24💌

20.8K 2K 228
                                    

Derin nefesler alırken, derin nefesler alan birinin üstündeydim. Göğsü hızla kalkıp inerken, ben de aynı şekildeydim.
Gözüm kapalı bir şekilde boğulacakmış gibi hissettiğim o dakikalarda derin nefesler almak bana tek çare gibi geliyordu.

Ellerimin altındaki sıcak bedeni gerilmişti. Yüzüm boyun girintisine yerleşmişken terlediğini fark ettim. Benim de ondan farkım yoktu gerçi.

Bir süre öylece nefes alıp verdik her ikimiz de.

Neden sonra yavaşça gözlerimi açıp yüzümü kaldırdım.

Keskin çenesi ve temiz yüzü de gerilmişti. Korku, endişe ve daha bir sürü benzer hisle bu hale gelmişti.
Gözlerini açarak o da bana baktı. Yerde yattığı için geriye giden saçları alnına düşmüştü.

"İyi misin?"

Yutkunarak derin nefes almaya devam ettim. Cevap vermeden bakmaya devam ettim.

"Yaralandın mı?"

Soru sormaya devam edince yerden destek alarak kalktım. Dizlerim sızlıyordu ama geri kalan yerlerim normaldi.

Kamyon yoluna devam ederek ilerlemişti. Geride çarptığı ve ezdiği bir çöp kutusu bırakarak. Parktakiler bize bakıyordu. Yerde yatan öğretmen ile üstünde olan bana.

Şimdi ayağa kalkmış parka doğru yürümeye başlamıştım ben. Evet ona ne olduğunu umursamayacak kadar kötü bir insandım. Kim dedi ki beni kurtar diye? Bıraksaydı ölüp gitseydim. Bıraksaydı da yok olsaydım. Niye peşime takılıp duruyorsun bayım, niye?

Kapüşonuma iyice gömüldüğünde parka girmiştim bile. Kalabalığın şaşkın bakışları arasında dün oturduğumuz banka oturduğumda montunun hışırtı sesi yaklaşmaya başladı. Geliyordu. Yavaş yürüyüşüne bakılırsa yaralıydı.

Topallayarak yürümeye devam edip önümden geçerek yanımdaki boşluğa oturdu.

Sağ dizini bükerek eli ile tuttu. Solunu ize uzattı.

Ellerimi seeatsirtümün ceplerine koymuş, başımı da kapüşonumla kapatmış öylece duruyordum.

"Hadi bakacaksan bak tedavime, gitmem gereken bir yer var," dedim.

Sağ dizini bırakarak onu da uzattı.

"Yüzünü aç," dedi.

Yavaşça ona döndüm ve kapüşonumu indirdim.

Kahve gözleri yüzümde gezinirken elmacık kemiği ve alnının ezildiğini gördüm. Çarpmıştı muhtemelen. Beni geri çekip altta kalırken hasar almıştı bayağı. Yine de kaşlarını çatıp ciddiyetle yüzümü inceliyordu.

İşaret parmağıyla elmacık kemiğimi gösterdi.

"Oraya sürmedin mi?"

"Unuttum."

"Oraya da sür."

"Tamam."

Kapüşonumu yeniden başıma taktığımda ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Tam o anda "Beni merak etmiyor musun?" diye sordu.

Durdum ama arkamı dönmedim.

"Etmiyorum."

Başka bir şey demedi, ben de dinlemedim zaten. Yürümeye devam ettiğim o anlarda bankta kalışının ve durumunun ne olduğunu bilmek ya da umursamak hakkım değilmiş gibi gelmişti. Hakkım ve haddim olmayan şeylere karışmak için de fazla eziktim.

CEVAP 1979Where stories live. Discover now