Buluşma

167 13 9
                                    

Bu konuda çok emin değilim yani beni neyin beklediğini nereden bileceğim. Ya önemliyse... güzel sabahın altısında uykum kaçtı! Hırsla yataktan çıkmaya çalışırken oyuncağımı yere düşürdüm. Güzel benim için yataktan çıkmak bile bir dert oldu. Dinazor oyuncağını yerden aldım çırptım ve yatağıma koydum. Ayağa kalktım ve gerildim. Elime bornozumu alıp banyoya yöneldim. Kapıyı yavaşça açtım ve ilk iş olarak duş aldım. Banyodan çıktım bornozumu giydim ve odama gittim. Kuruldandım, üzerime mavi kot şort,dekolteli bayaz bir tshirt ve beyaz spor ayakkabı giydim. Saate baktım sekizdi. Odamdan çıktım hızlıca Mabel ve Dipper'ın odasına girdim.
Ben: KALKIN UYKUCULAR!
Mabel: Ah...
Dipper: Biraz daha.
Ben: Hayır, hemen kalkın *alaycı bir ses tonu ile* yoksa zor kullanırım.
Biraz bekledim kimseden ses çıkmayınca ilk önce gidip Mabel' ın üzerine atladım ve onu gıdıklamaya başladım.
Mabel: Ahaha.... dur....TAMAM KALKIYORUM.
Ben: şimdi sıradaki.
Mabel' ın yanından kalktım ve Dipper'ın yatağına yöneldim.
Dipper: Ben kalktım!
Ben: Güzel intikamımı almış oldum ehehehe.
Onalrın yanından çıktıktan sonra merdivene yöneldim. Hızlıca merdivenleri inip mutfağa girdim.
Stan ve Ford amca mutfaktaydı. Stan amca omlet  benzeri bir şey yapıyordu, Ford amca ise kahvesini yudumlayarak bir kitaba bakıyordu.
Ben: Günaydın.
Stan ve Ford amca: Günaydın.
Bir sandalyeye oturdum. Stan amca yaptığı tuhaf yiyeceği -yani ben onun yenilebilirliğinden emin olmasamda- önüme koydu.
Ben: Ehe bu yenilebilir öyle değil mi?
Stan amca: Hiç şüphen olmasın evlat.
Ben: *yutkunur* Öyle diyorsan...
Biraz tadına baktım o kadar da kötü değilmiş.
Ben: Ölmedim.
Satan amca: Ölmeyi mi bekliyordun evlat?
Ben: Ha-hayır canım! Ben en iyisi biraz televizyon izelyeyim.
Stan amca: Bitir yemeğini.
Ben: *İç çekerek* Peki, Stan amca.
Yemeğimi hızlı yiyerek bitirdim. Ben masadan kalkarken Mabel ve Dipper daha yeni mutfağa girmişlerdi.
Mabel: Yaaa! Bizi neden beklemedin.
Ben: Salonda buluşuruz.
Salona geçtim. Kumandayı aldım ve kendimi kanepeye attım. Kanalları geziyordum ama hiç mantıklı şeyler yoktu.
Ben: Burası nasıl bir kasaba böyle?
Dipper: Alışırsın daha yeni başladık.
Ben: *Gözlerini devirir* Hiç başlamasak alışmak zorunda kalmam.
Biraz yana kaydım Dipper yanıma oturdu.
Mabel: Ben geldim.
Mabel'da heman koltuğun önüne oturdu. Televizyonda izleyecek bir şeyler olmadığı için sohbet etmeye başladık. Tabii ben saati yakından takip ediyordum. Oraya gidecektim.
Mabel: Neyse canlarım ben şimdi hazırlanmaya gidiyorum.
Dipper: Neden ki?
Ben: E buluşması var.
Dipper: Yine mi?
Mabel: *Bağırarak*YAZ AŞKI!
Mabel salondan çıktı. Saate baktığımda tam üçtü. Kuzenlerimle saatlerce konuşmuştuk.
Ben: Neyse ben de gideyim ehem.
Dipper: Ne seninde mi?
Ben: Sende dene bak kafayı yiyeceksin bu gidişle.
Dipper: Şey...
Ben: Şu sarışın bir kız vardı ya neydi adı... Neyse işte sen bir şansını dene.
Dipper'ın cevap vermesini beklemeden kulübeden çıktım. Hızlı adımlarla Tembel Susan' ın yerine ilerlemeye başladım.
SAAT 15.45
Geldiğimde etrafa bakınmaya başladım.
Ben: *Kıkırdar* Galiba sıkıldı ve kaçtı.
Dael: *Sırıtarak Sadness'ın arkasından yavaşça yaklaşarak beline sarılır* Sen zaten hep geç kalırdın.

Gravity Falls Gizemli KuzenWhere stories live. Discover now