Bölüm 27: "Taehyung'u Kaybetmek İstemiyorum"

37.9K 4.3K 11.3K
                                    

Keyifli okumalar *sonsuz kalpler*

-------

-YAZAR-

Jiwoo'nun okulunun önüne geldiklerinde Taehyung arabadan inmişti. Jungkook da hemen peşinden onu takip ediyordu. "Gelmene gerek yok, Jungkook. Kız kardeşimi alıp geleceğim." Elbette Jungkook onu dinlememişti. Sanki Taehyung hiçbir şey söylememiş gibi yanına gitmiş, onunla aynı ritimde yürümeye devam etmişti.

Taehyung'un kız kardeşinin kan kokusu için fazlasıyla heyecanlıydı. Sevgilisinin kız kardeşini görmüştü fakat ona yaklaşmadığı için hafızasında onun kokusuna dair hiçbir şey kalmamıştı. Şimdi bir avcı gibi davrandığı için sabırsızdı ve adımları hiç olmadığı kadar hızlıydı.

Jiwoo'nun okulu neredeyse bomboştu. Taehyung ve Jungkook geç gelmişlerdi. Taehyung, bu yüzden biraz endişeliydi. En az Jungkook kadar hızlı yürüyordu bu yüzden. Sınıfının önüne geldiklerinde Jiwoo'nun öğretmen masasının önündeki sırada tek başına oturduğunu gördüler.

Jiwoo onları fark edince defterini kapattı ve kalemlerini teker teker kalemliğine yerleştirmeye başladı. Taehyung onun sırasına doğru yürürken Jungkook kapının önünde kalmaya devam etti.

"Geç kaldım, biliyorum. Özür dilerim."

Jiwoo, memnuniyetsiz bakışlarla ağabeyine baktı ve yüzünü buruşturdu. "Erken gelseydin çok şaşırırdım zaten." Kalemliğini ve defterini çantasına yerleştirdikten sonra Taehyung, kız kardeşinin çantasını aldı. Elini uzattı ve Jiwoo'nun tutmasını bekledi. "Eve gitmeden önce bir şeyler yiyelim."

Jiwoo, yüz ifadesini hiç bozmadan ağabeyinin elini tuttu ve kapıya doğru yürümeye başladılar. Jungkook ile göz göze geldiklerinde Jiwoo'nun kaşları çatıldı. Karşısındaki uzun boylu adamı kısaca süzdükten sonra, "Sevgilin bu mu?" diye sordu.

"Oh, evet. Jungkook ile tanış. Kendisi benim doktorumdu."

Jungkook, küçük kızın önünde dizlerinin üzerine çöktü ve onunla hemen hemen aynı boya geldi. Elini uzattı. Yumuşak bir ses tonuyla, "Merhaba, Jiwoo. Seninle tanışmayı çok istiyordum. Ağabeyinin anlattığından daha sevimlisin." dediğinde burnuna dolan yoğun kan kokusunu beyninde tanımlamaya çalışıyordu.

Taehyung'un karşısında diz çöktüğü ilk gün, Taehyung da bu yaşlardaydı fakat burnuna dolan kan kokusu onu çıldırtmaya yetmişti. Jiwoo ise düşündüğünden çok daha sıradandı. Sokaktaki herhangi bir çocuktan farksızdı.

Jungkook bir soylu olduğu için küçük çocukların kanlarını her zaman yetişkinlere tercih ederdi. Yine de Taehyung'un kokusu öylesine güzeldi ki küçük kızı veya herhangi bir çocuğu rahatlıkla görmezden gelebilirdi.

"Hastasını kaçıran bir doktor..." dedi, Jungkook'un suratına iğreniyormuş gibi bakarken. "Tam bir psikopat."

Taehyung, "Jiwoo!" diyerek kız kardeşini uyardı. Jungkook, havada kalan elini indirdi ve hiçbir şey olmamış gibi kıkırdadı. "Bugünlük iyi geçinelim, Jiwoo."

"Kalsın."

Ağabeyinin elini çekiştirerek onu ilerlettiğinde Jungkook'u iterek kapıdan çıkmışlardı. Taehyung, Jungkook'un bileğini tutarak hep birlikte yürümelerini sağlasa da Jungkook biraz hayal kırıklığına uğramıştı. Hem kızın kan kokusunun sıradan olması hem de davranışları yüzündendi.

Yine de tüm bunlar sadece başlangıçtı.

***

Jiwoo'yu bir pizzacıya götürmüşlerdi. Jiwoo ve Taehyung büyük boy bir pizzayı bitirdikten sonra Jungkook onları alışveriş merkezine götürmüştü. Taehyung, oyuncakçı da Jiwoo ile hediye beğenirken Jungkook bir köşede durmuş telefonuyla uğraşıyordu.

Soredemo | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin