4. Bölüm

6K 180 23
                                    

          Babamla çalışmaya devam ediyordum ve ilk kez babamla arkadaş gibi olduğumuzu hissettim,aslında hoşuma gitmişti ama oradaki dil parçası aklımdan çıkmıyordu. Sanırım böyle şeylere artık alışmıştım.Dil parçasından iğrenmemiştim sadece korkmuştum.

-          Baba sen buraya hep geliyor musun?

-          Hayır burada sorunları olan bir arkadaşım kalıyor.

-          Ne tür sorunlar?

-          Seni ilgilendirmez.İki işi bir arada yapmayı öğrenmelisin konuşurken yumruk atamıyorsun.

-          Öyle mi? Al bakalım.

-          Bu kadar mı? Sağ kolunu çene hizasında, ama çenenden yaklaşık 15 cm önde tut. Her iki kolunun dirseğini, bedenini korumak için içe doğru çek. Bedeninin öne doğru biraz eğik tutulması, rakibinin yumruğu karşısında denge yitirilmeksizin geriye kaçmayı kolaylaştırır.

-          Ben profesyonel değilim haberin olsun.

İçini çekti ve hafifçe gülümsedi.

        -   Hadi bakalım       right hook punch (sağ kroşe) çalışacaksın.

     

      Bu sanırım bir dövüş terimiydi ve babamın konuyu saptırdığını anlamıştım  ama yine de bu dili babamın kestiğini düşünmüyordum .Bence kilit nokta arkadaştı.Acaba bu arkadaş kimdi? Ne gibi sorunları vardı sadist desem babam sadistlerle dostluk kurmaz gibime geliyordu ya sadist olduğunu bilmiyorsa? Abartıyorum babam polisti ve fark ederdi.Babamın dosyaları nereye sakladığını keşfetmiştim tabi bunu kum torbasına vurmaya çalışırken yaralı kolumun üstüne düştüğümde koltuğun altındaki dosyaları görünce fark ettim.Kolumda dehşet bir sızı vardı bu yüzden inledim.

-          Tamam bu günlük bu kadar yeter.Artık okula gitmelisin.

-          Ne bu yorgunlukla bir de okula mı gideceğim?

-          Tabi ki gideceksin.Bir  de derslerden aksamanı istemiyorum.

-          Ufffffffff tamam.Ben eşyalarımı toplayayım.

-          Tamam arabada bekliyorum.

-          Tamam.

Babam sonunda çıktı ben de dosyalardan birkaçını aldım ve çantaya attım.Okulda okuyamazdım ama evde canım sıkılmayacaktı.

Okul her zamanki gibi geçti.Hiç bir farklılık yoktu.Sadece birkaç meraklı okula neden gelmediğimi sordu.Bunların başında Emre vardı.Tabiki cevabım yalandı:Soğuk algınlığı…

    Sonunda eve geldim.Dosyalara bakma vakti geldi dosyanın birini açtım.Bu babamın araştırdığı bir cinayet değildi.Dosyayı açtım başta bir isim yazıyordu.Kendinin olmadığına göre babamın salonunda kalan arkadaşınındı.İsme baktım meraktan internete girip araştırdım.Bu polisti, garip olan bir kadındı.Resimlerinde siyah bir  kıyafet giymişti ve boynunda gül dövmesi vardı.Adı da Sinem’miş!

          -Oha.Çok güzel.

Babam arkadaşım deyince hep erkek düşünmüştüm ama bu süper çekici bir kadındı. Babama bunun  hesabını da soramazdım.Elimden dosyaları alırdı. Babamdan nefret ediyorum annemin cinayetini de bu  sebepten dolayı araştırmamıştır.

        Bu kadın her şeyi açıklıyordu.Başarılı olduğu her halinden belliydi.Tüm cinayetleri açığa kavuşturmuştu biri hariç:

Maktül bu sefer bir erkekti uyuşturucu kullanılmadan adamın tüm dişlerine küçük çiviler takılmıştı.Bazı dişleri dayanamayıp boğazına düşmüştü.Adamın kafatası çivi ve çekiçle adamı öldürmeden kırılmıştı beyine hasar verilmemişti.Damağına çivi çakılıp adamı yere sabitleyebilmek için tırmık bacak kaval kemiğinin arasından geçirilmişti.Bir gözü çıkarılmış yerine pil asidi dökülmüştü.Diğer gözünün gözbebeği çıkarılmış onun yerine eroin dökülmüştü. Beyin çıkarılıp  parça parça edilmiş ve  beyin leğenin içine konulmuş altına kanla bir isim yazılmıştı”Sinem”. Bu dosyalarını çaldığım   kadının adıydı . Bir ayrıntı dikkatimi çekti

       Leğenin tam ortasına içinde kan olan bir vazo ve vazonun içinde bir gül olması beni gerçekten ürküttü ve bir yandan sevindirdi o kadın geberecekti.Çünkü kadın güldü kan da ölümdü.

******************************************************************************************************************************************************      

Ölüm ÇukuruUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum