Bölüm 6| Tarık Bey çok...zor biri anlaşılan?

187 21 17
                                    


Masal, işinin ilk gününde oldukça heyecanlıydı

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Masal, işinin ilk gününde oldukça heyecanlıydı. O günün sonunda gelip çattığına hala inanamıyordu. Sonunda attığı adımlar yolunu bulmuş, hedefine an be an yaklaşmaya başlamıştı. Aynada son kez kendine baktığında bedenini dikleştirdi ve kararlı bir duruş sergiledi aynanın karşısında. Çantasını ve telefonunu da alarak aynadaki yansımasına doğru; "Yapacağına inanıyorum. Güçlü kalacaksın ve hedefini asla ıskalamayacaksın. Göreyim seni Masal. Hadi kızım." diyerek kendini gazladıktan sonra ayna karşısından ayrıldı ve evden çıktı. Evi ile şirketin mesafesi çok uzak değildi. Evinden işyerine yürüyüş mesafesi neredeyse 20 dakikasını alıyordu ve Masal, bunu göz önünde bulundurarak bu evi kiralamıştı. Onun için bu biraz zor olmuştu ama ev sahibi ile makul bir kira ücretinde anlaşıp aylar öncesinde buraya taşınmıştı. Tabii dayısı da birkaç hafta yanında kalmıştı. Teyzesinin durumu olmasa belki hala yanında dururdu, fakat çok kısa kalmıştı yanında. Bu Masal için sorun değildi, hatta işine bile gelmişti. Şimdi işyerini görmek isteyecek, bir şey olacak; bu onun için hiç iyi olmazdı. Dayısı ve Tarık'ın katiyen karşılaşmaması gerekiyordu. Zaten hangi şirkette çalıştığı hakkında da yalan söylemişti. Onun için bu hiç iyi olmazdı.


Kulaklığını takıp müziğini açtığında şirkete doğru yürümeye devam etti Masal. Saat oldukça çok erkendi. Tarık şirkete gelmeden önce orada olmalıydı. Şirkete gidince ne yapacağını da bilmiyordu gerçi ama onu da öğrenir, ona göre pozisyonunu alırdı.


Araştırmalarına göre; Tarık oldukça enerjik, pozitif ve güler yüzlü birisiydi. Negatif bir ortama girdiği anda ya oradan uzaklaştırır ya da bir hareketiyle o negatifi alt üst ederdi. Karşısında somurtulması bile yasaktı, o gülüyorsa siz de gülecektiniz. Yaptığı araştırmalar bunu gösteriyordu. Nadiren kahve tüketir, genellikle güne çay içerek başlar ve bunu da herkese tavsiye ederdi.


Masal tüm bunları Tarık'ın verdiği röportajlardan, dergilerden öğrenmişti. Bu onun içinde çok iyi olmuştu çünkü şirkete gittiğinde ilk yapacağı şeyin çay demlemek olduğunu artık biliyordu. Yeni asistanının kendisini elinde çayla karşılamasına çok şaşıracak ve bu dikkatini çekince de soracaktı ve tabii ki kendisinin çok yakından takipçisi olduğunu söyleyecekti Masal fakat bu küçük ayrıntılar onu şimdilik ilgilendirmiyordu. Çünkü asıl önemli olan mesele, Tarık kendisini görünce ne tepki vereceğiydi. Acaba tutulur kalır mıydı? Belki de kalmazdı, yani ne bilebilirdi belki çoktan unutmuştu annesini. Silmişti kalbinden sildiği gibi hafızasından da. Ne bilirdi ki yani hatırlayıp hatırlamayacağını? Ama iş görüşmesini yaptığı Ahmet'in sormuş olduğu o soru Masal'ı biraz tedirgin etmişti işin aslı. Ama sonra onunda üniversiteye Tarık'ın verdiği seminere geldiğini öğrenince de o tedirginliği gitmişti. Belki kendisi de hatırlamıyordu ama karşılama yaparken el sıkışmış bile olabilirlerdi ya da içecek dağıtımını kendisi yapmıştı, o esnada birbirlerini görmüş olabilirdiler. Yani bu da bir ihtimaldi de, içinden bir ses o seminerle hiçbir alakasının olmadığını söylüyordu. Neyse ki bunları düşünmenin sırası değildi, çünkü asıl odağı Tarık'ın kendisini gördüğünde verecek olduğu tepki olmalıydı. O yüzden de çoktan geldiği şirketin önünde durmayı bırakıp içeri girmeliydi.​

Bana Bir 'MASAL' anlat, BABA!Onde histórias criam vida. Descubra agora