamir parasıyla yenisini alırdın yeminle."

"Ne yapayım kıyamıyorum atmaya."

"Tamam anladık baba yadigarıda babana da dedenden kalmış gözünü seveyim dedenle yaşıt makinadan daha ne bekliyorsun."

"Aksu bu makina harbiden bu sefer çalışmaz baksana parça elimde kaldı."

"Ha şunu bileydin abi, rahat bırak makinayı artık oda bıktı sende."

"EE ne yapacağız şimdi adamlar yarın sabaha teslimat bekliyor, yeni makina da anca akşama kurulur, annemi taziyeye götürecektim il dışına akrabası vefat etti hay şansıma tüküreyim."

Sessizce onları dinlerken artık olaya dahil olmam gerektiğini anladım.

"Kardeşim ben sabaha kadar çalışır yetiştiririm sen götür Fatma Sultanı istediği yere."

"Vay kardeşim benim hoşgeldin üç gündür gözükmüyorsun."

Aksu kedi görmüş fare gibi kuyruğunu kıstırıp kaçmaya hazırlanırken ona döndüm.

"Yardım edersin dimi hallederiz sabaha kadar."

"Abi ben bununla çalışmam kusura bakma." dedi beni işaret edip suratını ekşiterek.

"Ne oldu abim bir yanlışı mı oldu sana Akın'ın."

"O anlatsın abi ben gidiyorum, kusura bakma bu giderse yardım ederim haber et yeter."

Aksu (ASKIYA ALINDI) Where stories live. Discover now