34 ~ Seçim

73 4 0
                                    

Günlerdir Robert'ı hayvanlarla beslenmek için zorlamıştım. Hatta önceden yakınlık oluştuğunda insan formu beni zor durumda bırakmış olsa da yine bir dönem o şekilde kalması gerektiğini, en azından insan kanının tadını unutması icin.. daha doğrusu unutmaya çalışması icin denemesi gerektiğini söyleyip durmuştum. Ama o ne kadar inanamasam da bana dönüp insanlar bizim icin Lucy, benimle gel demiş ve ortadan kaybolmuştu. Onu bulmak icin gittiğimde ise sadece saniyeler içinde bir insan daha dünyadan silinmişti.

Bununla nasıl başa çıkacaktım ? O bu kadar güçlü, bu kadar insanlara bakış açısı değişmişken nasıl onu düzeltip, kendi tanıdığım Robert yapacaktım ? Benim Robert'ım.. Kusursuz Robert'ım geri gelecek miydi ?

Yeni evdeki yatağımda oturmuş kenardaki boy aynasında kendimi izlerken bir anda arkamda belirdi. Aynadan kırmızı gözlerine yapma dercesine baktım bininci kez. O bu bakışımı eş geçip eğilip arkamdan boynumu öptü.

- Bana öyle bakma Lucy, ben artık böyleyim. Doğamız bu biliyorsun.

Boynundan bir kez daha öpünce dönüp bileğinden tutup onu yanımda oturması icin yatağa çektim.

+ Bu değildi. Önceyi hatırla. Seninle dünyaya uyum sağladığımız, diğer vampirlerden farklı olduğumuz zamanı. Kanı benden insanlardan ön planda tutmadığın zamanı..

Robert'ın gözlerinde sadece bir anlık saniyenin binde beşi kadar o bir anda değişik bir ışıltı yakaladım. Ama o kadar kısa sürmüştü ki derin bir iç çekip devam ettim.

+ Beni bunu yapacak kadar.. sevmiyor musun ?

Bana delirmişim gibi baktı. Yüzümü ellerinin arasına alırken gözleri yüzümde hızla geziniyordu.

- Seni tahmin ettiğinin sonsuzlukla çarpımı kadar fazla sevdiğimi biliyorsun.

Istediğim cevabı vermemişti. Açık açık kan önemli değil dememişti. Geçiştirmeleri artık canımı yakıyordu.

+ Buna devam ettiğin sürece buna nasıl inanabilirim ? Insanlara bu şekilde bakman.. yani benim bakış açım dışında bakman.. yani senin eskiden olan bakış açından farklı bakman..

Ayağa kalkıp ona yukardan baktım. Nerdeyse bir hafta olacaktı ve artık bunu cidden anlaması gerekiyordu.

+ Canavar olmamak senin elinde Robert. Ve ben bir canavarı sevmek istemiyorum.

Elime dokundu. Yüzündeki acı beni uçurumdan aşağı atarken bir yandan da düşerken ki oluşan rüzgar gözlerime doldu. Ağlayacaktım..

Içinden geçen tüm o hisler içime dolarken onda, acının yanında başka şeyler de hissettim. Vahşilik, katılık, inkar..

Canavar olduğunu bana kendisi söylemişti ama bundan şikayetçi değildi. Benden onun gibi olmamı isterken o, benim gibi olmak, eski formuna dönmek icin çaba göstermemişti.

- Seni seviyorum Lucy, geldin ve bak.. bu eve bir bak.. avlarımı buraya getirmiyorum bile. Senin için.. sana değer ve-

+ Artık duymak istemiyorum. Onlar av değil, insan. Tıpkı senin ve benim önceden olduğumuz gibi. Birer insan, birer hayat, kendi bedenlerinle birer dünya. Bunu nasıl yok edebilirsin, nasıl bu kadar acımasızca düşünebilirsin ?

Gözleri az önceki gibi acı içinde değil, o hiç görmek istemedigim katı şeklinde bakıyordu.

- Artık buyum ben. Düzelemem Lucy. Beni böyle sevmek zorundası-

+ Hayır değilim.

Sözünü kestiğim o an hızla ayağa kalktı ve omuzlarımı tuttu.

- Lucy.. yalvarırım.

Beni duymuyormuş gibi hissettiklerimi de görmezden geliyordu. Düşüncelerimi bana dokunurken duyduğu halde anlamıyordu.

+ Geldim. Senin için geldim. Ve sen.. Anlıyorum. Ben yokken.. hatalar yaptın. Kötü ve geri döndürmesi zor hatalar. Ama sana bunları benimle düzeltebilme imkanı veriyorum. Seni seviyorum çünkü. Şensiz yaşamak, seni sevmeden yaşamak istemiyorum ben Robert. Sense böyle yaptıkça.. Bana saygı duyduğum en önemli şeyi bir hiçmiş gibi karşımda kendi tarafından acımasızca savundukça.. Anlamıyor musun ? Görmüyor musun ? Geldim işte. Yeniden yanyanayız. Neden hala ben yokken ki gibi bu hatayı tekrarlamaya devam ediyorsun ? Söyle bana neden hala-

Dudaklarıma çaresizce dudaklarını bastırdığında vereceği cevabın istediğim cevap olmadığı icin bunu yaptığının farkındaydım. Duymak istediklerimi söylemeyecekti. Ama yine ona karşı geleceğimi bildiği için kendi düşüncelerini de bana söylememişti. Tam o sırada düşüncelerimi duymaması istedim. Artık işe yaramayan düşüncelerimi artık duymasına gerek yoktu. Ve artık duyamayacaktı..

Geri çekildiğinde yüzüme değil ayak uçlarına doğru bakarken elleri hala omuzlarımdaydı.

- Beni engelledin.

Gözümde tuttuğum damlalar yanaklarımı silerken elini kaldırdı ama gözyaşlarımı silmedi. Yatağa yavaşça otururken omuzları çökmüştü.

+ Sende biliyorsun. Seni bu şekilde kabul edemem.

Önümde bu kadar savunmasız bu kadar üzgün otururken onca insanı nasıl öldürebilmişti. Ah Robert. Seni nasıl sevdiğimi, nasıl özlediğimi bilmiyorsun..
Eski günleri, eski seni nasıl özlediğimi..

- Bu evden gitmem gerek değil mi ?

Titreyen ellerini görmezden gelerek Robert'ın arkasındaki duvara gözlerimi diktim. Eğer ciddiyetini anlamasını istiyorsam ona gereken cevabı vermeliydim. Ama kalbim.. Ah şu kalbim.. Neden böyle atıyordu şimdi. Onunda benimde duyabileceğim kadar ritimsiz ve solgun..

+ Bir seçim yapman gerek.

Anlamıştı. Insan kanını ya da beni.. Gitmemesi için, benim için, bütün o yaşanmışlıklar icin kalmasını istedim. Tüm kalbimle istedim.

Ayağa kalktı. Sarıl bana hadi.. Senin için yapacağım de Robert. Gitme yalvarırım.  bırakma beni. Bu mühürü benimle, bırakıp gitme. Savaşacağım de.. yapacağım de. Sensiz nasıl yaparım de. Ya da yalnızca sadece ufak bir tamam de. Yeter ki gitme. Onu seçme..

Dudakları alnıma değerken gideceğini anlamıştım. Gözlerimi kapattığımda onun düşünceleri zihnimde yankılandı.

- Elimde değil Lucy, benim güzel Lucy'm.. Madem bunu istiyorsun.. madem gitmem gerek..

Yutkundu. Düşüncelerini engelledi. Mühür bozuldu.

Hayır.. kalman gerek, yaşamam için kalman gerek, bir bütün kalmam için, Lucy olabilmem için, dağılmamam ezilmemem ölmemem için, kalman gerek diyemedim.

Geri çekildiğinde gözlerimi açamadım. O esintiyi hissederken kalbim parçalandı, ayaklarımın önüne döküldü kırıklar..  ama gözlerimi açıp bakamadım. Gitti biliyordum ama gözlerimi açamadım.. En son onun dudaklarını hissetmiştim alnımda, en son onun yüzünü görmüştüm. Gözlerimi açıp başka bir sey görmek istemedim. Öylece dururken yok olmak istedim.

Kanı seçmişti. Özlediğim sevdiğim kişiyi öldürüp gitmişti, Robert'ımı almıştı benden. Hislerimi duygularımı güzel olan her seyi yok edip gitmişti.

Biliyordum, anlamıştım. Seçimini yapmıştı. Şimdi bana sadece bunu bir şekilde kabul etmek kalmıştı. 

'O artık gerçekten bir canavardı.'

Vampir KırıntısıWhere stories live. Discover now