2. Bölüm

38.3K 2.6K 1K
                                    

Ertesi güne neşeli bir şekilde uyandı Baekhyun. Zaten hep neşeli biriydi. Bu yeni bir şey değildi. Ama bu sefer ki neşesi biraz daha farklıydı. Dünkü olay yüzünden iş yeri bir kaç günlüğüne kapanmıştı. Bu süre ona dinlenmek için yeterdi. Yataktan kalkıp üstünü değiştirdi ve aceleyle evinden çıktı. Arkadaşıyla buluşup iş yerinde bıraktığı kişisel eşyalarını alıp geri dönecekti. Arkadaşıyla sözleştiği yere gelince gülümseyerek kahve kokusunu içine çekti. Adam gibi bir yerde oturmayalı uzun bir zaman olmuştu.

“Kyungsoo!” kafeden işeri giren arkadaşını görünce neşeyle seslendi. Kyungsoo aynı sevinçle ona yaklaşıp karşısına oturdu.

“Baekhyun iyi misin? Dün sana bir şey yapmadılar değil mi?”

“Hayır tabii ki! Hapisanede çürümek için fazla güzelim ben!”

“Ne oldu peki? Hemen saldılar mı seni?”

“Aslında ilk önce korkunç bir yere götürüldüm. Tanrım çok sert bir sandalyeye oturmak zorunda kaldım! Popomda oluşan acıyı en iyi sen bilirsin Soo!” Baekhyun o anı yaşamışçasına kalçasını sıvazladı. “Sonra uzun boylu havalı bir polis geldi ve beni o sandalyeye oturtan heriflere günü gösterdi!”

“Ne?”

“Tabi sonra o beni başka bir yere götürmeye çalıştı ama ben korkuyla kaçtım.”

“Kaçtın mı? Nasıl?” Kyungsoo’nun gözleri yerinden çıkmak istercesine açılmıştı.

“Midem bulanıyor dedim ve çöp konteynerına doğru ilerledim. Peşimden o poliste geldi tabi. Sonra kusar gibi yapıp konteynerı üzerine ittirdim ve kaçtım.”

“Zekana hayranım Baekhyun.” Kyungsoo etkilenmiş bir şekilde Baekhyun’a baktı.

“En az kalçama hayran olduğun kadar değil mi?”

“Lafımı geri aldım boş versene...”

“Eşyalarımı ver ve git artık. Eminim Jongin şu an evde çıplak bir şekilde seni bekliyordur.”

“Haklısın! Uyanmadan gitsem iyi olur. Seninle görüştüğümü bilmesi benim için iyi olmaz.” Kyungsoo masanın kenarına Baekhyun’un çantasını bırakıp oradan ayrıldı. Baekhyun Kyungsoo’nun hayatını ve sevgilisinin olmasını kıskanarak kahvesini yudumladı. Ardından nihayet kavuşabildiği cüzdanıyla kahvesini ödeyip oradan ayrıldı. Eve geldiğinde kendini duşun altına attı. Dün yalan söylemişti. Duş almamıştı. Almaya vakti olmamıştı ama vücudundan bu tarz örneklerin alınmasını iğrenç bularak kabul etmemişti. Eğer böyle bir şeye gerçekten ihtiyaçları olursa diye o zaman giydiği giysilerini makineye atmamıştı. ‘Evet, ben de kendi zekamla gurur duruyorum Kyungsoo.’ Güzel bir şarkı mırıldanıp temizlenme işini bitirmiş dolabının karşısında ne giymesi gerektiğini düşünüyordu.

“Bunu mu giysem?” eline aldığı deri dar pantolonu ve düşünceleriyle baş başa kaldı. “Ah hayır! Bu çok şey... Resmen mesleğimi belli ediyorum.” Her yeri yırtıklarla dolu bir pantolonla bakışmaya başladı bu sefer. “Bu da çok deliğimi sikmeniz için bekliyorum mesajı içeriyor... Neden düzgün bir şeyim yok benim!” elindeki pantolonu dolabın içine sinirle fırlattı. Normalde ne giydiğini önemsemeyen biriydi insanların düşüncelerini akvaryumundaki balıklarının düşünceleri kadar bile önemsemezdi. Ama bu sefer farklı hissediyordu. “En iyisi bunları giyeyim.” Dolabının üstünden uzun zamandır görüşmediği kot pantolonunu aldı ve askıdan kahverengi gömleğini çıkardı. Bu en azından biraz daha normal ve... ‘Masum’ görünüyordu. Neden masum görünmeye çalıştığına dair bir fikri yoktu. Ne olduğunu balıkları dahil herkes biliyordu. Saçlarıyla az bir süre uğraşıp boy aynasının karşısına geçip neye benzediğine baktı. “Biliyorum Suho, bu kesinlikle ben değilim.” Akvaryumuna dönüp dil çıkarttı. “Haklısın Chen. Kot pantolon kesinlikle kalçalarımı güzel gösteriyor.” Her gün yaptığı balıklarla konuşma işlemini tamamlayıp cüzdanını ve telefonunu aldığından emin olarak evden dışarı çıktı. 

Innocent WhoreWhere stories live. Discover now