Bölüm 13

707 41 79
                                    

İyi okumalar...


Percy Jackson olmanın en kötü ne biliyor musunuz ?

Çünkü Percy bilmiyor.

Çok popüler olmak mı ? Herkesin ondan beklenti içinde olması mı? Ya da herkesin onunla arkadaş olmaya çalışması?

Hayır size söyleyeyim , her zaman yanlış yerde yanlış zamanda olması.

Şu anda olduğu gibi yani.

- Annabeth ? Ne yapıyorsun burada?

Percy ani bir şekilde yataktan kalkmaya çalışırken yalpaladı ve düştü.Hem de tam yüzme çantasının üzerine. İçi tıka basa alet dolu olduğundan canı çok acımıştı. Annabeth ilahi adalete inanmaya başlamıştı.

Annabeth kafasını mavi örtülü yataktan uzaklaştırmaya çalıştı ve kafasını toparlamak için mavi duvarlı odada gözlerini gezdirdi.

Duvarlardaki AC DC , Star Wars , Aquaman posterlerine baktı ve oradaydı işte beşinci sınıftayken Percy e verdiği mavi battaniyesi hale odadaki siyah kanepenin üzerinde duruyordu . Üzerinde de bir panda vardı. O pandayı hatırlamak zor değildi.

Annabeth o an Percy ' i bu şekilde görmekten daha kötü bir şey olduğunu fark etti. Percy ' nin yanında Reyna ' yı görmekti. Utancı öfkeye döndüğü anda saldırmak istedi ama ne elde edecekti ki ?

Sen değilsin demek . Peki kim bu Bilinmeyen?

Annabeth korkmuştu çünkü eğer bilinmeyen Percy değilse. Bilinmeyen Numaranın  ona nasıl bu kadar yakın olduğu gerçi korkmasına yol açıyordu. Kimdi peki , Leo mu ? Olasılıklıydı teknolojiden anlıyordu ve yakın zamanda bir uygulama tasarlayacak kadar geliştirmişti kendini. Uzak diyarlarda yaşayan Yunan Tanrıçası isimli bir kız arkadaşı vardı ve tam bir ergenlik çağındaki asosyal çocuk modundaydı. Yani Annabeth'in erkek, daha konuşkan ve daha esmer haliydi. Ama içinden bir sesde Leo'nun bunu yapamayacak kadar dalgacı olduğunu söylüyordu, büyük ihtimalle mesaj attıktan beş dakika sonra komik bir selfie çekip atar ve random atardı. Cadılar Bayramında yaptığı şaka olmayan şaka gibi.

Frank veya Jason olma ihtimali yoktu . Onlar sevgililerine bir  dükün düşese bağlandığı gibi bağlanmıştı. O iki çift Tv showlarında her zaman gösterilen mükemmel ve örnek çiftlerdendi.  Onlar Lily ve Marshall,  Glenn ve Maggie, Hanna ve Clab , Alice ve Jasper 'dılar.

Annabeth ise hayatında iki kişiden hoşlanmıştı. Biri onu kız kardeşi olarak görüyordu diyeri de yatakta yarı çıplak bir kızla basılmıştı.

Annabeth sakince siyah kanepeye gitti ve mavi battaniyeyi Reyna'ya doğru uzattı. 

-Al şeye yardımcı olur , eee örtünmene sanırım. 

Reyna ne diyeceğini bilemiyordu ama o Reyna'ydı. Okul başkanı , bir çok spor kulübünün başkanı ve çok zengin bir iş kadının en küçük kızıydı. Hayata sert ve disiplinli bir bakış açısı olsa da o mükemmeldi . Her zaman en iyi kararı verirdi.Percy'nin ondan etkilenmesine şaşmamak gerekti.

- Teşekkürler. 

Reyna battaniyeyi kabul etti. Yüzünde kabul ve teşekkür ifadeleri vardı ama minnet yoktu ama tabi ki ne bekliyordu ki? Bu Reyna'ydı sevgi gösterisi yapmazdı. Galiba yanındaki hoş çocuk hariç. 

Percy üzerine bir tişört geçirirken gülümsemeye çalıştı. Gergin görünüyordu basılma durumda bu oldukça mümkündü ama herkesin sevgilisi biricik kankası Percy Jackson gergin olmazdı. Annabeth olurdu , Reyna olurdu, Jason olurdu ama Percy olmazdı. Belki Leo da olmazdı ama farklıydı. 

-Demek battaniyeyi fark ettin ha? dedi Percy durumu dağıtmaya çalışarak. 

-Bazı şeyleri hiç değişmiyor tıpkı  senin dikkatin gibi. Bunu dedikten sonra on beş dakika ikiside benden özür diledi ve bana kahve ısmarlamakta ısrar ettiler , onları kıramayacağımdan değil de daha çok merakımdan kabul ettim.

Beşinci sınıf Temmuz 

Yaz Kampı

Her insan hayatındaki bir çok anıyı çocukluktan itibaren biriktirmeye başlar. İlkokul çağlarında birikmeye başlayan bu anılar zamanla çoğalır. Bazıları bu anılarla hayata tutunur bazıları ise  küser. İnsanoğlu neyi seçerse seçsin bu anılar ona bir sebep verir, yaşamak için , ölmek için , ağlamak için...

Annabeth o anda son aşamayı yapmaktaydı. Hayatında ilk defa yaz kampına gitmiş bir kız olarak maalesef biraz fazla hırpalanmıştı. Tüm gün boyunca üst sınıftaki ve kendi sınıfındaki kızlar onunla alay etmişti. Çünkü Annabeth hepsinden zeki ve çalışkandı . Tek hatası farklı olmaktı ve bunun bedelini biraz fazla ödüyordu. Tüm iki hafta boyunca onu koruyan tek bir kişi vardı. İlk aşklarından Luke...

Şimdiki Zaman 

Ambrosia Caffee

Üç arkadaş sıradan bir köşe başı kafesinde  içeceklerini almış,oturuyorlardı. Aslında burada bir yerde sohbet ediyorlar da yazmalıydı. Fakat Annabeth ve arkadaşları bunu pek istemiyor gibiydi.

- Annabeth sen Percy ' e karşı bir şey hissetmediğine emin misin ?

Piper nazikçe sormaya çalışmıştı. Üç kız Annabeth in acil durum çağrısı ile toplanmıştı. Yaşanan olayları Annabeth mesajla anlatmıştı . Konuşamayacak kadar şoktaydı.

- Sizin benimle zorunuz mu var ? Neden beni dinlemiyorsunuz ? Ben Luke aşığım ve bu akşam yanına gidip ona yardım edeceğim  ve ben , ben Luke ' a açılacağım.

Annabeth ' in sesi sandığından yüksek çıkmıştı.
Piper ve Hazel duydukları şeyle daha kendine gelememişti.
- Sakın böyle bir şey yapma , kalbin başkasını diyorken senin...

Onlar Annabeth 'i ikna etmeye çalışırken arkadan Leo elinde içeceklerle geldi.
Annabeth ilgisini Leo ya çekti.

- Bu kızların acil toplantısı , senin ne işin var?

Leo masaya oturdu, içeceklerimizi verdi ve kendisindekinden bir yudum aldı.

-  Normalde güzeller güzeli Calypso ' mun da burada olması gerekirdi. Onu temsilen buradayım.

Annabeth çok bunalmıştı. Herkes üstüne üstüne geliyordu. Oturduğu yerde pek fazla insan yoktu ama kalabalığın içinde boğulduğunu hissetti.

Hazel başından beri yorum yapmamıştı. Söylemek istiyordu, Percy seni seviyor demek istiyordu, bilinmeyen numara o demek istiyordu.

Ama Annabeth in tepkisi sert olurdu önce bize sonra Percy e sonra kendisine kızardı. Ve bir daha kimseye güvenmezdi. Bir kaç yıl önceki haline asosyal olduğu zamanlara dönerdi.

Annabeth ayağa kalktı.
- Siz ne derseniz deyin. Ben Luke u seviyorum ve onun için her şeyi yapmaya hazırım.

Bağırır bağırmaz kendini dışarı attı. New York sokaklarında koştu, koştu.

Durduğunda gökyüzüne baktı. Yorulmuştu kaldırım kenarına sindi. Kirli olması umrumda bile değildi.
Elinin telefonuna gittiğini hissetti. Luke u aramalıydi buluşmalarına bir kaç saat kalmıştı.
Ama yapamadı , rehbere girdi. Elini gezdirdi , gezdirdi. Ve kaydetmedigi numarayla karşılaştı.

Uzun süre numarayla bakıştı. Baş parmağıyla arama tuşuna bastı.

Telefonu kulağına götürürken gözyaşları dökülmeye başladı. Telefon çaldı. Birinci çalış . Gözyaşları artmaya başladı. İkinc çalış . Artık hıçkırarak ağlıyordu . Üçüncü çalış.

- Alo? Tuhaf bir erkek sesi geldi kulaklarına.

- Kimsin bil- miyorum.

Annabeth zar zor konuşuyordu.

- Ama sana ihtiyacım var, lütfen.

Ses bekledi , bekledi.

- Konum at geliyorum , Bilmiş Kız.





Devam edecek.....

Percabeth |  textingWhere stories live. Discover now