10. bölüm (Kesintisiz Acı)

5.1K 137 14
                                    

Yeni bir tanıtım videosu yaptım. Multimediada İyi okumalar . Yorumlarınızı bekliyorum :)

Wanderful, wanderful life .

İstense bile kimsenin sahip olamayacağı mükemmel bir hayatım var . Ayrıca çok ama çok şanslıyım .Babası piskopat olan piskolojik durumdan ikilemde kalan ve hayatı paramparça olan ayrıca ve ayrıca başındaki 500 parçalık yap boz gibi bir belaya sahip olan bir kız olmak için neleri vermezdi insan (!)

       Aptalım çok ama çok aptalım hatta bu yetmez mankafayım .Babam asla katil olamaz bunu nasıl düşünebildim ki ? Obenim babam her şeyime karışan kılıma zarar geldiğinde kafayı yiyen bir adam o.

Ada'nın babası bile böyle bir şeyi yapmaz.. Hiçbir baba yapmaz.......................................................................................................................................................................................................

   Yapar mı?Belki de bunu babama sormalıyım

      (  Şey babacığım acaba Emre yi kaçırıp öldürdün mü? Arkasından da beni mi öldürmeyi planlıyorsun?)

Saçma çok çok çok çok saçma .

Artık şu saçma düşüncelerden sıyrılma vakti geldi  diye düşünüp yataktan kalktım babam beni öldürmeye gelirse abajuru kafasına geçirirdim.Birazdan kapı kapandı kalktım belki de cahil cesaretiyle evi dolaştım babam gitmişti

 .Ne yani babam beni öldürene kadar bekliyecek miydim ? Belki de yine cahil cesaretiyle pijamalarla sokağa fırladım ve pamuklu pijamalarıma lanet okudum  beni yağan yağmurda bayağı üşütmüştü.

   Babam yürüyerek gidiyordu onu arkasından yavaşca ve 30 metre farkla takip ediyordum  Bu kadar kurnaz bir adam neden beni görmemişti? Belki de görmüştü belki bu bir tuzaktı. Ama bence babam  telefonda konuştuğu kişiyle ortak iş yapıyordu. 

      Ben bunları düşünürken en son geldiğimiz yer İzmir Saat Kulesi'ydi. Tabii ya 

  Zamanın aktığı yerde beklerim onu. Zamanın aktığı yer saat kulesiydi.Emre'nin tahmin ettiği yer burası olmalıydı. Ama bir ayrıntı vardı babam kulenin içine girmemişti  kanalizasyondan girmişti. 

İğrene iğrene kanalizasyon kapağını kaldırdım çok pis kokuyordu  hem de yağmurdan sırılsıklam olmuştum .Yine çok şanslıydım. Ama bu gerçekten şans ki  kapağın tam yanında kutu gibi duran ama  uzayıp giden bir tünel vardı, hiç o pis suya atlamadan kutunun içine girdim .Karşıma hiç çift yön çıkmadı dümdüz devam ettim ve en sonunda çıkışı buldum ve aşağı atladım .

Burası depo gibi bir yerdi ama saat çarklarının çalışma sesini duyabiliyordum saat kulesinin içinde bir yerdeydim ama nerede oduğumu yine bilmiyordum . Yine bir çıkmazın içine düşmüştüm çıkmazın içindeki çıkmazdaydım. Aslında çıkmazlarım sonsuza kadar devam ediyordu.

Ve burası kanalizasyondan da kötü kokuyordu birazdan kusmaya başladım birkaç öğürmeden  sonra burnumu tıkamak aklıma geldi . Çarşafların yanına yaklaştıkça koku artıyordu burnum tıkalı olsa bile acı hissediliyordu kapıdan çıkabilrdim ama hayatımın en büyük hatalarından birini daha yapıp çarşafları kaldırdım ve karşıma bir yığın ceset çıktı

  Önce bir şey anlamadım çünkü  yeşil bir şeyler görüyordum ama sonra gözleri yukarıya doğru kaymış ağzının içinden parmağım boyunda kurt çıktığını görünce acı gerçek kafama dank etti .

Bu daha çok küçük 6 -7 yaşlarında bir çocuktu .Çok Çok  çok fazla üzüldüm etrafta bulduğum bir sopayla ceset yığınının içinden çocuğu çıkarmak istedim ama çocuk gelmiyordu. Biraz daha çekince bir yırtılma sesi duydum ve çocuk ters döndü işte o zaman  kafatasını gördüm kan yoktu çünkü donmuştu .

Bir süre baktım, hava değişiminden derisi yere yapışmış olmalıydı. Yere çöktüm ve ağlamaya başladım katilin beni bulması umrumda değildi bu acıyla yaşayacağıma ölmeliydim belki benim de derim yere yapışacaktı ama  umrumda değildi.

   Bunu babam mı yapmştı ? Babam bu kadar vahşi değildi babam yapamazdı . 

Yapar mıydı?  Acı  ikilemlerim ve karşımdaki en pislik sesizlikle  beraber ağlamaya devam ettim ve bir süre sonra karanlık ve acı kabuslarla başbaşa kaldım.

. Baygındım ama hissediyordum biri beni taşıyordu daha sıcak bir yere koyuyordu uyanıp bırak beni seni cani katil demek geliyordu içimden ama gözlerimi açamıyordum bilinç altım beni hapsetmişti ama orada illimunati yi ( türkçe yazdım) göremedim .

Her neyse bir yokuştan hız treni gibi aşağı iniyordum üşüyordum zaten katil beni bulup bir yerlere götürmüştü  düşünmenin bir anlamı yoktu kendimi tekrar bıraktım ve sonrasını hatırlamıyorum.

Ölüm ÇukuruWhere stories live. Discover now