16

389 35 10
                                    

...
Anna homurdanarak orman yoluna yöneldi." Hayatımda gördüğüm en dengesiz herif ! Ayrıca Alec mi ? Undertale elinde bir sürü çocuk oynattı fakat alec cidden fena değil. Fakat magnus mu ? Çok alakasızlar..." diyip homurdanırken motorunun olması gerektiği yerde olmadığını keşffetti.Bir küfür savurum ağacacı tekmelemeye başladı." Başlarım böylr işe!" diyip bir ağacın kenarına oturdu. 'Eğer alec olmasaydı magnus ile iyi anlaşabilirdik. Yataktan başka bir şekilde. Sadece dokunarak olan bir ilişki olmadan...' diye düşündü anna. Hemen ardından biraz yana kayıp bir çalılığın önüne doğru oturup çimenleri koparmaya başladı.

Aniden ağzını tutan elle gözlerini kocaman açtı ve boynundaki bıçakla bağırabildiği kadar bağırdı.

.
.
.
.
...
uyandığımda tenime değen sıcak nefesle irkildim. Yerimde biraz kıpırdandım fakat Alec'i uyandırmadığım için sevinmiştimde. Üstğmdeki kolunu biraz yana itip nefes alma işlemlerimi yerine getirmeye başladım. Yerimden kalkıp dik bir şekilde oturduktan sonra uyayan Alec'e baktım."Keşke çok daha farklı şekillerde tanışmış olsaydık..." diyi fısıldayıp alec'in yüzüne dökülen bir bukleyi kenara çektim. Yataktan kalkıp tualete gidecekken gözüme çarpan siyah kutu ile yerimde durdum.

Kaşlarımı çattıp kutunun yanına gittim ve tekrar içine baktım.Yine aynı şeyler.... ve bir fotoğraf eklenmiş. Fotoğrafı elime aldığımda yin o çocuğu gördüm.Bu çocukta ne buluyor ki ? Tamam tipsiz demiyorum fakat.... onunla bir geçmişi olduğunu bilmemem istemsizce beni rahatsız ediyordu."Magnus?" diye bir ses duyduğumda atar topar elimdeki fotoğrafı kutuya tıkıp hemen Alec'e döndüm.

"Ne yapıyorsun?"

"Ben? Eşyaların ortalıkta dolanıyor şu kutuyu kaldıracaktım. Ayrıca... bir daha ben istemediğim sürece beni seninle uyumaya zorlama." diyip odadan bişi demeden çıktım. Niye böyle bişi yaptım ki ? Geri dönüp sadece dalga geçtiğimisöylesem çok mu belli olur ? Tabii ki belli olur seni aptal. Gurur yapmam gerekiyor. Beni resmen elinde oynatıyor.

İyi de onunla evlenen benim ?

Ama acıdığımdan yaptım.Bu onu önemsediğimi göstermez ki ?

Emin miyiyim ?

Sanmıyorum.

Hızlıca aşağıya inip kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Sofrayı kurup bir yandan pişen omlete göz kulak oluyordum.Alec yemek yapabilir mi acaba ? Biraz düşününce 'neden olmasın ?'diye geçirdim içimden. İsabelle kadar kötü olamaz. Omlet hazır olduğunda tabağıma servis yapıp yemeğe başladım.Çok geçmeden mutfağa geldi ve bana bakmaya başladı. Onun için biraz omlet ayırmıştım. Sesimi çıkarmadan yemeğimi yemeğe devam ettim. Pis pis sırıttıktan sonra özellikle yanımdan biraz fazla yakın geçti ve ona ayırdığım omleti alıp karşıma oturdu.

Sessizce yemek yemeğe devam ettik."Eee, bugün ne yapmak istersin ?" diye sordu alec ağzına bir lokma tıkarken.

"Pek bişi yapmak istemiyorum."

"Açıkçası bugün kendimi baya enerjik hissediyorum aslında.Sanırım dün uykumu iyi çekmişim."

Beni bu imalarla kandırabileceğini sanabiliyorsan yanılıyorsun.

"Ne güzel. Sana önerim dışarıda biraz turlaman." diyip daha çok yemeğime gömüldüm.

" Aslında koşmak iyi bir fikir olabilirdi fakat ben daha harektli şeyler istiyorum..." dedi alec şımarık bir tonda.

Omleti keserken,"Azdın mı ?" diye mırıldanmak istemiştim fakat düşündüğümden daha fazla yüksek sesle söylemiştim bunu. Hızlıca ağzımı kapatıp az önce dediğimin gerçek olup olmadığını düşünmeye başladım. Alec bir kahkaha atmaya başlayınca sinirle yerimden kalkıp salona doğru ilerlerken Alec'in ," Aynı evde yaşıyoruz biliyorsun değil mi ? Kaçabileceğin çok yer yok." dediğini duydum.

O mu beni süründürüyordu yoksa ben mi beni süründürüyordu bilmiyorum.

Ama kazanan taraf ben olacaktım. Derin bir iç çekip dışarı çıktım. Hava soğuktu. Ayrıca yerlerde kaygandı. Bugünlük şömineyi yaksak iyi olur.

Dün aklıma nasıl annayı kovduğumu düşününce gülmeye başadım. Yandan bir dokunuşla yüzümdeki bütün gülümseme kayboldu." Birlikte koşmaya ne dersin ? Eminim ikimizde rahatlarız." dediğinde alec gözlerimi devirip elini omurumdan ittim.

"Alec, emin ol şuan senın bu ergen tavırlarını kaldırabilecek değilim." diyip içeri geçtim.

Ve bütün gün böyle geçti. Alec flört etti ben de tersledim. Ondan ne kadar uzak duracaksam o kadar iyi olacaktı.İki aylık bir şeye bağlanamazdım. Aşk gerçek değil, Aşk yok. İnsanlar cinsellikten başka bir şey istemez. Sadece fiziksel diye içimden geçirmeye devam ettim.

Akşam saat sekize doğru alec peşimi bırakmış o da yine aynı ifadesiz yüzüne dönmüş ve ikimizde birbirimizin yüzüne bakmamaya başlamıştık. Şömineyi yaktıktan sonra içkilerin olduğu yerden bir şarap alıp şömünenin önündeki kırmızı koltukta içmeye başladım. Kendimi sadece 1 kadeh diye şartlandırsam bile üçüncüye başlamıştım bile. Sıcak ateşin tenimi yalayıp geçmesi hoşuma gitmişti.Bu soğuk günlerde ayrı bir zevk veriyordu.

Bir yudum daha alırken Alec'in nefesi boynumda dans etmişti." Eğleniyor musun bari ?" dedi. Gülümsemeye başladım.

"Alkol almış olabilirim fakat hala bilincim yerinde Lightwood. Şimdi git ve otur oturduğun yerde." diye onu tersledim. Tabii bunu söylerken bile yarım yamalak konuşmuştum.

Alec gülümseyip dudaklarını boynuma sürterken nasıl ondan bir gün boyunca uzak kaldığımı düşünmeye başladım." Hadi, bana dokunmak istediğini biliyorum." dedi Alec.

"O kadar çok istiyorum ki....işte bu yüzden senden uzak duruyorum.Beni güçsüz düşürüyorsun."

" Bazı şeyleri feda etmen gerekir."

" Yetirince şey feda ettim bence."

"Belki bir şey daha feda etmen gerekir ?"

"Ne peki ?"

Bunu dediğim gibi dudaklarıma yapışmıştı.

diğer bölüm hem çok güzel hem çok kötü olacak kmfmffmkdnf

DON'T FUCKED MY LİFE - MalecWhere stories live. Discover now