~BÖLÜM 9~

173 23 29
                                    

UZUN BİR BÖLÜM SİZLERİ BEKLİYOR. MERAK ETTİĞİNİZ YERLERİ PARAGRAF ARASIN DA SORARSANIZ SPOİLER VERMEDEN CEVAPLAMAYA ÇALIŞIRIM. İYİ OKUMALAR 💜

MULTİMEDYA ALİCE

Lori yaklaşık 1 saat kadar hareket etmeden, istedikleri görüntü alana ve kadının çığlığına kadar hareketsiz kalmayı başarmıştı. Polis memurları kadını ve etrafa toplanan küçük çaplı kalabalığı uzaklaştırarak olay mahalline geldi.

Lori'yi plan gereği ceset torbasına koyarak ambulansa bindirdiler.  Kendi kendine bunun çabuk geçeceğini ve yakın zamanda bu ceset torbasından kurtulacağını söylese de içinde ki gerçek ölüm korkusu baskın kalıyordu. Derin nefesler alarak bunun sadece oyun olduğunu tekrarlıyor du. İçinde ki acımasız ve gerçek ses ona bunun oyun olduğunu ama bir gün gerçekten ceset torbasına gireceğini söyleyip duruyor du.

Stew ambulansa binerek siyah ceset torbasının zincirini açtı. Lori hızlıca doğrularak temiz havanın ciğerlerine girmesini sağladı.

"Bu benim için çok zor oldu."

Stew hafif ses tonuyla "Biliyorum ve umarım bu çabalarımız boşa çıkmaz." dedi.

"Umarım."

Lori sedye de doğrularak oturma pozisyonunu aldı. Ambulans hareket etmeye başlayınca daha da rahatladığını fark etmişti. Oyun da olsa bu ceset torbasın da olmak bir hayli korkutucuydu.

"Şu kasabadan ayrılma konusunu bir daha konuşsak." dedi Lori istemsizce çıkan ince ve kırılgan sesiyle.

"Lori senin istediğini kabul ederek bu planın parçası olmanı sağladım şimdi ise beni dinleme sırası sen de. Bu kasabadan ayrılacaksın. Seni ben götürüyorum ve  benim ile bu konu da tartışmaya bile girme."

Stew ambulansın camın dan etrafa bakarak tekrar Lori'ye döndü. Lori ayaklarını sedyeden sarkıtarak küsmüş bir çocuk gibi sallıyor ve başını yerden kaldırmıyor du.

" Lori katili yakaladığımız da geri dönebilirsin, yani bu kadar üzülmene gerek yok. "

" Bir gün." dedi Lori "Beni gerçekten anlar mısın merak ediyorum."

Stew tek kelime bile etmedi. İkisi de sessizce birbirlerine bakmamaya gayret ederek beklemeye başladılar ta ki ambulansın kapısı açılana kadar.

"Tamam dır geldik." Tom, Stew'in çıkmasını beklerken Lori'ye döndü.

"Sanırım bura da ayrılıyoruz."

"Evet ayrılıyoruz. Bura da olmam ve katilin ölmediği mi anlaması, tehlikeli olabilir. En azından benim için." Lori'nin ses tonu olayın ciddiyetini yansıtıyor gibiydi.

Tom el sallayarak vedalaştıktan sonra Lori'nin gözleri ambulansın kapısın da bekleyen Stew'i bulmuştu. Bu kehribar gözlü adam dan ayrılmak Lori'yi içten içe üzüyordu.

" Ben gelene kadar bura da bekle, sonra seni Los Angeles'e götüreceğim."

Lori tamam anlamın da başını sallayınca Stew kapıyı kapatarak gitmişti.

"Alice ve Kendy kim bilir ne kadar üzülecek." Başını kaldırarak akmaya çalışan göz yaşlarına uğraş verirken aynı zamanda katilin bu yemi yutup yutmayacağını düşünüyor du. Eğer işe yaramaz ve katil bunu öğrenirse bu sefer Lori'nin kurtulma şansı pek olmayacaktı.

Yarım saat bekleyişin ardından ambulansın kapısı açılınca Stew'in acele etmeye çalışan hal tavırları dikkatinden kaçmamıştı.

"Hadi kameraları hallettik şimdi buradan gidiyoruz gel benim ile." Stew elini uzatarak Lori'nin tutmasını bekledi. Lori uzatılan ele bakarak her ne kadar tutmak için kalbi savaş verse de bir de Stew'in kendisini göndermek için çabasını düşündü. Vazgeçerek Stew'in uzattığı eli tutmadan indi.

ASLA KORKMA (TAMAMLAMDI) Where stories live. Discover now