8 ✘

4.3K 505 74
                                    

İyi okumalar 💚

🐠

Jungkook kayalıkların üzerine oturmuş ve çıplak ayaklarını suya daldırmıştı.

Taehyung ise kollarını Jungkook'un oturduğu kayalıkların üzerine koymuş, başını da ellerine yaslamış bir şekilde karşısındaki çocuğu izliyordu.

Aynı şekilde Jungkook'ta onu.

Garip bir ortamdaydılar ama ikisinin de umrunda değildi. Sonuçta içinde oldukları durumdan daha garip şeyler de vardı.

"Kaç yaşındasın?"

Jungkook'un sessizliği bölmesi ile Taehyung'un gece mavisi gözleri ona döndü.

"Bilmem, bir süreden sonra saymayı bıraktım."

Jungkook anlamadığı bir yüz ifadesiyle ona bakarken bu durum Taehyung'u güldürmüştü.

"Ama uzun bir süredir yaşadığımı biliyorum. Tabi o zamanlar bu adada pek fazla kişi yaşamazdı."

Taehyung fazla konuştuğu için nefesi daralmış ve öksürmeye başlamıştı.
Jungkook ise ne olduğunu anlamaz bir şekilde ona bakıyordu.
Taehyung nefes alamadığı için kafasını suya sokmuş birkaç saniye orada kaldıktan sonra geri yüzeye çıkmıştı. Jungkook endişeli bir yüz ifadesiyle ona bakıyordu.

"Korkulacak bir şey yok. Sonuçta ben bir balığım." Taehyung gülmeye başlarken Jungkook'un donuk surat ifadesi hâlâ yerini koruyordu.

Başını iki tarafa sallayıp kendine gelmeye çalışmıştı, şimdilik bu doğaüstü şeyleri görmezden gelecekti.

"Peki dilimizi nasıl biliyorsun?''

Taehyung bir an duraksamıştı. Karşısındaki çocuk fazla meraklıydı. Tıpkı onun gibi.

"Ben her dili konuşabilirim." dediğinde Jungkook bu artçı şoklardan dolayı başının döndüğünü hissediyordu.

"Bu muhteşem bir şey olmalı."

"Evet öyle."

Daha sonra ikisi de sessizleşti. Saat gece 3'e yaklaşıyordu. Adada bulunan evlerin tüm ışıkları sönmüştü.
Jungkook sessizliği severdi ama o an Taehyung ile konuşmak istiyordu. Onun sesini duymak istiyordu.
Annesinin durumunu söylemek geldi içinden ama daha sonra vazgeçti. Planına ve annesine sadık kalacaktı.

"Benim gitmem gerekiyor, daha fazla kalamam."

"Neden?"

Neden gitmesi gerekiyordu ki, biraz daha kalsa n'olurdu?

"Deniz yüzeyinde çok fazla duramam. Bu beni nefessiz bırakır." Dedi Taehyung yüzündeki gülümseme ile. O da yeni tanıştığı arkadaşıyla biraz daha kalıp sohbet etmek isterdi ama yaşamayı seviyordu.

"Peki öyleyse,"

Jungkook, o gitmeden önce ona dokumak istedi ama şimdi olmazdı. Güvenini sarsabilirdi. Her ne kadar Taehyung'un uzun beyaz saçlarına ve beline kadar uzanan mavi pullarına dokunmak istese de, yapamazdı.

"Bir daha görüşebilecek miyiz?"

Taehyung, Jungkook'un kocaman, koyu kahvelerine bakarak genişçe bir gülümseme sundu. O hâlâ bir çocuk gibiydi. Heyecanlı ve meraklı.

"Evet, elbette. Yarın gece burada olacağım." Dedi suya girmeden önce.

Bu Jungkook'un aynı Taehyung gibi kocaman gülümsemesine sebep oldu.

"Hey, Taehyung!"

Taehyung suya girecekken durmuş ve arkasında kalan çocuğa tekrar önünü dönmüştü.

"Şunlara bak, belki görmek istersin." dedi ve işaret parmağıyla ağaçların arasındaki bölgeyi işaret etti.

Taehyung merakla Jungkook'un gösterdiği tarafa bakmıştı. Ağzı şaşkınlıkla açılırken ateş böceklerinin ışıkları yüzüne yansıyordu. Jungkook ise bu görüntüyü kaçırmamak için ateş böcekleri yerine Taehyung'a bakıyordu.

"Çok güzel." diye fısıldadı Taehyung.

"Evet, öyle."

🐠

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamm. Lütfen yorum yapın. Yorumlarınızı okumayı çok seviyorum ve onlara ihtiyacım var.

Beni üzmeyinn 🌞

Sizi seviyorum 💗

Diğer bölüme kadar Adiós 👋💫

Submarine | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin