30 ~ Plan

106 11 91
                                    

Stefanın sesi Robert ellerimden kayıp giderken koca salonda yankılandı.

- Eğer gelmeye çalışırsan Lucy'i belki öldüremem ama ölmek için bana yalvaracak duruma gelir. Ve sen Lucy, gitmeye çalışırsan o.. ne yazık ki ölür.

1 ay sonra ~

Onu 1 aydır görmemiştim. Gelmemişti. Beni korumak için biliyordum ama icimdeki zayıf nokta belki de beni unutmayı seçti diye söylenip duruyordu. Sonuçtu bütün hayatını beni beklemekle geçiremezdi. Robert.. Derin bir iç çekip Stefan'ın bana seslendiğini duyunca gözlerimi yerdeki kırmızı kadife halıdan çekip ona baktım. Şimdiye kadar ne dediyse yapmıştım. Görünmezliğimi kullanıp suç işleyen vampirleri onlar daha ne olduğunu anlamadan önüne atıp acımasızca öldürülüşlerini izlemiştim. Bazen gözlerimin önünde bana saldırmak isteyen vampirler küle dönüşmüştü. Stefan'ın bana bakış açısının değiştiğinin farkındaydım. Onun gibi iğrenç bir vampirin sevgisine ihtiyacım yoktu.

- Sen olmasaydın Italya benim olmazdı. Bu güzel ülke sayende ellerimin altında Lucy, özelliklerin beni büyülüyor.

Son günler bana sürekli böyle cümleler kullanması canımı çok sıkmıştı. Burdan gidebilmek için herseyi yapardım. Roberta zarar vermeyeceğini bilsem her seyi..

- Biliyorsun değil mi ? Sana karşı duygularım yoğun. Beni büyüleyen sadece yeteneklerin değil Lucy. Aslında beni sen büyülüyorsun, her şeyinle.

Kalkıp bana doğru gelmeye başlayınca yüzümü buruşturup geri gittim.

+ Kalbim kime ait biliyorsun. Saçmalamayı kesmen gerek, hemde acilen.

Stefan ilk kez sinirlendi. Gözlerinde bir anlık yanan ateşten bunu anlamıştım. Bana doğru yürümeyi kesip arkasını döndü.

- Onu hala sevmen aptallık. Asla onunla bir araya gelemeyeceksin artık. Şimdi çık dışarı !

Bu ilkti. Gerçekten sinirlenmiş ve beni ilk kez kovmuştu. Salondan çıkarken bunun aslında bir işaret olduğunun farkındaydım. Kaçabilmem için bir işaret.

Yatağıma yatıp tavanda işe yaraması ufakta olsa mümkün planlar kurup dururken belkide cok erken umutlandığımın farkındaydım. Eğer Stefan'ın bana karşı duyguları güçlenirse onun sinirlenmesi daha kolay olurdu. Belki bir gün beni öldürmeye kalkarsa.. ufacık bir an kıskançlığından buna kalkışırsa uçuşan küllerini zevkle izlerdim.

Odamın kapısı yavaşça açıldı. Kirmizi iğrenç gözleri odada parlayan tek şeydi. Yatağımın kenarına oturup saçlarımı elleriyle yüzümden itti.

Kafamı yana çevirince sinirli bir nefes aldı.

- Günlerdir buradasın.. Artık zamanı gelmedi mi ? Beni biraz sevmenin.

+ Ben zaten birini seviyorum Stefan.

Sinirli kısa bir nefes alış daha.. Eğilip yüzüme yaklaşınca yana kayıp kalkmak için hareketlendim ama kolumdan tutup beni sabitledi.

- Artık benden kaçmayacaksın. Başka seçeneğin yok, burda yaşamaktan beni sevmekten başka seçeneğin yok.

Kafasının kopup yere düşmesi için keşke bir şeyler yapabilseydim.

+ Robert'ı sevmekten vazgeçtiğim gün öldüğüm gündür.

Sinirle güldü. Şeytana benzeyen gözleri kısılırken yüzüme daha cok yaklaşıp kolumdaki elinin baskısını daha çok arttırdı.

- O zaman belki de ölürsün.

Bu cümle içimde kararan her şeyi yavaşça aydınlattı. Kurumuş toprak yağmur damlalarına kavuşurken bunu belli etmemeye çalıştım.

+ Bence de öldürmelisin. Seni ancak ölü Lucy sever, tabi ölülerden ne beklediğine göre değişir.

Kolumdaki elini daha cik bastırıp diğer eliyle çenemi tuttu. Ellerinden kurtulmak için çabalasamda yıllardır yaşadığı icin benden güçlüydü.

- Seni seviyorum ve şimdi seni öpmem için delirdigini de biliyorum.

Kafamı yana çevirip ondan uzaklaşmaya çalışırken eğilip saçlarımı öptü. Ondan nefret ediyordum. Ve bütün bu yaptıklarının bedelini elbet ödeyecekti.

Kalkıp giderken onun sınırlarını denemem gerektiğini farkettim. Ayağa kalkıp konuştum.

+ Asla onun gibi olamazsın Stefan. Her zaman sevilmeyen birisi olacaksın.

Kapıdan tam çıkacakken dönüp yanıma geldi.

- Beni sadece senin sevmen önemli. Yalnız senin..

Alayla gülümseyip onu süzdüm. Rolümü iyi yapmalıydım. Ise yaraması için beynim her şeyi yapmaya hazırdı.

Ensesinden tutup başını eğmesini sağladım. Onu öpebilmek için kafamı geri atarken burnu burnuma değdi. Gözlerindeki tutku dolu bakış benim nefretimi umarım görmezdi.

+ Beni öpmek hoşuna gider mi ?

Gözlerini kapatıp beni derince kokladı. Açarken gülümsedi.

- Bana bir şans ver Lucy.

Tam beni öpecekken bir adım gerileyince gözlerini açtı. Bana anlamaz bir şekilde bakarken onu belkide delirtecek cümleyi kurdum.

+ Ah özür dilerim bir an seni.. Robert sandım. Sanırım karanlık bana oyun oynuyor. Kusura bakma Stefan şimdi çıkabilirsin.

Saniyeler içinde beni kolumdan tutup duvara yapıştırınca duvarda çatlaklar oluştu. Sırtım acımıştı ama bakışları şuan somut bir silah olsa daha cok acıtabilirdi.

- Bana bunu yapma ! Beni seveceksin, başka çaren yok ! Bu gece onu aklından çıkar, son kez düşün. Bundan sonra bütün hücrelerinde benim adım yazacak anladın mi ! Sadece benim.

Gidişinin esintisi yüzüme değerken açık kapıya nefretle baktım.

Bu aptallığın sonun olacak Stefan, benim hücrelerimde yazmayı bırak, senin bir hücren bile kalmayacak.

Küllerini izlemek için sabırsızlanıyorum..

Vampir KırıntısıNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ