Dördüncü bölüm"Anne yüreği satır başı sayfa tadında"

1.9K 189 47
                                    

Keyifli okumalar kiraz çiçeklerim sizleri seviyorum.
🌹

Sabahın erken saatlerinde eve varıyoruz. Ümmü gülsüm de benimle geliyor biraz daha yol çekmek istemediği için. Annem'i arayarak uyandırıyor ve kapıda fazla beklemeden içeriye geçiyoruz. Annem gözü kapalı bir şekilde bana sarıldığında yüzümde tebessüm eksik olmuyor. Onu odasına göndererek bizde benim odama geçiyoruz ve birlikte uykunun güzel derinliklerinde kayboluyorum. Yani o da uyuyordur umarım.

Uyandığımda saat öğle vaktine az kalmış gibi duruyordu. Yüksek ihtimalle annem yorulduk diye bizi uyandırmamıştı. Yerimden doğrularak saçımı topluyorum. Elimi yüzümü yıkayarak oturma odasına geçiyorum ve alışık olduğum bir tablo önüme çıkıyor. Annem babama yaslanmış vaziyette ikiside birbirine yaslanarak kitap okuyorlar. Onlar bir ömür birbirlerine destek olmaktan vazgeçmiyorlar. Bizlerinde önünde en büyük örnek oluyorlar. Yanlarına coşkuyla girmek istiyorum lakin bölmek istemedigim için annemin babama yaslandığı yerden ayırıp ikisinin arasına giriyorum. Bu sefer ikiside kollarını açarak beni aralarına alıyorlar. Keşke hep çocuk kalsaydık dostlar.

Sırıtıyorum. Onları böyle güzel görmek beni daha da aşık ediyor. İkiside kitabını kenara bırakınca gözlerimi kısarak ikisine bakıyorum. "Anlaşarak mı yapıyorsunuz aynı hareketleri" diyorum şüpheli bir şekilde onlar ise gülerek kafasını sallıyorlar ve babam konuşuyor. "Annene gözüm gibi bakıyorum o yüzden tahmin ediyorum" diyor. Annem ona sataşıyor. "Sadece gözüyle bakıyor"diyor. Babama böyle gözlerimden kalpler çıkarak bakıyorum ve daha sonra sarılarak konuşuyorum. "Ya, babacığım seni çok özledim."

"Bende seni özledim kızım" diyor saçlarımı koklarken. Ardından annem ile sarılıyoruz. Annem kırklarında bir kadın ama hala öyle enerji dolu ve öyle güzel ki. Ömrüm boyunca ona hayran kalacağım galiba. Dışarıda peçesi ile oldugunda ki duruşu ile evdeki tavırları arasında uçurumlar olsa bile bir kadının nasıl olması gerektiğini ince ince işlemiş birisi. Ona imreniyorum kiraz çiçeklerim.

Karşı berjere yerleşirken kahvaltı yapıp yapmadıklarını soruyorum. Annem yaptıklarını istersem bana bir şey hazırlayacağını söylüyor. Onu reddederek ümmü gülsümün uyanmasını bekliyorum. Bu arada da ben yokken olan havadisleri alıyorum. Kavin halamın oğlu Kaan ile aynı yaştayız. Aynı zamanda benim süt kardeşim oluyor. Onun okulunun bitirdiğini, Zeynep ablamın koşturmalarını ve İnci yengemin sakinliğini.

Babam kütüphaneye gitmek için ayrılmadan önce dertleşelim bir gece diyor. Ona hay hay efendim diyerek uğurluyorum. Babamla ancak iş konusunu dertleşirim tontiklerim tabi siz benden beklersiniz ona her şeyi söyleyeceğimi lakin bu kadar kıskanç bir adam olmasaydı bende ona anlatabilirdim şu an sadece anneme anlatacağım.

Kapıyı kapatıp içeriye geçerken annem elindeki kitapları yerleştirmiş bir şekilde buluyorum. Ümmü gülsüm uyanasıya kadar iki çay doldurup karşı karşıya oturuyoruz. Annem çayından bir yudum alarak konuşuyor. "Ee anlat"

Gülerek kafamı sallıyorum. "Hani kitabımı okumuştun." diyorum. Ardından devam ediyorum. Biraz nefes alarak zaman kazanıyorum.

"Bekir'i buldum anne. Yani şimdi bir tane parka her hafta yazı yazmaya diye gidiyordum sonra biri dikkatimi çekti. İzlemeye başladım ve fark ettim ki her hafta o da geliyor. Ben onu izlerken baya baya kendimi kaptırdım galiba. Sonra adının Bekir olduğunu öğrendim daha sonra görev yapacağım dernekte öğretmen olacağını. Arapça öğretmeniymiş, o da kızlarla tokalaşmıyormuş hatta pek göz göze bile gelmiyor" diyorum. Sondaki şeyler Bekir'e artı puan getirmesini umuyorum.

"Haftaya göreve başlayacağım. Yanı daha konuşmadık bile beni biliyorsun" diyelim sırıtarak. Bana sarılarak gülüyor.

"Daha tanımıyorsun bile kim olduğunu ne olduğunu dikkat etmen gerektiğini ve sakin olman gerektiğini biliyorsun değil mi?"

GülceWhere stories live. Discover now