Yedinci bölüm "Eğer fındık faresiysen hayat çok zor!"

1.6K 179 89
                                    

İnsan hayaller kurar, dua eder. Gerçekleşmeyecek gibi gelir. İnansa bile sanki olmayacak gibi. Inanamaz ya da olma ihtimaline bile inandıramaz kendisini. Yine de dua etmekten geri durmaz. Bir vakit geçer hayalinden bile güzel şeyler olur. İnanamaz ama onu yaşar. Mutlu olmayı beklerseniz bir ömür beklersiniz belki de ömrünüz biter. Anınızı mutlu kılmak isterseniz sadece etrafınıza baktığınızda hatta kendinize baktığınızda bile göreceğiniz bir sürü şey vardır. "Koku alabiliyorum, sesleri duyabiliyorum, sevebiliyorum, kalbim atıyor, nefes alıp verebiliyorum..." Dikkat et mutluluk seninle... Başka yerde bir şey aramaya kalkma. Huzurunu hisset sen zaten mutlusun.

Keyifli okumalar kiraz çiçeklerim sizleri seviyorum.

🌹

Ümmü gülsüm ile konuştuktan sonra direkt eve geliyorum. Seren kütüphane de olduğu ve geç geleceği için ben yalnız kalıyorum. Yalnız kalmak geceleri benim için vazgeçilmez. Sessizliği ve karanlığı seviyorum çoğu insanın aksine bu böyle. Üzerimi değiştirerek rahat bir pijama takımı giyiyorum. Saçlarımı izin verdiğince topuz yapıp enseme degmesini engelliyor ve yüzüme yaptığım azıcık makyajı temizleyerek mutfağa geçiyorum. Aslında pek aç sayılmasam bile dolaptan malzemeleri çıkartarak bir tost yapıp kendime özel portakal suyu sıkıyorum. Kendime özen göstermeyi seviyorum bildiğiniz üzere, bu küçük şeyler beni mutlu ediyor. Tabi bugün Bekir ile konuşmuş olmak bunu destekleyen bir başka parçası olmaktan kaçınmıyor.

Tostumu ve meyve suyumu içerek karnımı doyurduktan sonra bulaşıkları yıkayarak odaya geçiyorum. Birinci çekmeceden en sevdiğim beyaz mumu alarak mutfaktan çakmak almaya gidiyor mumunu yakarak ışıkları söndürüyorum. Bir fon müziği ayarlayarak telefonumu kenara bırakıyor ve biraz kitap okuyorum. Biraz da mumu izliyorum. Daha sonra geçen gün açmış olduğum word sayfasına biraz daha yazı yazıyorum.

Uykum geldiğinde mumu söndürüp yatağıma ilerliyor ve uyuyorum.

Sabah yeterince erken saatte uyanmış olmaktan dolayı mutsuzum kiraz çiçeklerim ama hemen anlatıyorum. Abim ve yengemin aramalarına daha fazla dayanamayarak yanıt vermiş sonra uyku sersemliği ile büyük bir sorumluluk almışım. Haberim yok. Sonra onların evi yıkmak üzere plan kurduklarını düşünüyorum çünkü bu zilin başka açıklaması olamaz, onlara kapıyı açtığımda yengem sevinçten gözleri parlarken buluyorum. Boynuma atlayarak çok teşekkür ettiğini abimi zor ikna ettiğini söyleyerken, minik farem Yüsra'yı abim kucağında uyur vaziyette asansörden iniyor ve beni kenara itekleyerek içeriye geçiyor. Tahmin ediyorum ki yatağıma yatırıyor. Ben hala bir şey hatırlamıyorum ve en sonunda dayanamayıp yengeme soruyorum.

"Ben tam olarak neyi kabul ettim?"

"Bir gün boyunca yüsraya bakmayı kabul ettin" diyor ve ekliyor. "Uzun zamandır abinle başbaşa bir şeyler yapmıyorduk. Yeterince bunalmıştım çok teşekkür ederim. Merak etme yarın bu saatlerde geliriz." diyerek yanağımdan öpüyor. Onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. O yüzden sesimi çıkarmıyorum abim gelip hayret ettim doğrusu diyerek başıma öpücük bırakıyor ve el ele çıkıp gidiyorlar. Inşaallah erken gelirler diye dua ederken odama giderek ona bakıyorum. Yatağının yarısına bile gelmeyen küçücük fıstığımın kafasını öpüyorum. O mis bebek kokusunu içime çekiyorum. Dokunmaya kıyamıyorken insan demeye şahit isteyen yaratıkların biricik yavrularımıza verdiği zarar gözlerimden yaşlar akmasına sebep oluyor. Sessizce gözyaşlarımı silerek yanına sokuluyorum ve biraz daha uyumaya çalışıyorum. Yanımda bir dakika bile durmadan konuşan şeyin ne olduğunu beynim sorgularken abimlerin yavrusu, benim biricik yeğenim aklıma geliyor. Sesleri artık kulağıma işliyor.

GülceWhere stories live. Discover now