6. BÖLÜM

5.5K 171 2
                                    

Aksu

Uykumun içine eden Kemal nihayet peşimi bırakmış bende kaldığım yerden yatağım ve yastığımla hasret gidermiştim. Uykumu almış olmanın verdiği keyifle yatakta doğrulup kollarımı kaldırarak esnettim. Bu gün dükkana gitmeyecektim. İzinli olduğumu söylemişti babam malum gece geç saatlere kadar Ferit abinin orada çalışmıştım. Yataktan kalkarak dolabımı açtım ve yatağımın üzerine giyeceğim kıyafetleri bıraktım. Eve geldiğimde duş almış olsamda tekrardan duş alarak giyindim. Saçlarımı bu gün açık bırakmayı seçerek fişe takıp ısıttığım maşa ile uçlarına hafif dalgalarla şekil verdim. Makyaj yapmayı her zaman tercih etmesem de bu gün uykudan şişmiş gözlerimi kamufle etmek için biraz makyaj yapabilirdim. Hafif fondöten allık rimel ve soft renk rujumuda sürerek makyaj işini de halletmiş oldum. Aynada kendime baktığım da siyah pileli eteğim, siyah çoraplarım üzerine hardal sarısı kazağımla bence gayet hoş görünüyordum. Parfümümü de sıktıktan sonra odadan çıktım. Annem ortalıkta gözükmüyordu. Sorguya çekilmek istemediğimden bu iyi birşeydi. Bilekte biten topuklu botlarımı giyip çantamıda alarak evden çıktım. Mont almaya gerek duymamıştım çünkü garip şekilde bu gün hava güneşli ve güzeldi.

   ( Aksu'nun kombini)

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

   ( Aksu'nun kombini)

Daha sokaktan çıkmadan telefonuma gelen mesajla durdum ve ekran kilidini açıp mesaja baktım. Mesaj Akın'dandı.

Gönderen:
Akın; 13.30
Bu saatte bu vaziyette nereye gidiyorsun acaba?

Bana bu şekilde hesap sormaya hakkı varmıydı. Daha aramızda birşey yoktu ki. Sinirlerim tepeme çıkmış vaziyette telefonu çantama koyup devam ettim. Çok geçmeden ikinci mesaj geldi.

Gönderen:
Akın; 13.35
Kime diyorum kızım cevap versene.

Allah Allah adama bak ya. Aloo sen hayırdır diye bir mesaj atmak doğru olmadığından yine cevap vermemeyi seçmiştim ki tanıdık araba yanımda durdu. Akın camı açıp beni baştan ayağı süzdükten sonra;

"Bin şu arabaya." diye normalden sert bir dille emretti.

"Binmiyorum hem sen hangi sıfatla bana karışıyorsun." dedim sinirle.

"Kendi rızan ile bin yoksa kucağıma alıp bindirmekte bana uyar."

"Arkadaşımla buluşacağım ben sonra görüşürüz." deyip saçlarımı savurarak yürümeye devam edecektim ki arabanın kapısını açıp aşağı indi. Cidden dediğini yapmazdı değil mi.
Yanıma geldiğinde siyah pantolonu ve üzerine oturmuş siyah kazağıyla ne kadar hoş göründüğünü düşünmeden edemedim. Kafamı iki yana sallayarak kendime geldim. Mahalleden henüz çıkmamıştık. Öyle birşey yaparsa daha biz mahalleden çıkmadan dedikodu kazanı kaynar bu da benim sonum olurdu. Babam iyi adam hoş adamdı ama bu konularda kesinlikle taviz vermezdi.

Hemen arabaya binip kapımı kapattım. Oda binince elimi ona doğru sallayarak.

"Ne yaptığını sanıyorsun dedikodu için daha iyi malzeme veremezdin emin ol." Dedim sitemle.

Öfkeden koyulaşmış gözleriyle gözlerime baktı. Korkmadım desem yalan olur. Sonra arabayı haraket ettirdi ve sinirle konuştu.

"Asıl sen ne yapıyorsun amacın beni delirtmek mi? kim senin arkadaşın? ."

Bu tavrına ağzım açık bakakalsam da hemen toparlanıp omzumu kaldırıp indirdikten sonra cevap verdim.

"Aslıyla buluşacaktık kütüphaneden çıkınca daha kardeşinden haberin yok ama maşallah beni dikizlemekte bir numarasın."

Direksiyonu sıkıca tutan elleri gevşedi. Yüzünde gözle görülür bir rahatlama ile konuştu.

"Öyle desene Aksu aklım çıktı bir erkekle görüleceksin diye. "

"Sana şans vereceğimi söyledim neden böyle birşey yapayım ki?"

Gamzesini göstere göstere güldü. Ama böyle gülersen ben nasıl kızayım sana.

"Ne bileyim seni böyle fazla güzel ve hazırlanmış görünce şey işte aman ya akıl mı bıraktın bende Aksu kıskandım işte."

İşaret parmağımı ona doğru sallayarak "Bana bak öyle insanların önünde bir daha beni zor durumda bırakırsan kafanı kırarım." Dedim hafif gülerek.

"Kır anasını satayım başkasına gitmede ne yaparsan yap razıyım." dedi gülümsemesi devam ederken.

"Dengesiz." dedim bende onun gibi gülerken.

Hala sevip sevmediğime karar verememiştim. Ama etkilendiğim gerçeği tartışmaya kapalıydı.

"Geldik."

Ne ara söylediğim yere geldik hiçbir fikrim yoktu. Zaten arabayla getirdiği için kırk dakika erken gelmiştik. Tek başına beklemek istemediğim için kesinlikle bu yüzden emniyet kemerimi çözerken

"Gel bir kahve içelim sen getirdiğin için baya erken geldik." Dedim.

"Tamam olur." diyerek balıklama daldığı teklifimle arabayı park etti. Bu mekan Aslıyla derslerden arta kalan zamanlarda geldiğimiz deniz kenarında ahşap detayların ve toprak tonların bolca kullanıldığı herşeyin doğal ve şık göründüğü şirin bir yerdi. Arabadan inip Cafe'nin kapısından girdiğimiz anda ben elimi açık kalan ağzıma kapatırken Akında yumruklarını çoktan sıkmış benim gördüğüm manzaraya dikkat kesilmişti.

Aksu (ASKIYA ALINDI) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora