KELEBEK KUYTUSU-Feraşe (ASKIDA)

27. Bölüm: "Benimlesin"

Keyifli okumalar dilerim güzelliklerim💓

KELEBEK KUYTUSU FERAŞE İÇİN İNSTAGRAMDA RESMÎ BİR SAYFA AÇILSIN MI?

🔥

#Feridun Düzağaç Beni Bırakma
#Onur Can Özcan Yaramızda Kalsın

Dışarıda yağmur yağıyor, şimşek çakıyor ve esen fırtına, yeri göğü inim inim inletiyordu. Gök haykırarak ağlıyordu. Bu gece gökte kıyamet kopuyordu sanki. Sık sık aldığım nefesler, oturur pozisyona geçen Çağın'ın yüzüne çarparken gözlerimden dökülen yaş taneleri, o kadar fazlaydı ki, bulanık görüyordum. O da benim gibi nefes almaya çalışırken yüzü kan ter içinde kalmıştı. "Çağın," diye hıçkırıp yüzünü avuçlarımın içine aldım.

Şaşkınlıkla aralanan gözlerinin aklarına kan oturmuş, göz bebekleri genişlemişti. Hıçkırıklarımın arasından "Ö-öldün," diye fısıldadım.

Gözlerini kırpıştırırken sertçe yutkundu. "İyiyim." Nefes alıyordu, konuşuyordu, benimleydi.

Yaşıyordu.

Bu sefer rahatlamanın verdiği yoğun his yüzünden gözyaşlarımı dökerken ona doğru atıldım. Düşünmeden ağzımı dudaklarına kapattım. Onu, nefesini hissetmem gerekiyordu. Benimle olduğunu bilmeliydim. Ellerimi ensesine yerleşirken onu sertçe kendime çektim. Şaşkınlığını kısa sürede atlatan dudakları aralanırken dillerimiz, büyük bir ateş ve sabırsızlıkla birbirlerine dolandı. Dişlerimiz birbirine çarptı. Sakinlik yoktu, ikimiz de aceleciydik. Elleri belime inerken göğsüm göğsüne yaslanmıştı. Hakimiyeti ele alan dudaklarıyla başını yana eğip öpüşünü derinleştirdi. Diline yer açarken aldığım tadı, hissettiğim sıcaklığı karşısında iç geçirdim.

Hayattaydı.

Ensesindeki ellerim saçlarına çıkarken belime inen avucu, tişörtün altına girdi. Teması karşısında hisssettiğim yoğunluk yüzünden öne doğru sıçradım. Sert göğsüne iyice yaslanan yumuşak göğüslerim, onunla bütün olmuş gibiydi. Parmakları tenimde halkalar çizerken tüylerim ürperdi. Alt dudağımı çekerek öperken üst dudağını kavradım. Tadını içime çekerek öptüm, kokladım onu, ona bulandım, onu hissettim. Korku tarafından bilenen hislerim, öyle keskindi ki kalbimi aşıp kaburgalarıma saplanıyordu. Eli, belimden sırtıma doğru yol aldı. Sütyenimin kenarında oyalanırken saçındaki elim, boynuna kaydı. Nabzı parmak izlerime çarptı. Bunu hissedince iç geçirdim. Nabzı deli gibi atıyordu.

Benimleydi.

Kesilen nefeslerimiz yüzünden geri çekilip alnını sertçe alnıma yasladı. "Benimlesin, hayattasın," diye tekrarladım. İnanmaya çalıştığım için defalarca bıkmadan tekrarladım. Yüzümü boynuna gömüp kollarımı boynuna sıkıca doladım. Yüzümü, terlediği için nemlenen boynuna gömerken burada olduğunu kanıtlamak ister gibi çıplak tenimdeki elini bastırdı. Tenim, avucunun altında ezilirken sıkıca sarıldık. Kalbinin gümbürtüsünü sağ tarafımda hissederken aynı ritimdeki kalbim, onun göğsüne çarpıyordu.

Bu adamın aldığı nefesin, yıllar önce kesilen nefesim olduğunu bu gece çok daha net bir şekilde anlıyordum. Onun solukları benim ciğerlerimi şenlendiriyordu. Onun nefesi benim nefesimdi, Çağın, o benim nefesimdi.
Boynuna kapanıp ağlamaya başladım. Hissettiğim yoğun duygular altında eziliyordum. Hiç kimsesi olmayan hayatımın her şeyi olmuştu. Bu benim yetim kalan kalbim için çok büyük bir şeydi. Omuzlarım hıçkırıklarım yüzünden sarsılırken bedenim tir tir titriyordu.

"Geçti," diye fısıldadı.

Yalan söylüyordu, ses tonu bunu avaz avaz bağırdığı gibi ikimizde biliyorduk. Yalanın güzeli olmazdı ama bu yalan çok güzeldi. Dakikalar boyunca kollarında ağladım. O da benim gibi şokta olmalıydı. Saçlarımı usulca okşarken dudaklarını saçlarıma dokunduruyordu.
Bir müddet sonra gözyaşlarım nihayet azaldı. İstemeyerek de olsa geri çekilip yüzüne baktım. Saçlarımı okşayan eli, yüzüme kaydı. Gözyaşlarımı sessizce silerken onun hissetmenin tadını çıkardım.