:27:

12.8K 741 603
                                    

heyooo, sınav haftaları geliyorken şöyle bir bölüm atayım dedim
🙊🙊🙊🙊lütfen sevinnnnn ayrıca sizi çok sevdiğimi unutmayın❤️❤️❤️❤️


—————:————-

"Hazırsın Gguk!"

Kapının yanındaki boy aynasında kendimi binlerce kez yapmış olmama rağmen tekrar süzdüm. Güzel görünüyordum, en azından tarzımla. Elime aldığım dosyayı silindir şeklinde avucumda tutarken kapının kolunu aşağı indirmiştim bile. Derin nefesler alıp verirken adım adım heyecanımın kaynağına gidiyordum. Bahçe kapımdan da çıkıp, sokağın karşısında arabasına yaslanmış evimi süzen Tae'ye baktım. Gömleğinde sonradan eklenmiş silah figürü olan bir parça vardı ve oldukça dikkat çekiyordu. Gümüş kolyesi içine giydiği siyah kazağın üstünde hoş görünürken saçları dağınık gibi dursa da, özenliydi. Ne ara kahverengiye boyattığını bilmiyordum. Bana gülümseyerek bakan dudaklarından gözlerimi çektiğimde, gergince ısırdığım alt dudağımı özgür bırakmış ve iki elimle dosyayı önümde tutarken iyice ona yaklaştım.

"Selam."

Bu sefer ilk konuşan o oldu. Gözleriyle beni süzerken, ayakkabılarıma kıkırdadı. Sanırım yüksek tabanlı ayakkabı bile bir işe yaramamıştı. Hala onunla göz göze gelmekte sıkıntı yaşıyordum.

"Ayakkabı pek güçlü bir silah değilmiş sanki,"
Belimden tutarak beni yolcu koltuğuna doğru ilerletti. Açtığı kapıya birkaç saniye baktıktan sonra koltuğa oturdum. O sırada o, onaylamamı ister gibi, "Ha?" gibi bir ses çıkarmıştı. Yerine oturmasını beklerken dosyamı düzleştirmiş ve kucağıma bırakmıştım bile.

"Sen uzunsun," dedim omuz silkerek. Oturduğu koltukta tek elini vitese koyarken kıkırdayarak arabayı çalıştırdı.

"Benim silahım gayet iyiydi oysa."

Büzülen dudaklarım ilgisini çekmiş olacak ki, vitesteki elini dudağıma yaklaştırmış ve işaret parmağını alt dudağıma yavaşça vurdurup düzelmesini sağlamıştı. Heyecandan alt dudağımı dişlerim arasına alırken göğsümü şişirecek bir nefes aldım. Güzel yüzükleriyle süslenen eli vitese geri döndü. Parmakları ince ve zarif görünüyordu. Oldukça bakımlı biri olduğunu herkes anlayabilirdi zaten. Karizmatik bir şekilde vitesle birlikte hareket eden elini izleyen gözlerimi cama çevirdim. Onu bu kadar uzun süre izlemek utandırmıştı. Her şey yazılanlar kadar kolay olsun isterdim. Yazışmak hep daha kolay gelirdi herkese.

"Şuraya okulunu yazar mısın?"

Elime tutuşturduğu telefondan açtığı haritaya okulumu yazıp başlattıktan sonra dudaklarımı birbirine bastırarak görebilmesi için direksiyonun yanındaki mıknatıslı alete telefonunu tutturdum. Okulum maalesef evime biraz uzaktı. Ama tüm yol boyunca Taehyung gibi bir manzaram olması yolu daha çekilebilir kılacaktı elbette. Kaçamak bakışlarla arada bir Tae'ye bakarken, geriye dönerek elimdeki dosyayı arka koltuğa bıraktım.

"Yazışırken hiç susmuyorsun," dedi direksiyonu  kırarken. Kırmızı ışıkta durduktan sonra dikkatini bana vermişti.

"Şimdi de konuşmuyorsun."

Söylediği şey ile hafif bir kıkırdama bırakmış ve beni böyle dikkatli incelemesini görmezden gelmeye çalışmıştım. Gözlerimi bana bakan kahvelerine çıkardım.

"Şeyden," dedim heyecan ile. Ama doğrusu aklımda hiçbir düşünce yoktu ve tamamen saçmalamak için bir şeyler diyeceğime emin gibiydim. Taehyung, duraksamam ile dudaklarını birbirine bastırdı ve "Hım?" gibi bir mırıltı ile devam etmemi bekledi. Aklımda biraz tarttıktan sonra -ki bu az bir süreydi- beklediği cevabı vermiştim.

LITI SITE -TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin