25. BÖLÜM" CEVHER' DEN BİR İZ"

123 36 61
                                    

En vefalı çocuk Ahmet oldu.
Sırf annesinin izni bulabilmek için polis olmaya karar vermiş ve bu uğurda yıllarını harcamıştı. Babasını bunca yıldır hiç umursamadı veya yaptığı son evlilik, onu hiç interese etmedi .
Tek çabası annesini bulabilmekti!
Ahmet, babasından intikam almaya karar verdi:
Kendisine miras olarak bıraktığı Türkiye'deki evi ve arabayı vekalet vererek sattırmıştı .
Salih bunu duyduğunda çok öfkelendi!
Çünkü yeni döşenmiş bir gelin eviydi .
Ahmet evi boşaltıp tüm eşyayı garaja attırdı .
Bu süreçte Betül ve Salih Almanya'da uzatılmış balayının tadını çıkarırken ....bu tatsız olay onların mutluluklarına kara bulut gibi çökmüştü.

Betül, çok ağladı .
Salih'e ufak ufak telkinde bulunarak onu çocuklarına karşı kışkırtmayı başardı .
Halihazırda zavallı Salih bu durumlara alışıktı.
Yediği son darbeden sonra karısına karşı mahçup olmuş ve gereğini yerine getireceğine dair eşine söz vermişti .

Betül'ün ağlayışları , iç çekişleri bu vesileyle son buldu . Artık Salih eski yaptığı yaptırımları unutmuş, geçirdiği hüzünlü, acı dolu yılları bir kenara bırakmış, sağlığını hiçe saymıştı.
Tek amacı çocuklarına acı çektirmekti ve intikam almaktı. Çünkü hiçbir mal varlığı kalmamıştı .
Aslında Betül, bütün bunları bilerek evlenmişti. Ama bu kadarına da pes demişti .
Kocasını işleyerek onu tamamen daha gaddar bir karaktere bürünmesini sağladı .

Cahit ve ikizi Cihan, babalarının kendi evlerinde kalmasına dahi izin vermemişlerdi.
Tülin zaten hiç görüşmüyor telefonları açmıyordu .
Ahmet uzakta... ayrı bir şehirde yaşıyordu.
Meral de bu günlerin yaşanacağını tahmin eder gibi öncesinden babasını uyarmıştı.
Tabii dik kafalı Salih ,inat etmiş kendi bildiğini okumuştu !

Hüseyin Ahmet'in bu yaptığı son hamleyi yadırgamıştı.
"Bari ölümünden sonra satsaydı! Çok ayıp etti oğlan!" demekle şaşkınlığını dile getirmişti .

'Ee Salih Efendi !
Ölmeden önce malını mülkünü dağıtırsan; işte böyle günahlarının bedelini ödersin! Ortalıkta kalırsın mal gibi ! diye düşünüyorum .Fakat bu yaşananlar yine de günahının bedeliydi. Zulmün vücut bulmuş şekliydi. 'Hiçbir suç ,cezasız kalmaz 'sözüne inancım giderek güçlendi.

Salih, gece -gündüz intikam planı kuruyordu... uykusuz geceler, stresli günler geçiriyordu.
Betül ona huzur vermiyor, yatağını dahi ayırmıştı .
Salih de " Çocukların yüzünden mutsuzluk, huzursuzluk yaşıyorum "diye söylenip, dizlerine vuruyordu!
Betül ona yüz vermiyor, tek gayesi Salih'in malını -mülkünü geri almasıydı . "Artık çok geç" diye söylendi Salih .

Betül "Hayır Salih'im... Bak kocacığım! Kanunlar değişiyor... Avukat ile görüştük ve verdiğin malları geri almak için dava açabilirsin diyor. Avukata seni mağdur ettiklerini söylersin "dedi ve bilinçsiz Salih' in aklına girdi.

" Öyle mi?! Varsa öyle bir hakkım... hemen davamı açtırırım , çok pişmanım!"dedi .

Günler sonra ilk kez gözlerinin içinde ufacık - bir toplu iğne başı kadar -ışık göründü .
Betül ise ona yanaşmıyor cezalandırıyordu .
"Hayır kocacığım malları evlatlarından tekrar kurtaramazsan ,beni unut!" diye ültimatom kattı ilişkisine .

"Hayy böyle dünyanın ta ..içine!" dedi Salih küfür ederek.

Tekrar stres ve gerginlik onun vücut kaslarının kasılmasına sebep oldu .
Yeni bir hastalığa tutulmuştu!

Şimdilik geçiştiriyordu.

Meral aldığı duyumlar karşısında Ahmet'in tepkisini çok iyi anlamıştı ve ona destek olmak amacıyla ; babasına tepki mahiyetinde aynı şeyi yapmaya karar verdi!
Türkiye'deki bahçeyi kendisi de satılığa çıkartarak ,Salih'in evliliğini nispeten protesto etmiş oldu.

KALP VURGUNU ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin