Bölüm 11| Bunlar çok ağır ve acı tesadüfler...

शुरू से प्रारंभ करें:
                                    


Seval'e kesinlikle; "Gıcık asistan! Sen kiminle dans ettiğini bilmiyorsun ama öğrendin." yazmıştı. Bir de eklemişti; "Ben merkezciliğini aşamamış bir asistan. Sevmedim. Kendini geliştirmelisin."


Diğerine de; "Aslında kendini kasmasa iyi, ancak çok özeniyor.", bir diğerine de; "Dediğine inansam ağına düşerim gibi. Çok tuzakçı bakışları var. Tehlikeli, ancak korkutucu değil!" yazmıştı. Şaka gibi! Gerçekten tüm toplantı boyunca bunları mı yapmıştı? İyice sinirlenmişti, Tarık. 


Defteri bir sinirle kapadığında asansörün kapısı da o anda iki yana açılmıştı. Hayır, ineceği katta durmamıştı. Asansöre binen kişi durdurmuş olmalıydı. Sonra tekrar asansör yukarıya çıkmaya devam etti. Asansöre binen kadın ise Tarık'a  selam vermiş, Tarık da sadece küçük bir tebessümle başını hafif eğmişti. Neyseki bu sefer istediği katta duran asansörden kapıları açılır açılmaz dışarı çıktı ve Masal'ın odasına doğru ilerledi. Kapıyı hiç çalma gereksinimi duymadan açtığında boş bir masa ile karşılaştı ve bu onu daha da sinirlendirdi. Sonra kapıyı kapatıp kendi odasının kapısında durdu ve kapıyı açıp içeriye baktığında Masal'ı kendi masasının önünde elinde bir çerçeveyi tutarken bulunca içeri girdi.


Gördüğü manzara ile kaşları daha çok çatılmıştı. Hele onun Beyza'nın olduğu çerçeveyi tutarken görmesi, nedensizce onu sinirlendirmişti. Kendisini fark eden Masal ile göz göze gelince ona; "Ne yapıyorsun sen?" diye sert çıkıştı. Aslında bu bir anda çıkmıştı ağzından fakat bu tavrını da düzeltmedi, Tarık. Kapıyı ardından kapatıp masaya doğru ilerlerken, Masal'ın gözünden düşen bir damla yaş dikkatini çekti.


Bu sefer sert bakışları gitmiş, yerini merak almıştı. "Ağlıyor musun sen?"


ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।


Gelenin Tarık olduğunu görünce Masal'ın bakışları onda sabitlenmiş, elindeki çerçeveyi de yerine koyamamıştı. Onun sert çıkışıyla gözündeki bir damla yaş düşmüş ancak Tarık'ın kendisine doğru yaklaşıp ağlayıp ağlamadığını sormasıyla kendisine gelerek çerçeveyi yerine koyabilmişti.


"Şey...hayır. Yani, gözüm fazla daldı herhalde öyle olunca yaşlandı. Bilmiyorum."

"Ne yapıyorsun peki?"

"Ben...boşları alıyordum Tarık Bey. Sonra fotoğraf dikkatimi çekti. Çok güzel kadın. Eşiniz olmalı."


Tarık, Masal'ın bu dediğine bir şey demedi. Sadece elindeki defteri masanın üzerine sertçe bırakıp; "Bu ne?" diye sordu. Masal, önüne sertçe bırakılan deftere baktıktan sonra Tarık'a çevirdi bakışlarını.

Bana Bir 'MASAL' anlat, BABA!जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें