"Peki, sen kardeşin ile onun birlikte olmasına sıcak bakıyor musun?"

"Tabii ki hayır ama Nehir şu an onunla gerçekten mutlu ve ben onu artık kendi dediği gibi özgür bıraktım."

"Oldukça ilginç senin için."

"Çünkü artık abi kardeş ilişkimize zarar veriyordu. Bu hikâyenin kötü karakteri ben olmak istemiyorum."

"Derya şunu itiraf etmeme izin ver. Gerçekten Nehir'e ilgi göstermeyi denedim ama bir türlü içimi buna ikna edemedim. Hep bir yerlerde Sezin vardı. Zaten Nehir de benden nefret ediyordu bu bir sır değildi." Derya yavaşça başını salladı. Kendi kardeşi olduğu halde bile araları iyi değildi ki Fırat da onun gibi bir adam olduğu için yürümeyeceği gayet açıktı. Derya'nın kötü bir düşüncesiydi sadece bu olay. Olduğu takdirde hem iyi bir arkadaşını hem de kardeşini kaybetmesi kaçınılmazdı. İyi ki öyle olmamıştı.

***

Nehir aynada son kez kendini kontrol etti. Üzerinde mor bir şifon elbise ve aynı renkte topuklu ayakkabıları vardı. Saçları(nı)çıkarılacak dalgalar halinde omuzlarına dökülüyor, parlatıcı sürdüğü dudağı ışığın etkisiyle parlıyordu. Kesinlikle kendini beğenmişti. Timuçin ile ilk defa dışarıda eğleneceklerdi ve bunun için fazlasıyla heyecanlıydı. Ayrıca kendi kulüplerine giderek abisinin kararında ciddi olup olmadığını sorgulayacaktı. Her şey harika olacak dedi aynanın karşısında ve biraz daha oyalanırsa geç kalacağını bildiğinden çantasını alıp çıktı.

Timuçin mekanın bu kadar kalabalık olacağını düşünmemişti. İçerisi hıncahınç doluydu, insanlar bir şeyler içip dans ediyorlardı. Böyle ortamlara girmeyeli uzun bir zaman olmuştu. Biraz yalnız hissetti kendini. Ayrıca Nehir neden burayı seçmek istemişti? Düşünürken kendisine gülümseyen kur yapmak isteyen kadınlardan kaçmak istercesine arkasını döndü. Bazen görünmez olmayı istediği zamanlar oluyordu şu an olduğu gibi.

Neyse ki Nehir on dakika sonra yanına gelmişti.

"Biraz beklettim özür dilerim."

"Sorun değil." Nehir uzandı ve dudaklarına kısa bir öpücük kondururken Timuçin hazırlıksız yakalanmıştı. Bu küçük şaşkınlığı Nehir de hissetti ve eğlenir bir şekilde gülümsedi.

"Sana anlatmam gereken harika şeyler oldu. Öncelikle..." Nehir barmene baktı.

"İyi akşamlar Nehir Hanım," dedi adam bakışlarını görünce.

"İyi akşamlar Yaman." Sonra Timuçin'e döndü hızlıca.

"Ne içmek istersin?"

"İçki içmediğimi biliyorsun ama limonlu bir soda alabilirim." Nehir barmene döndü ve iki tane soda söyledi. Daha şimdi ne giydiğini fark ediyordu. Her zamanki giyiminde değildi. Üzerinde siyah modern kesimli bir jean ve üzerine tam oturan beyaz gömlek giymişti. Gömleğin kolları kıvrılmıştı. Saçlarını da özenle yaptığını görebiliyordu. Gözleri de ışığın altında lacivert bir şekilde parlıyordu. Timuçin ona yaklaştı ve kulağına eğildi.

"Çok güzel göründüğünün farkında mısın?" Aynı şeyleri tam da Nehir onun için düşünüyordu.

"Bence senin de benden bir farkın yok." Timuçin önceden olsa alaycılığını takınır bu beğeninin tadını çıkarırdı ama şimdi durum bambaşkaydı. Neredeyse ergen bir çocuk gibi onun bu beğenisi ile sırıtacaktı. Önceki duyguları gibi değildi bu hissettikleri. Tek düşündüğü şey iyi ki olmuştu. İyi ki buradaydı ve iyi ki Nehir ile birlikteydi.

"İyi eğlenceler." Barmenin sesini duyunca ikisi de bakışlarını birbirlerinden çekti. Nehir ona sodasını uzattı ve kendilerine ayırttığı yeri işaret ettiği eliyle.

"Teşekkürler," dedi barmene kısaca ve birlikte köşede kendilerini rahat hissedecekleri yere geçtiler.

"Bana anlatacağın önemli meseleler nedir?" Nehir'in içi içine sığmıyordu. Şundan emindi; Yaman abisinin yanında senelerdir çalışıyordu ve haberi anında uçuracağını biliyordu. Yarın cumartesiydi ve hep birlikte aile olarak kahvaltı edeceklerdi. Eğer abisi bunu duyup da tepki vermezse gerçekten dediklerinde ciddi olduğunu anlayacaktı Nehir.

"Artık her anlamda özgürüm Timuçin. Abim artık hiçbir şekilde karışmayacağını söyledi. Yani bizim için artık hiçbir engel yok. Çünkü abim artık gerçekten seni sevdiğimi anladı." Nehir bir an durdu çünkü yüzünü sıcak basmıştı. Büyük bir yudum aldı soğuk sodadan ve bu ona iyi gelmişti.

"Nehir böyle bir şey söylemese bile asla karşımızda durmasına izin vermezdim. Bunu ona açıkça da ima etmiştim oysaki." Timuçin'in kendinden emin duruşu hoşuna gitmişti.

"Ne zaman?"

"Sen dişin için acile geldiğin zaman?"

"Ama o zaman aramızda bir şey yoktu. Nasıl?"

"Bilmiyorum ama benim kim olduğumu gayet iyi biliyordu." Açelya yengesi kesin bu konu hakkında bir şeyler biliyor olmalıydı. Alışverişe gittikleri zaman bu konuyu soracaktı Nehir ona.

"Artık işimi de değiştirebileceğim. Geçen sene mükemmel bir teklif almıştım başka bir ajanstan. Abim ayrılmama şiddetle karşı çıkmıştı. Artık orada çalışacağım. Rüya gibi cidden inanamıyorum. Artık gerçekten özgürüm." Nehir o kadar heyecanlı heyecanlı anlatıyordu ki bunu bozmak istemedi Timuçin. Her şey harika olacak gibi görürse Nehir en ufak bir pürüzde büyük hayal kırıklığına uğrayabilirdi.

"Nehir bence... Her zaman beklentiyi düşük tutmak iyidir."

"Neden böyle dedin?"

"Hayal ettiğimiz ve gerçek çoğu zaman uyuşmayabilir. O yüzden sonradan üzülmemek için beklentini düşük tut. Evet, özgür olacağını düşünüyorsun bu harika bir şey. Ama... Ama ilk defa tek başınasın. Abin seni fazlasıyla zorlamış olabilir, sen benden daha iyi bilirsin tabii ama dışarısı bambaşka bir dünya. O yüzden düşük bir beklenti ile başla. Bu sadece işin için değil hayat için büyük bir tavsiye." Nehir biraz düşündü. Timuçin dediklerinde haklı olabilirdi. Yine de heyecanı içinde hissetmesine izin verecekti.

"Dans edelim mi?" Nehir kabul edercesine elini ona uzattı. Timuçin elini tuttu ve birlikte kalktılar. Tam piste yaklaştıkları sıra Nehir tanıdık yüzü hemen tanımıştı ve yanındaki kadını da öyle.

"İyi akşamlar Nehir Hanım," dedi Fırat resmi bir tavırla.

"İyi akşamlar Fırat Bey." Nehir nefesini tuttu çünkü Timuçin adama odaklandıktan sonra adamın ellerine de odaklanmıştı çünkü o eller eski sevgilisinin elini tutuyordu. Nehir bunu biliyordu ve içinden Timuçin'in bildiğini anlamaması için dua etti. Yoksa bu gece büyük bir felaketle sonuçlanırdı. 

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Where stories live. Discover now