4. Bölüm

30.1K 2.3K 644
                                    

Evinden gelen tıkırtılara uyandı Chanyeol. Panikle kendisini boğan örtüden zorlukla kurtulup çekmecedeki silahını aldı ve emniyetini açarak kapıya yöneldi. Kapıyı temkinle aralayarak silahını önüne tutup koridorun sonuna ilerledi. Salona ulaşan koridor duvarını kendine siper alarak içeri daldı.

“Hemen ellerini havaya kaldır ve salonun ortasına çık.”

“Brokoli?” Baekhyun salona çıktığında silahını tutan adama karşı elindeki brokolilerle çok savunmasız kalmıştı.

“Ah... Sen miydin?” Chanyeol Baekhyun’un varlığını tamamen unutmuş bir şekilde şaşkınlıkla silahını indirdi.

“Brokoli sevmediğini düzgünce söyleyebilirdin. Silah çekmene gerek yoktu.” Baekhyun gülümseyerek işine geri döndü.

“Özür dilerim. Tamamen unutmuşum.” Chanyeol güzel kokuların geldiği mutfağa gitti.

“Günaydın.” Baekhyun uzun bedenin yanağını yumuşakça tokatlayıp yıkadığı sebzeleri tenceredeki kaynar suya attı.

“Alışveriş mi yaptın?” Chanyeol evinde bu yiyeceklerin olduğunu hatırlamıyordu. Tezgahın üzerinde güneşlenen pırasayı eline almış korku dolu gözlerle bakıyordu.

“Hayır. Bunları ben yumurtladım." Baekhyun pırasayı elinden alıp doğramaya başladı.

“Soğan yumurtlarken popon acımıyor mu?” Chanyeol Baekhyun’un sabahın erken saatine rağmen yaptığı şakaya eşlik etmek istedi.

“İnan bana soğan popomdan çıkan en insaflı şey olabilir.” Ama aldığı cevapla ona hiçbir zaman eşlik edemeceğini geç de olsa fark etmişti.

“Off... Sabah sabah bu kadar açık sözlülüğü kaldıramayacağım.” Dirseklerini masaya yaslayıp şakaklarını ovaladı.

“Şunun tuzuna bakar mısın?” Baekhyun elindeki kaşığı, kaşığın altına koyduğu eliyle koruyarak Chanyeol’e yaklaştırdı.

“Bakabileceğim bir tuzu yok.” Chanyeol diline temas eden tatsız suyla kaşlarını çattı.

“Oh! İyi öyleyse.”

“İyi mi? Biraz tuz koymalısın. Nasıl içeceğim onu ben?”

“İçerken koyarsın. Bu fiziği korumak için ne kadar uğraştığımdan haberin var mı senin?” Baekhyun elini beline koyup onu hayretle izleyen bedene poz verdi. Chanyeol ona baktığında üzerinde oldukça uzun bir tshitten başka bir şey olmadığını gördü. Diz kapaklarının biraz daha yukarsında duran tshirt bacaklarının bütün beyazlığını ele veriyordu.

“Baekhyun senin hiçbir sorunun yok. Hatta fazla zayıfsın.” Ve fazla mükemmel.

“Evet, şu an zayıfım ama ne zaman kilo alacağım belli değil.”

“Kilo alsan senin için iyi bile olur.”

“Kilo alırsam işimi iyi yapamam. Kimse şişko birini kucağında inletmek istemez ve benim en sevdiğim pozisyon bu.”

“Ah...” Chanyeol eliyle alnına vurup duyduğu şeyi kaldırmaya çalıştı. “Sanırım lavaboya gidip bir süre çıkmamalıyım.” Chanyeol saçlarını karıştırarak ilerledi.

“Rahatlamaya mı gidiyorsun? Yardım edeyim mi?” Baekhyun küçük evin içinde yankılanacak kadar büyük kahkaha adıp işine geri döndü.

“Merkeze ne zaman gideceksin?” Baekhyun Chanyeol’ün kahvaltsını önüne koyarak karşısındaki yerini aldı.

“Şunu bitirip üstümü değiştirip çıkarım.” Ağzındaki yemekle konuşan Chanyeol durumundan gayet memnun görünüyordu. Yemeği sevildiği için mutlu olmuştu Baekhyun.

Innocent WhoreWhere stories live. Discover now