12 ~ Geri Dönüş

230 16 28
                                    

Beş gün geçmişti Alex'in gitmesinin üzerinden ve biz hiç okula gidememiştik.  O günün akşamı Robert baş ağrısı yüzünden bir koltuğumu kırmıştı. Gün içinde özelliğini beni korumak için iki kez kullanmıştı. Gözlerimizin eski rengini alması için hayvanlarla fazla beslenmiştik. Robert'ın siyah gözleri şimdi daha açıktı. Insan kanı gibi gelmiyordu, hatta o tada baktıktan sonra midem bunu istemiyordu ama alışacaktım, alışacaktık.

Onun ölümüne sebep olmuştum, hatta en büyük pay benimdi. Robert'sa son noktayı koymuştu.

Toparlanamıyordu. Onu intihardan kurtarmıştı ama benden veya kendinden kurtaramamıştı. Her ne kadar o insana karşı yaşarken pek haz duymuyor olsamda onu öldürmeye hakkım yoktu. Keşke kendime hakim olabilseydim.

Robert dün evine gitmişti. Tek yaşadığını biliyordum. Insanlara babasının polis olduğunu söylemişti ama aslında yalnızdı. Onun da durumu benden farksızdı. Onu kimin ölümsüz yaptığını veya insan hayatını hatırlamıyordu.

Yalnız kalması gerektiğini biliyordum ama onu görmeden dayanamıyordum. Sabahın erken saatlerinde onu uyurken gidip görmek istedim. Yalnız kalmaya ihtiyaci vardı, bu yüzden görünmez olarak evine gittim.

Camdan içeri girdigimde beklediğim bir durumda değildi. Kafasını ellerinin arasına almış yatağının kenarında sirti bana dönük otururken fazla hareketsizdi. Biliyordum, keşke bütün acısını onun yerine ben çekseydim.

Gidip onu kaldırmak ve sarılmak istedim. Yüzünün gülmesini ve bana eskisi gibi bakmasını.. Beş gündür bakışları gün üzerimdeyken aslında bana bakmadığını farketmiştim. Amy için üzgündüm ama Robert üzüldüğü için daha çok..

Halının odaklandığı noktasına gidip bağdaş kurup ona bakmaya başladım. Eğer bir vampir olmasaydı muhtemelen yuzu inanılmaz çökmüş gözükürdü ama o bu haliyle bile kusursuzdu.

- Ben bir katilim.

Mırıldanırken gözlerini kapattı. Yıllarca insan gibi yaşamıştı ve ben ona kendi olmasını söyleyip onu bu hataya sürüklemiştim. Belki de onu hayatıma almamalıydım, belki Amy'le barışırdı ve mutlu kalırdı.

- Ben bir katilim.

Bunu söylemesi sinirlerimi bozuyordu. Hayır değilsin diyip ona sarılmak istiyordum. Elimi yanağına uzattım ama dokunmadım, hemen fark ederdi. Geri çekerken tekrar aynı şeyi mırıldandı.

Ince çizgide gidip geliyordum, normale dönmek ve dönmemek arasında. Bir anda karşısına çıkmak istemedim. Pencereye doğru ilerlerken aynı şeyi tekrar mırıldandı. Aşağı inip kendime dönüştüm  ve pencereden tekrar odaya girdim.

Kafasını tam döndürmeden omzuna doğru çevirdi.

- Lucy..

+ Evet, benim.

Yanına gidip onun yatağa uzamasını sağladım. Kendimde yanına uzanıp dirseğimi yatağa dayadım. Saçlarıyla oynarken o gözlerini tavana dikmiş bakıyordu.

+ Nasılsın ?

Derin bir iç çekti. Onun iyi olması için yapacak bir şeyler daha aradım beynimde.. sanırım milyonuncu kez.

- Bir katil gibi.

Onun böyle hissetmesine dayanamıyordum, o katil değildi. Sadece doğası gereği, elinde olmadan yapmıştı.

Biraz yaklaşıp göğsüne yattım. Elimi boynuna atıp bana dogru dönmesini sağladım.

+ Öyle olmadığını biliyorum. Lütfen, bu senin hatan değildi. Elinde olan bir şey değildi.

Vampir Kırıntısıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें