Ne güzelsin sen... Diye geçirdi içinden, kızımın annesi...

"Bugün ki olan toplantıyı perşembeye çekelim. Yarın Paris'e uçuş olduğu için bugüne sıkıştıramayız."

Jimin koridorda yürürken yanındaki asistanına talimatlarını sıralıyordu. Haftasonunun bitmesi ile beraber iş başına tekrar geçilmişti. Pazartesi günü oldukça yoğundu. Aylar önce inşaat firmasıyla yapılan anlaşmalar, atılan imzalar gereği yarından itibaren iki gün boyunca Paris'te kalmaları ve inşa edilecek otelin iç mekanını düzenlemeleri gerekiyordu.

"Bugüne kadar yaptığımız sunumların en iyisini yapmamız lazım. Yarın için hazırlıklı olun. Benimle kim geliyordu?"

Asistanı Jimin'in peşinden adım adım ilerlerken patronunun sorusuna sakinlikle karşılık verdi. "Sunum direktörümüz Lisa hanım, Bay Park. Sizinle o gelecek." Jimin duyduğu isimle bir an yerinde kaldığında tabii ya dedi kendine.

Unutan aklıma söveyim...

Şirkette kendisi kadar yetkili olan bir diğer kişi de Lisa'ydı ve yanında tabiiki de o gelecekti, nasıl unuturdu?

Birkaç metre ilerisinde görüş açısına giren Lisa'yı izlemeye başladığında çalışıyor olduğunu fark etti. Oldukça sıkı çalışan bu kadın, ayrıntılara bile özeniyor ve hiçbir eksik yapmıyordu. İş hayatındaki başarılarını hep takdir etmişti zaten Jimin. Keşke aşk hayatında da ileri adımlar atabilseydi kendisine.

"Neyse..." diye mırıldandı. "Başka bir arzunuz var mı efendim?" asistanının kendisine yönelttiği soruya soruyla karşılık verdi, "Çizimlerimizi Lydia hanım yapıyor değil mi?"

"Evet efendim."

"Üç kişi gideceğiz, kendisine haber verirsin." konuşmayı sonlandırıp terasa çıkmak için asansöre yönlendirdi adımlarını. Bu sırada yine Lisa'yı göz hapsine almaktan geri duramamış bir şekilde onu izlemeye devam ederken ellerini cebine soktu ve yüzünde farkında olmadan bir gülümseme yeşerdi.

Çalışırken onu izlemekten keyif alıyordu. O ciddi duruşu ile, çalışanlarına yardım edişi ve tehlikeli gülümsemesi ile alev gibiydi.

Lisa üstünde gezinen iğneliyici bakışların oldukça farkındaydı ama görmemezlikten gelmeyi tercih ederek işine devam ediyordu. Saçlarını yüzünü örtecek şekilde önüne aldığı an dudaklarına tatlı bir tebessüm kondurmayı ihmal etmsedi fakat hiç beklemediği bir anda kararan gözleri tebessümünü soldurduğunda bu sefer tutunacak yer bulamaması işini zorlaştırmış ve gözlerini bir an olsun kadının üstünden çekmeyen Jimin, Lisa'nın tavırlarındaki farklılığı sezdiği an gelen asansörü es geçip ona doğru yürümüştü.

"Lisa hanım, iyi misiniz?" çalışanın telaşlı sesini duysa da uyuşan bedeni yüzünden cevap bile veremiyordu.

O an, "Lalisa?" diyen genç adamın sesini de duydu ve sanki bu anı bekliyormuş gibi bedeni, kendisine yaklaşan genç adamın kolları arasına yığıldığında, "Lalisa!" dedi Jimin bağırarak lâkin genç kadın bu kez duymamıştı..

Kollarına düşen kadını bir hamlede kucağına alıp koltuğa doğru hızla yürüdü ve hareketsiz bedeni telaşlar içerisinde yatırdı. Etraftakiler ambulansı aramak için yönlenirken Jimin titreyen sesine hakim olamadı. "Güzelim?" ellerinin tersiyle kadının yanaklarını okşayıp durdu fakat çaresi yoktu. "Güzelim aç gözlerini hadi. Lalisa?"

Titreyen alt dudağını öfleyle dişleyip, "Sikeyim." diye mırıldandı ve ambulansın gelmesini beklemeden Lisa'nın bedenini tekrar kucağına aldığında önündeki kalabalığa bağırdı. "Açılın şuradan!"

again ☆ lismin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin