27.BÖLÜM: AİTLİK HİSSİ

En başından başla
                                    

Hayır, bunu istemiyordum. Sürekli onunla ve onun karanlık dünyasıyla karşı karşıya gelmek beni mahvediyordu. "Evime gitmek istiyorum."

"Üzgünüm ama bunu Mahzen'de gözükmeden önce düşünecektin. Oraya sadece torbacılar girebilir. Dikkat çektin."

"Ne demek istiyorsun? Ne olacak şimdi?"

"Sakin olur musun? Sürekli panik halindesin. Sakince dur, sorun yok rahatla."

Dişlerimin arasından tükürürcesine konuştum. "Sorun yok mu? Benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Durumun senin açından zor olduğunu anlayabiliyorum ama kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğimi bil. Duydun mu beni? Sakin ol ve bana güven. Zarar görmene izin vermem." Gözlerindeki sıcak ifade güven veriyordu. Güven vermeyen tavırlarıydı. Güven vermeyen bizzat kişiliğiydi.

"Ben çoktan zarar gördüm Elvin."

Sözlerim üzerine sessiz kaldı. Böylece konu kapanmıştı.

Onunla gitmek istemesem de onunla gitmek zorundaydım. Fikrimi bile sormuyordu ki zaten! Sadece olası felaketlerin fragmanlarını sunacaktı önüme.

Yola çıktığımızda bir süre bekledik ardından taksi geldi. Elvin dakikalar öncesinde aramıştı. Arabaya binerken sesimiz çıkmıyordu. Verdiği adrese varana kadar da çıt çıkmamıştı. Aklım Reha'daydı. O anlar gözümün önünden gitmiyor, nefeslerimi düzensizleştiriyordu. Kendimi düşünmemeye zorladım.

Bir binanın yangın merdivenlerini tırmandık. "Burası senin evin falan mı?" Oldukça dönemeçli merdivenlerin sonu gözükmüyor gibiydi. "Hayır. Burayı bir çeşit saklanma alanı olarak görebilirsin." Sonunda bir kapının önünde durduğumuzda cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı. İçeri geçtik fakat hiçbir şey hayal ettiğim gibi olmadı.

Çünkü resmen oturup Reha'nın gelmesini bekledik.

Belki de saatler sonra kalp çarpıntımın sesi olan adım seslerini duydum. Gideceğim diye çıkardığım kavga bitmeden gelmişti. Kapı açıldı, içeriye o girdi. Dudağının köşesindeki yarayı fark ettim. Aynı zamanda kaşı da kanıyordu.

O içeri girince birden susmuştuk.

Geldiğinden beri gözlerini benden ayırmamıştı, ortadaki masanın önünde durduğunda sandalyeye oturdu. "Elvin bize izin ver."

"Hayır, bende tam gidiyordum."

Elvin kolumdan yakalayarak beni durdurdu. "Diğer odada seni bekleyeceğim." Bana güven dercesine gözlerini kapatıp açtı.

Algılayamıyordun bile, donup kalmıştım. Elvin çıkıp ardından kapıyı kapattığında nefes seslerimiz çınlıyordu. Daha fazla dayanamayarak nefretimi kustum. "Ne istiyorsun benden? Neden sürekli beni istemediğim şeyleri yapmaya zorluyorsun? Seninle karşı karşıya gelmek, yüzünü bile görmek istemiyorum." Parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim. Tüm bedenim titriyor, yaşananlar film misali zihnimde dönüyordu. Onun yüzüne bakmak istemiyordum, beni uyuşturmasına izin veremezdim.

Uyuşturucuyla böylesine içli dışlı olarak mı kapmıştı bu uyuşturma etkisini?

Düşündükçe ölüyor gibiydim.

"Kapıdaki ateşin sebebi Sevgi'ydi." Başımı hızla ona doğru çevirdiğimde yüzüme çarpan saçlarım hemen ardından omuzlarıma düştü. Gözlerim irice açılmış, şaşkınca ona bakıyordum. Sevgi, gerçekten Reha için tehdit olmuştu, onu tehdit ettiği şey bu muydu yani? "İyi de bunu nasıl yaptı?"

Karanlığın Aç Çocukları Serisi 1 ve 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin