Sessiz

169 14 21
                                    

2. Bill'e iyice yaklaşıp tek eliyle yanaklarını sıktı daha doğrusu tırnaklarını yanağına geçirdi.
2. Ben: Senin o kafanı bedeninden ayırmamak için zor tutuyorum kendimi. Bence daha fazla konuşma!
2. Bill: Neden böyle yapıyorsun bana?
2. Ben: Hâlâ aynı şeyler.
2. Ben elini şıklattı ve bir boyut kapısı açtı.
2. Ben: Gidin!
Bill: Sen onu dinlemeden hiç bir yere gitmeyeceğiz!
2. Ben: *Gözlerini kısar ve sinsice gülümser.* Emin misin Cipher?
Bill'in göz bebekleri küçüldü kaşları çatıldı.
Bill: Evet!
2. Ben: Ah lütfen ufak bir insan bile seni yenebiliyorsa bana karşı hiç şansın YOK! Ayrıca hava kararmak üzere Sadness ailen endişelenecek.
Kavga etmelerine izin veremem. Kimsenin yaralanması olmaz hem saat kaç onu bile bilmiyorum. Kötü bir durum içindeyiz.
Ben: *Bill'in kolunu tutar.* Bill... bence  gitmeliyiz. Daha sonra tekrar gelip-
Bill: Hayır her işe burnunu sokma!
Beni ittirdi bu bile sinirlerimin tepeme çıkmasına yetmişti.
Ben: Haklısın.
Kendime doğru döndüm.
Ben: Beni kendi boyutuma geri gönderebilir misin?
2. Ben: Tabi.
2. Ben başka bir boyut kapısı daha açtı.
Ben: Seninle tanışmak bir zevkti.
2. Ben: evet benim için de öyleydi.
Bill: Sen ne yapıyorsun!?
Ben: Bence bundan sonra birbirimize karışmayalım.
Koşarak kırmızı renkli boyut kapısından geçtim. Evet, boyut kapısından geçmiştim ama burası bizim boyutumuz DEĞİLDİ!
Ben: umarım başım derde girmez. Yok ya neden girsin ki?
Bill ile geldiğimiz gölün kıyısındaydım. Göle biraz daha yaklaştım. Yoğun kan kokusu içime kadar işliyordu. Kalbim sanki daha hızlı atıyordu. Balıklar hâlâ ölü bir şekilde atlayıp suya düşüyordu. Hava ağır ağır kararıyordu. Galiba ilk defa Bill'in yanımda olmasını istiyorum. Derin bir soluk verdim. Bir ağaca yaslandım ve yere çöktüm. Bacaklarımı kendime çektim, kollarımı bacaklarımın etrafına doladım ve kafamı ağaca doğru yasladım. Yavaşça gözlerimi kapattı.
Ben: umarım biri beni almaya gelir...
Dal kırılma sesleri duyunca gözlerimi hızlıca açtım. Yerimden kalktım ve etrafa bakınmaya başladım. Ağaçların arasından küçük bir çocuk çıktı.
Çocuk: abla abla *koşarak Sadness'in yanına gelir.* burada duramazsın hemen gitmeliyiz lütfen!
Ben: ne oldu?
Çocuk: peş-peşimde b-bir canavar var.
Ben: nasıl?
Çocuk: çabuk gidelim!
Benim kolumdan tuttu ve koşmaya başladı. İşin tuhaf yani ormanım derinliklerine doğru gitmemizdi. Yani peşinde bir canavar varsa- DUR BİR SANİYE!
Ben: bırak hemen BENİ.

Gravity Falls Gizemli KuzenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin