28. Bölüm Part II

527 35 61
                                    

Yazarın Ağzından ;

Bir ya da iki saat sonrasıydı. Hinata aynı yerde aynı şekilde ağlamaktan kızarmış gözleri ve burnuyla ifadesiz bir şekilde oturuyordu. Kesik kesik çekiyor bazen de derin nefesler veriyordu.

Tsukishima'da hala ordaydı. Onu izliyordu. Gitmemişti. Daha doğrusu gidememişti. Nedenini o da bilmiyordu. Ama gitmek istememişti. Tsukishima'nın da tuhafına gidiyordu bu durum...

Mira ise kovulmuştu. Hinata'nın ağlamasına daha fazla dayanamayan Mira yanına gitmişti. Ama Hinata onu görünce birden sinirlenmiş ve onu yanından kovmuştu. Ama Tsukishima saklanmıştı. Çıkmamıştı yerinden. Hinata'ya bakıyordu saklandığı yerden. Yanına gitmeye cesareti yoktu. Hoş, gitsede sadece boş bir kabuğa konuşacaktı. Bir işe yaramayacaktı diye düşünüyordu.

O sırada da Hinata'nın önünde bir çocuğun olduğunu gördü. Nasıl? Bir saniye önce orda değildi o çocuk!! Nasıl görünmeden gitti ki Hinata'nın yanına?! diye düşünürken olduğu yerden çıktı Tsukishima.

Onların yanına yaklaştıkça mavi saçlı çocuğun konuşmadan Hinata'nın önünde durduğunu Hinata'nın ise şaşkın bir ifadeyle ona baktığını gördü.

Hinata'nın Ağzından ;

Onun burda olduğuna inanamıyorum. Bu zamanda ortaya çıktığına inanmıyorum!! Anında önümde belirdi. Bana donuk bir ifadeyle bakıyordu. Neden? O neden burda ki?! Niye burda?!

Ben : K-Kur-....

- : Silkelen ve ayağa kalk!

Ben : ......

- : Hemen-...

- : Sen kimsin?!

Birden Tsukishima yanımda belirdi. Beni arkasına aldı ve konuşmaya devam etti.

Tsukishima : Kimsin sen?

- : Shouyo-kun'un eski bir arkadaşı.

Tsukishima : .....

Ben : Sakin olun ikinizde. Tsukishima o benim eski bir arkadaşım. Rica etsem bizi yalnız bırakır mısın?

Tsukishima : Ama-...

Ben : Lütfen.

Tsukishima bir şey demeden eski arkadaşıma düz bir ifadeyle bakarak ordan gitmişti. Arkadaşımda bana dönmüştü. Bense geri eski yerime oturmuştum.

Ben : Kuroko beni gerçekten şaşırttın. Burda beklemiyordum seni.

Kuroko : .....

Ben : N-ne? Neden bir şey demiyorsun ki?

Kuroko : Haaahh! Shouyou-kun bende senin burda ağladığına inanamıyorum.

Ben : B-ben.... Ne ağlaması ya!! Ehehheheh!

Derin bir nefes daha verdi. Bana baktı ve yere oturdu. Bende öyle yaptım. Gözleri gözlerimin içine bakıyordu. Bir cevap arıyordu belli ki.

Kuroko : En başından itibaren her şeyi bilmek istiyorum.

Ben : Ne bilmek istiyorsun ki?

Kuroko : Kimin için böyle ağladığını, ablana neden bağırdığını, O yoğun bakımda yatan kişinin senin için ne ifade ettiğini, neden voleybola geri döndüğünü bilmek istiyorum.

Ben : Bilmen gereken bir şey yok.

Kuroko : Nasıl yok?!

Ben : Anlatmak istemediğim şeyler var benim. İçime atmak istediğim, gün yüzüne çıkarmak istemedigim hisler var. Sana anlatırsam ben-....

Kuroko : Sen bir daha onları içine atamazsın falan filan. Böyle duygu sözcükleri bende işe yaramıyor biliyorsun.

Ben : Bilmez miyim? Bende işe yarar diye ummuştum ama nerde...

Kuroko : Hadi anlat bakalım.

Ben : .......

Uzun bir sessizliğin ardından döktüm içimdeki bütün kelimeleri.  Ne var ne yoksa attım hepsini. Bütün hislerimi? bütün düşüncelerimi, yaşadığım her tereddütü, her hüzünü, her mutluluğu, her kederi teker teker anlattım tüm gerçekliğiyle. Bu kadar rahatlayacağımı inan düşünmemiştim...

Kuroko : Bu olay senin suçun değil. Buna biz kaza deriz...

Ben : Kaza ya da değil. Ben yaptım sonuçta. Benim hatalarımın bir sonucu bu olanlar...

Kuroko : .....

Ben : Bir şey demeyecek misin?

Kuroko : Ne diyeyim ki. Sen kendini bu düşünceye inanırmışsın. Ne desem boş sana. Ama madem pişmansın ona içindekileri söyle.

Ben : Demesi kolay.

Kuroko : Senin yerine olsam ben onu tanıdığım gün söylerdim. Emin ol pişman da olmazdım. Zamanın varken yap bunu. Yoksa benim gibi olursun. Zamanında demediğim bir tek cümle yüzünden hayatımı mahfettim.

Ben : Hala dönmedi değil mi Amerika'dan Kagami-san?

Kuroko : Hayır dönmedi. Dönemedi daha doğrusu. Ben burda olduğum içindir heralde...

Ben : Eğer söylersem iyi olur mu ki?

Kuroko : Evet iyi olcak. Hatta çok iyi olacak. Sevgili olduğunuzda bana resminizi atın.

Dedi ve ayağa kalkıp başka bir şey demeden yanımdan gitti. Bense derin düşüncelere dalmıştım. Katil sayılan ben ona açılırsam iyi olur muydu.

Devam Edecek....

Bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın. Diğer bölümde harika bir itiraf göreceksiniz. Birde çok üzüntülü bir haber alacaksınız hikaye içinde.

Hepiniz sevgilerle kalın...

Oy verdiğiniz, yorum yaptığınız ve hikayeyi sonuna kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

28. BÖLÜM PART III : 30 Haziran'da

620 kelimedir...

KAGEHİNA : BİR SAHADA İKİ KALP Where stories live. Discover now