42. Bölüm (Nedensellik)

1.8K 79 19
                                    

   Geçiktiği için özür dilerim . İyi okumalar.

   -- Eee yani başından beri bütün herkesi annem mi öldürdü?

    -Ne diyebilirim ki ?

    -Ne mi diyebilirsin ? Hayatımı mahvettiniz.

   -Özür dilerim tamam mı ?

    Gözlerimi sıkıca yumdum ve kendimi rahatlatmaya çalıştım. Derin nefesler alarak ve düğümlenmiş gibi atan kalbimi zapt ederek konuştum.

   -Bir de özür mü diliyorsun ?

   -Bak annen sana zarar verecekti tamam mı ?

   - Annem beni seviyordu. En azından  yalan söylemiyorsa beni seviyordu. Beni sevdiği için o cinayetleri işlemişti.

   -Ben bir babayım ve senin için endişelendim.

  - Benim için endişelendin ama alt kattaki çürümüş minicik kız  için endişelenmedin baba.Bu dünyada çocuğu için endişelenen birtek sensin sanki. Hadi söyle bana sırf annem benden uzak dursun diye ona kaç ceset getirdin?

   Kafasını önüne eydi.

  -Söyle bana , ne bekliyorsun? Cevap ver artık. Kaç kişi getirdin anneme? Kaç defa ona yardım ettin.?

  Gözlerinin dolması ve atardamarının belirginleşmesiyle konuşmaya başladı.

   -Bilmiyorum. Birkaç kere.

   -Onu engellemeyi denemedin mi hiç ?

  -Defalarca yaptım ama dinlemedi. Bana hep kızımla beni birleştir ben de bir daha cinayet işlemeyeyim deyip durdu.

   -Peki neden birleştirmedin ?

   -Çünkü korkuyordum.

İçimi çektim ve

   -Lanet olsun ! O zaman annemi bir canavara dönüştürdün .

   -Hayır! Bunu Nalan yaptı.

   -Hah !sen kendini kandır .

       Biraz sustum ve nefesimi düzenledim.

   - Baba Nalan bunu kim için yaptı peki ?

  Uzun bir sessizlik oldu ve sonra babam ağlamaya başladı. Onu ilk kez böyle gördüm. Babamı o an bir karıncaya benzettim. Hani karıncaları parmağınızla köşede sıkıştırmaya çalışırsınız da karınca sağa sola koşturur ya. Aslında arkasında bir çıkış vardır. Ama o saniyelerce etrafında döner durur fakat arkasındaki çıkıştan çıkmaz. İşte babam da tam öyleydi. Arkasındaki çıkışı görmemiş öylece koşuşturup durmuştu. Babam köşeye sıkışmış bir karıncaydı.Belki bu yönden babama biraz benziyor olabilirdim.

     Biraz sakinleşti ve

   -Çok çok çok aptalım . Diye söylenmeye başladı. Çaresizce

   - Baba yeter tamam.

   -Her şey benim suçum. Ölmeyi hak ediyorum.

   -Her şey olup bittikten sonra mı bu aklına geldi ? Olan oldu, biten bitti . Artık ne ölenleri düzeltebilir ne de güvenimi kazanabilirsin.           

       Bunu bana söyleme der gibi baktı bana . O anda sanki boğazımdan birkaç parça koptu. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve

    - Başından beri katil en masumumuzdu aslında. Hepimizden daha suçsuz olandı. Kader onu sürüklemişti. İnsanlar onu sürüklemişti. Evet baba belki de ben biraz büyüyünce beni annemle tanıştırsaydın  o çevreye  zarar vermeyecekti hatta sırf benim için sosyal aktivitelere katılacaktı. Yeni bir meslek edinecekti. Sonra belki de düzelecekti, normale dönecekti. Her şey o kadar mükemmel olurdu ki !  Ben eve geldiğimde beni gülerek karşılayan ,ev yemekleri kokan , dertlerimi dinleyen , ayakkabılarını kullanacağım , ince çoraplarını çalacağım bir kadın...

   Bu ne kadar mükemmel bir şey ! 

   -Ben sana olabildiğince ilgi ve sevgi vermeye çalıştım.

   - Senin yaptığın şey beni sevginle boğmaktı. Neden baba ?

    Ağzımdan bir hıçkırık koptu. Babam da bu sürede devam etti .

   -Biliyorum hatalıyım. Ama tek hatalı ben miyim ? Oğuz ve Nalan günahsız mı ? Peki Ada .

   Bunu duyunca tüylerim diken diken oldu.

    -Ada seni öldürmeye kalktı bunu biliyorum . Onun da psikolojik sorunları oldu. Hiçbir zaman sevilmedi. Babası tarafından annesiyle birlikte evden kovuldu. Annesi baba evine gitti ama Ada'yı eve kabul etmediler. Ada 'yı babası da kabul etmedi. Sonra  Yiğit ve ben de kabul etmedik. Tek aradığı şefkatti. O herkes tarafından reddedildi.Ona ne ben ne de Yiğit bunu verebildik.   - Yiğit mi ?

-Evet Emre'nin gerçek adı Yiğit.

   -O zaman Ada da mı suçsuz? Bütün suç Emre... ah hayır ... Yiğit 'in  mi ?

  Buna alışmak gerçekten zordu. 3 yıldır Emre 'nin adını yanlış biliyormuşum. Bunu kafamdan atıp babama odaklandım.

  -Hayır değil çünkü onunda suçlu yapan birileri vardı. Babası onu döverdi dilendirirdi. Annesi evi terketmişti. Onu ben bulup yetiştirdim ve büyüttüm. Ama sonra ne oldu? Nalan her şeyi bozdu.  Yiğit onu  öldürdü.  Bu benim ve annen için iyiydi ama Yiğit için bir skandal oldu. Bu psikolojiyi atamadı ve bir de üstüne aşk denilen belaya bulaşmıştı. Bunun size zarar vereceğini biliyordum ve sizi uzak tutmaya çalışıyordum ama bu sefer Yiğit daha çok acı çekiyordu. Ben senin acı çekmemen için Yiğit'i feda ettim neyazık ki.

    - O şimdi, benim için öldü baba. Bu da benim suçum mu ?

    - Hayır çünkü sen de benim yüzümden bu kokuya sürüklenmiştin  ve  o da benim yüzümden seni tanımış senin için canını feda etmişti. Ve bunlar olurken hiçkimse durun bu böyle devam edemez demedi. Herkes  kafasını çevirip yoluna devam etti. Belki benden önce başka biri Yiğit'i sahiplenseydi ve o da seni hiç tanımasaydı tanısa bile benimle bir ilişkisi olamsaydı. Sen onunla sevgili olabilecek ve benim lanet olası dosyalarıma bakmak yerine onunla mesajlaşacaktın ya en bileyim sinemaya falan gidecektin. Ya da onu hiç tanımayacaktın .

   - Yani katil kim ?

   - Bu çok açık değil mi ?

Anlamsız ve boş gözlerle baktım. Babam bana şu an o kadar çok suçlu kişi saymıştı ki . En sonunda cevabı buldum.

    -Katil herkes mi ?

Hülyalanan ve 100 yaşındaki gözlerini bana dikti ve

   -Bak şimdi her şeyi anladın. Katil bütün insanlık kendini düşünen ,aklı olmayıp fikri olan ,gözlerini hırs bürümüş insanlık. Katil belki fiilen annen ama gerçekte bütün insanlık.  -Şimdi her şeyi anlamıştım. Yaptığımız her hareket birbirine bağlıydı.  Çözüm yoktu , bu politokayı da sorgulayamazdım. Çünkü herkes kötüydü , günahkârdı. Ben yapmasam bile bana yaptırtacaklardı. Dünyanın düzeni buydu. Ben sadece bunlardan 1 tanesine rastlamıştım. Annemin yaptığı şeyi aslınd lanet olası insanlık yapmıştı.

    Her şeyi anlamanın verdiği rahatlıkla arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım. On an gelen karanlık beni boğdu ve nefesimi kesti. Acaba bunun suçlusu kimdi ? Beni bu kadar boğan beni bu karanlığa iten kimdi. Ne güzel bir şeydi ama bu . Her şey karanlık . Sonra birden aydınlanıyor, her yerden ışıklar çıkıyor. Sonra onlar sönüyor. Olsun be yine de güzel. İnsanlar yok burda , artık ne ben günah işleyebilirim ne de başkalarına günah işletebilirim. Mutluyum.

    **Umarım beğenmişsinizdir arkadaşlar . Neyi anlatmaya çalıştığımı az çok anladığınızı düşünüyorum. İnsan her an günahkârdır ve dünya bu şekilde işler. Ben bu düşüncemi bu kitapla ifade etmeye çalıştım. Ortada bir şey varsa bu toplumun suçudur. Yani bu benim düşüncem . İnşallah beğenirsiniz  . Sizleri seviyorum kendinize iyi bakın. Yarın yeni bölüm gelecek :)

  Sevgiler

   Suay A.

 

   

   

   

 

  

Ölüm ÇukuruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin