On beşinci bölüm*Bekir*

1.5K 168 48
                                    

Keyifli okumalar kiraz çiçeklerim sizleri seviyorum.

🎵İbrahim sadri: Gülce (şiir)

Bekir'den 🌹

Günün birinde zalim adam güzel karısını cinnet geçirerek katletmiş. Manşetlerde yazılan yazılar onların küçük kalplerine pranga vurduğunu kimse bilmemiş. O zaman o bunun ne demek olduğunu fark edemeyecek kadar küçükmüş. Küçük kalbi annesinin yokluğunu hissettiğinde daha iki olarak gösterdiği ama dört yaşındaymış. Ablasının boşluğu ile elinde mavi bir peluş oyuncak ayı ile yetimhaneye bırakılmış. Bu kötü olayı kendisi silmek istemezken bilinç altı onu dinlemeden silip atmış. Ve ne bir ablası olduğunu ne de annesinin katledildiğini fark edememiş.

Bu küçük adam büyüdükçe sorgular olmuş. Yetimhane kötü değilmiş ama soğukmuş. Anne sıcaklığı girmediği bütün vücutlar gibi nerede ısınacağını bunun nasıl geçeceğini bilememiş. Yemekhanede ki teyze dışında. Daha sevgi ararken o teyze onu seçmiş onunla arapça konuşmuş. Aralarında bir anlaşma gibi birbirlerini anlamadan bir düğüm oluşturmuşlar. Küçük adam genç denebilecek yaşa geldiğinde emekli teyze yurttan ayrılırken göz yaşlarını salmak istemiş ama sevgisizlik buna izin vermemiş. Genç adam artık ne sevgisini belli edebilen ne de sevgi karşısında açık yüreklilik ile kabullenecek kıvamda değilmiş.- Ki sevileceğini bile düşünemiyormuş.- kim terk edilen bir çocuğu sevsin ki diye kendini üzüyor, çıkacak yer bulamadıkça agresif bir hal alıyormuş. Lise son sınıfta okurken belirlediği hedefler doğrultusunda ne yapacağımı düşünmüş. Öncelikle arapça öğretmeni olmak istiyormuş lakin nerede yaşayacağını bile bilmezken nasıl olurda hedeflerine ilerlermiş.

Iyi ki dersleri güzel olduğu için ona burs veren saygın bir aile yurttan ayrıldığında yanına almış ve bir karşılığında ona yer vermişler. Üniversite hayatı boyunca hem çalışıp hem okumuş ve ablasının varlığını öğrenerek onun izini sürmüş. Yirmi bir yaşının baharında iken tesettürlü bir kız karşısına dikelmiş ve gözlerini bile kırpmadan izlemeye başlamış. Gözlerinin büyüklüğü haricinde benzeyen hiçbir ortak uzuvları yokken içinden akan kan bağı onları birbirine tutundurmuş. DNA testi sonucunda %99.7... ile kardeş oldukları tescillenmiş ve ablasına kavuşmuş.

Ablasına kavuşmanın ardından daha da derslerine sarılarak okulu başarı ile bitirmiş ve eğitim görevlisi olmak için orada devam etmiş kendisi için bir eve çıkabilmiş. Işte bu yılların ardından altı yıl daha geçtiğinde genç adam yirmi yedi yaşına gelmiş. Olgunluk vücudunda giydiği bir kaftan gibiymiş. Sessiz kimliği hâlâ üzerinde bir mesken halindeyken o bu durumdan memnunmuş. Ta ki aklını başından almasına yardımcı olacak olan ufacık boyu ile alakasız gösterdiği cesaretleri ile tanışan Gülce'yi bilesiye dek. Ona ilk görüşte aşık falan olmamış. Sadece dudaklarında uzun yıllardır görmediği tebessüm ve görmek istediği birisi haline gelene dek. Kimsesiz olmak kadar zor bir şey yokken şu dünyada onu güvenle sarıp onun kimsesi olmak istemesi kadar da ilginç bir şey yokmuş. Onun farkında olmadığını sanan ufak mor saçlı kız her hafta onu görmeye geliyor bir şeyler yazıyor, arada ona bakıyor. Termusundan bir şeyler içiyor ve salıncalarda sallanıp sallanıp evinin yolunu tutuyormuş. Bu ablasının onu zorla götürdüğü bir yemeğe kadar devam etmiş. Ablası onu Yüsra ile tanıştırdığının ardından iki hafta geçmiş ve mor saçlı kızın elinde onu görmüş. Bu arada bu kadar tesadüfün olmadığı dünyada aynı yerde çalışmaya başlamış.

GülceWhere stories live. Discover now