37. Bölüm (Yaşayacaksın...)

2.1K 80 15
                                    

    Fener  açık bir şekilde kendimi kuytudan dışarı attım ve hiçbir şey göremedim. Ortalıkta ne Emre ne de katil vardı. Hiç kimse yoktu .
   Feneri yere tuttum ve büyük bir kan gölü ile karşılaştım. Cahil cesaretiyle titrek ve ağlamaklı bir sesle
   - E ... Emre ?!!
  Ses gelmedi. Ne yapacağım ben şimdi. Elimde psikopatça işlenmiş bir ceset ve kan gölü mü kaldı.  Arkama döndüm ve cesede bir daha baktım. Tekrar ileriye feneri tuttum. Gördüğüm şeyler iğrençti .
    Çivili bir yatak . Büyük kazıklara oturtulmuş insan kafaları .     
     Gözyaşımı sildim . Feneri diğer tarafa tuttum. Bu seferki gördüğüm bir cesetti. Ayakları çiviye batmış tam ortadan ikiye bölünmüş bir kadın. Feneri tavana tuttum ve sarkan bağırsakları da görünce en doğru kararın feneri kapatmak olduğuna karar kıldım.
    Aynı zamanda ağlarken cesedi aldım ve yere yatırdım. Yerdeki anlam veremediğim kan gölüne basarak cesedi dışarı sürükledim. Feneri tekrar açarak etrafı kolaçan ettim ve ortamı aklıma kazıdım. Yukarıya cesedi tek başıma çıkaramayacağıma göre  kazıklara oturtulmuş kafaların arkasındaki karanlık odaya gitmeye karar verdim.
   Cesedi oraya doğru sürüklerken aklımdaki şeyler Emre öldü mü ?, Emre öldüyse katil neden beni almadı ?, Ben neredeyim?, Ölecek miyim? Bu güne kadar at gözlüğü takmış gibi ilerledim ama artık her şey değişecek.
    O karanlık odaya girdim ve feneri açıp o odaya da bakmaya karar verdim.  Oda değişik işkence sistemleriyle süslenmişti. Bir erkek cesedi tam ense kökünden çiviyle asılmıştı. İğrenerek başka yerlere baktım ve yanda bir oda daha gördüm. Cesedi öylece bırakıp yandaki odaya girdim. O odada da  hamile bir kadın bir sandalyeye oturtulmuş gözkapaklarını açık tutan bir sistemle gözleri açık kalmıştı. Karnından da sadece bebeğin kafası çıkarılmış diğer bölümleri karnın içinde kalmıştı. Tam karşısında da bir video vardı .
   Bu film bir slayttı. Kadının günahlarını anlatan bir slayt.  Sonra öteki odaya geçtim ve bir başka ceset ve bir başkası .
   Ve başka bir odada daha da başkası.En son girdiğim odada elleri ve ayaklarından kelepçelenmiş tam karnından 5 santim kalınlığında tahta bir kazık geçirilmiş kumral, genç bir erkek vardı .ceset inliyordu Onu görür görmez yere çöküp ağlamaya başladım. Bu kadar ceset sonsuza kadar giden odalar ... yani sonsuza kadar giden çalınmış ruhlar ve delirtilmiş akıllar. Kısacası sonsuz bir kan şelalesi ...
   Ellerimi saçlarıma geçirdim ve yere çöküp ağlamaya başladım. Sanki dua eder gibi bir öne bir geriye sallanmaya başladım.
   Katil önce delirtiyor sonra beni istiyordu. Ben bunla baş edemezdim . En sonunda ölecektim işte. Yakınımdakileri de ölüme çekmiş onlara acı çektirmiştim. Emre benim yüzümden yanımda değildi. Babam beni özlüyordu Ada benim yüzümden intihar etmişti. Bu katil bana mesajlar göndermek için sayısız ceset öldürmüştü.
  Yani o zaman bu sonsuz kan şelalesini ben yapmıştım. Karşımda duran adamı ben öldürmüştüm ve ondan öncekileri de ve sonrakileri de ben öldürecektim. Sonsuz bir teorem sonsuz bir vahşete dönüştü ve çığlık attım.
    Tam o sırada aklıma bir şeyler dank etti. Elime hızla feneri alıp cesede  tuttum. Ceset az önce sanki adımı söyleyerek mi inlemişti.
   Hızla yanına gittim ve çöktüm .  Sanırım o daha ölmemişti.
   -Su b... bağ... bağırma
Yanına çöktüm ve feneri suratına tuttum. Gördüğüm şeyle ağzımdan bir hıçkırık kopması bir oldu. Gördüğüm surat Emre'nin suratıydı. Eğrilmiş ağzı ve burnundan akan kan .
  Kalbim hızla atmaya ve beni de nefessiz bırakmaya başladı.
  -Emre ,sensin bu değil mi ? E.. Emreee.
Tekrar inledim
  - Emreee!!!!
Ağzı ayrıldı ve
  -Su...
   -Efendim.
   -Su...
   -Seni kurtaracağım .
   - Ha... hayır Su.
Düşündüm ve benden Su istediğini düşündüm.                -  Emre ben sana suyu nereden bulayım.
  Kaşlarımı havaya kaldırdım ve aklıma bir şey gelmesi için dua ettim.
   Size iğrenç gelecek ama aklıma ona tükürüğümü vermek geldi.  Ağzına doğru eğildim ve ona tükrüğümü verdim.
  -T.. t... teş...
Ağzıma parmağımı koyup
  -Tamam canım şşşş.. Hadi seni kurtaralım .
   Ellerindeki kelepçeye baktım. Bu demir kelepçeler ancak balta ile kırılabilirdi. Aklıma gelen fikirle 2 oda geriye gittim ve yerde yatan cesedin kafasına saplanmış baltayı  çektim. Üzerime sıçrayan beyin parçalarını umursamadan koştum ve Emre'nin olduğu odaya girdim.
    -Geldim canım.
Doğruca kelepçelere yöneldim ve sertçe vurdum. Kelepçe hemen kırıldı . Öteki kelepçelere de aynı işlemi uyguladım.
   Geriye sadece onu kazıktan çıkarmak vardı.
   -Hazır ol canım 3 deyince seni çıkaracağım. 1,2,3...
  Hızlıca onu karnından çektim. Gürültüyle inledi.
   -Şşşşş,bitti. Tamam sakin ol. Deyip onu duvarın kenarına sürükledim. Oturunca bu işi ne kadar büyük bir soğukkanlılıkla yaptığımı farkettim. Emre inliyordu o arada da. Yarasını inceledim. 1 böbreği sanırsam parçalanmıştı. Omurgasında bir şey yoktu bence. Tabii röntgenden bakmadan anlayamazdım . Yarasını temizlemem de gerekiyordu. T shirt 'ümü çıkardım sadece iç çamaşırımla kalmamı umursamadan yaranın içindeki tahta parçalarını temizledim. Oluk oluk akan kanı durdurmak için de yaranın içine t shirtümü deptim.
  - Şimdi iyisin . İyileşeceksin. 
   Zoraki bir şekilde gülümsedi ve
   - Sen kurtulmalısın. Ce...cesedi bırak... 
   Öksürdü
  - Ora..ya bakmaya gelcek. O...nu arkadan vur.
  -Taman sen bunu düşünme. Yapacağım.
  -- Eğer ya... şıyor               -öhöhö- yaşıyorsam beni de al.
   -Tamam yapacağım her şey çok güzel olacak. Yaşayacaksın.
   Sevgiler
   Suay A.

Ölüm ÇukuruWhere stories live. Discover now