2.Bölüm Ev Hali

15.4K 574 60
                                    

Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin lütfen, KEYİFLİ OKUMALAR! 

-D

                                                                                                   Öpücükler ve bukleler..

''Bankada ki çocuk o muydu?'' Sesi kadar gerilen yüzü her ne kadar dikkatimi çeksede gözlerimi kaçırdım.

''Evet, o kim ki?''

''O sataştığın çocuk son derece tanınmış biri, tehlikeli ve asi.'' 'İsmi gibi..' diye, fısıldadım içten içe. Ayaklı gazate gibi bana

bilgi vermeye devam etti.

''Lise 4'te ikinci senesi, çevresi bayağı geniş ve para bakımından da rahat. Kızlar her ne kadar peşinde koşsada sayılı

kişilerle görüşür.''

Gözlerimi devirdim.

''Tam bir serseri yani..'' Başıyla beni onayladı. Hafif gülümsemesi güzelliğini ortaya çıkarırken, tenefüs zili kulağıma ilişti. Sınıftan ağır adımlarla dışarı çıktım, amacım sadece okulu dolaşıp tanımaktı. Koridorda yürürken, insanların rahatsız edici bakışları üzerimden düşmüyordu. Düz beyaz koridorun sonuna gelmeden hemen önce kocaman tabelanın üzerinde ki yazıyı gördüm. 'KÜTÜPHANE' Kitaplara olan ilgime yenik düşerek, kapıyı araladım.

İçeri girdiğim de tıpkı filmlerde ki gibi bir manzara karşımdaydı. Mükemmel görüntü karşısın da ağzımı kapatmaya zorladım bedenimi.

Bir sürü uzun ve geniş raf vardı. Sırayla dizilmiş, araları bölümlere göre isimlendirilip doldurulmuştu. Burada ki öğrencilerin buraya pek uğramadığına emindim. Dokunarak hissetmeye çalıştım kitapları, rafların arasında dolaşarak, ellerimi sürmeme engel olamıyordum.. 

Gözlerimi kapatmış, raf arasında ki dar koridorun sonuna yaklaşırken bileğimin üzerin de ince bir sızı hissettim.

Biri bileğimden fazla sıkı tutuyordu. Gözlerimi açamadan kendimi raf arasında ki koridorun sonunda buldum. Gözlerimi açmamla, kapamam bir oldu. Sırtımda ki acı bedenime yayılırken duvara çarptığımı anlamıştım.

''Özür dile.'' dedi, keskin ama kadifemsi ses. Sonunda gözlerimi açmaya fırsat bularak, karşımda duran keskin gözlere baktım. Asi bütün ihtişamıyla karşım da dikilmiş, delici bakışlarını atıyordu bana. İçimde ki öfke yeşerirken, sinir gözlerime döküldü.

''Özür dilemesi gereken sensin!'' kendimden emin tavrım, bakışları arasında eziliyordu.

''Bak sen..'' dedi, sesini hafif inceltip, dalgaya alırken beni.

''O nedenmiş?''  

Bu tavrı sanki mümkünmüş gibi öfkeme öfke kattı.

''Orada gerçek sandığım silahı kafama dayadığın için.'' 

''Zaten gerçekti, sadece içi boştu..'' dedi, umursamaz tavrı baş gösterirken.

''Ne!'' diye bağırdım, şaşkınlığım patlak verip beni çileden çıkartmıştı. Vakit kaybetmeden, elini ağzıma koyup sıkıca kapattı. Bir eliyle ise, iki bileğimi de yakalamış kafamın üzerin de birleştirmişti. Ben çırpındıkça o beni durdurmak için vücuduyla vücudumu sarıyor, hareket etmeme mani oluyordu.

Kulağıma, nefesi verip fısıltıyla konuştuç

''Sessiz olmalısın, küçük bela..'' Yan gülüşü içimde ki öfkeyi solduracak türdendi.

BELALI SERSERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin