21. Bölüm

23.7K 1.8K 199
                                    

"Nereden başlamalıyım?" Baekhyun Chanyeol'ün sıcak kollarında hareket ederek onunla yüz yüze geldi.

"Ne kadar yakışıklı olduğumdan başlayabilirsin mesela?" Favorileriyle oynarak büyük bir gülümseme sundu.

"Buldum! Ne kadar aptal olduğundan başlayacağım!" O olaydan sonra Baekhyun ilk defa gülmüştü.

"Sonra da buna rağmen o aptalı nasıl sevdiğinden bahsedersin?"

"Chanyeol biliyor musun?" kaşlarını çatarak Chanyeol'e baktı. "Salondaki kanepe daha rahat eğer istersen?..." Yataktan doğrulmaya çalışırken bedenine sarılan kollar onu sıkıca tutmuştu.

"Tamam! Şaka yaptım. İstediğin yerden başla."

"Ben... Her köşesinde kumaş parçaları ve haplar bulunan bir evde dünyaya geldim. Annem terziydi. Babam ise doktor... " Baekhyun dudağını ısırarak anlatacakları için güç toplamaya çalıştı. "Evimize sürekli zor durumdaki birileri gelirdi. Vücutları en ufak bir rüzgarda uçacak gibi duran, yazın bile durmadan titreyen insanlarla dolup taşardı kapımız. Babama yalvarırlar ve ardından teşekkür ederek giderlerdi. Babamla gurur duyardım. O insanlara yardım ediyordu. Onlara iyi gelen ilaçlar veriyordu." Chanyeol göğsüne dökülen siyah saçları karıştırdı. "Her şey o kadar toz pembeydi ki çevremi zehirleyen asıl toz bulutunu görememişim. Her şeyin iyi olduğuna kendini öylesine kaptırmıştım ki bir anda her şey değiştinde ayakta kalamadım. Babam insanları zehirlerken ben onu kahramanım sanıyordum. Annem bir gün eşyalarını toparlayıp gitti ve beni bıraktı. Babamla kalmam gerektiğini söyledi. Ailem dağılmıştı ve bununla beraber ben de dağılmaya başlamıştım. Okul hayatım gittikçe kötüleşiyordu. Okuldaki arkadaşlarıma kötü davranıyordum ve eziyet ediyordum. Kimseye hiçbir şey anlatamıyordum. Benim harika bir hayatım olmalıydı. Böyle bir şey benim başıma gelmemeliydi..."

"Şştt ağlamak yok." Chanyeol Baekhyun'un titremeye başlayan sesini duyarak uyarıda bulundu.

"Babam benimle ilgilenmezdi. Hangi okula gittiğimi bile bilip bilmediğinden emin değildim. Bir gün okul çıkışı babamı gördüm. Babam beni almaya gelmişti." Baekhyun'un o günden kalma mutluluğuyla gülümseyen dudakları, titreyerek ağlamamak için direndi. "Yaşadığım tüm kötü şeyler düzelmişti bir anda. Babamın beni sevdiğine inanıyordum. Beni dövse de, anlamını bile bilmediğim şekilde bana küfürler etse de onun beni sevdiğini düşünüyordum. Ve gelmişti işte.  İlk defa okuluma gelmişti. Koşarak ilerledim ona. Ama bir anda orada yalnız olmadığımı, babama koşan kişinin sadece ben olmadığımı fark ettim. Gözlerimin önünde babam polisler tarafından götürüldü.. Her şey tamamen tersine dönmüştü benim için. Annem gitmişti, babam da gitmişti benden. Ardından tekrardan annemin yanına geri dönmüştüm. Onunla belki eskisi gibi oluruz diye düşünmüştüm. Ama olmadı. Annemin birlikte olduğu başka biri vardı ve defalarca birlikte oluşlarına şahit oldum. Beni umursamayan ve başka biriyle gözlerimin önünde birlikte olan annem. Evi terk ettiğimde annem ayık bile değildi. Okul çıkışıma uyuşturucu satmak için gelen babam yüzünden arkadaşlarım, öğretmenlerim, veliler... Herkes benden nefret etmişti. Beni okuldan göndermek için her şeyi yapmışlardı. Her şeye katlandım. Ben büyüyünce büyük bir şarkıcı olacaktım çünkü. Kötü bir şey yapmamalıydım. Sadece çalışmalıydım. Başarmak için çalışmalıydım. Okul çıkışları o iğrenç eve gitmemek için karaoke yapmaya giderdim. Kendimi iyi hissettiğim tek yer o küçük odaydı. Elime mikrofonu aldığımda her şey geçerdi."

"Sabahları beni şarkı söyleyerek uyandırmanı seviyorum." Chanyeol onun sesiyle uyandığı güzel sabahı katırladı.

"Sonra birisiyle tanıştım." Chanyeol'ü hiç duymamış gibi devam etti. O sıralar benimle ilgilenen, bana kötü davranmayan tek kişi oydu. Benden 5 yaş büyüktü ve erkekti. Hiçbir zaman bunun yanlışlığını düşünmedim. Sadece hissettiklerime inanmaya çalıştım. Onu seviyordum. Son model arabasıyla okul çıkışıma gelip benio lanetli yerden kurtarmasını seviyordum. Beni korumasını seviyordum. Bana anı yaşatmasını seviyordum. Bana inanıyordu. Reşit olduğumda babasının barında şarkı söyleyecektim. Bu yüzden o barda gündüzleri temizlik yapmaya başlamıştım. Hatta çoğu zaman orada sabahlıyordum. Okulda gördüğüm şiddet önemli değildi, beni döven o adam ve annemin hiçbir şey yapmaması umrumda değildi, babamın hapisteyken ölmesi bile önemli değildi. Mutluydum, o vardı. O benimleydi. Birisi bana dokunduğunda onu öldürene kadar dövecek biri vardı hayatımda. 16 yaşıma girmiştim. Hayalime gittikçe yaklaşıyordum. Eve gitmemeye başlamıştım. Her gece kulaklarıma annemle o adamın sesleri değil bardaki eğlenen insan seslerinin girmesini tercih ediyordum çünkü. Bir gece herkes gittikten sonra, her yer bir kaç saat öncesinn aksine tamamen sessizliğe büründüğünde barın kapısı açıldı, o geldi sandım ve heyecanla yerimde doğruldum. Arada gelirdi ve birlikte uyuyup vakit geçirirdik. Ama gelen kişi o değildi. Babasıydı. Sarhoştu ve sürekli masalara çarpıyordu. Yardım etmem gerektiğini düşündüm ve hemen yanına gittim. Ne olduğunu bile anlamamıştım. O gün ilkimi verdim..." Boğazında biriken düğümle yutkunmak zorunda kaldı Baekhyun. Anlatması kısa sürse de o acıları düşünmek bile onu yeterince zorluyordu, ilk defa birine, sevdiği kişiye anlatması ise onun için en güç olanıydı.

Innocent WhoreWhere stories live. Discover now