26. Bölüm

1.5K 56 25
                                    

Biliyorum, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Uçurtmamız rüzgarda savrulup uçmayacak.
Aramıza hep engeller girecek,
Biz biteceğiz, yaramız hep kanayacak.

Küçük umutlarla yarınlara gülmeyeceğiz.
Yaşlanacağız ve bir şeyler biriktirmeyeceğiz.
Bizden daha önemli şeyler olacak,
Ve ben seninle biz olamayacağım.

Mürekkebim seni yazarken bitecek,
Gülüşlerin satırlarımı dolduracak.
Güneş doğacak, ve kahvem hâlâ soğuk olacak.
Ben seni dileyeceğim Tanrı'dan, ama biz olamayacağız.
(Şiir bana ait)

Karşımda yarı çıplak ; ve dudaklarına pekte hoş olmayan bir gülümseme yerleştirmiş halde kapıyı tutan Ceren'e baktım. Bu hayal kırıklığı bütün sinirlerimi bozmuş, ben içeri girmeye çalışıyor Akın'a yazıklar olsun diyordum.

"Elvan?"
"Bir de şaşırıyor musun? Yazıklar olsun sana. Yüzün yok tabi karşıma çıkmaya. Beni nasıl aldatırsın ya! Gel buraya içeriden konuşması kolay."
"Ne içerisi? Arkandayım."

Şaşkın bir halde içeriye bağırmayı kesip arkama döndüm. Gerçekten de Akın arkamda ,elleri cebinde, bana bakıyordu.
"Beni bırakıp gitmiş biri olarak, seni aldattığımı nasıl düşünürsün?"
Yanına gidip ellerini cebinden çıkartıp tutmaya çalıştım ama o önce bana bakmış, sonra da elini geri çekmişti.
"Özür dilerim. Gözüm döndü affet beni."
"Nerdeydin dün geceden beri? Neden aradığım da açmadın?"
"Sana her şeyi anlatacağım ama beni affetiğini söyleyeceksin."

Sırıttı ve bana biraz daha yaklaştı.
"Sana harika bir kahvaltı hazırlamak için gitmiştim, ama geldiğimde yoktun. Haber bile vermeden neden çekip gittin? Öldürseydin daha az canım acırdı. Lan ben sana bir şey oldu diye kaç tane adam dövdüm haberin var mı? Hanfendi gelmiş yazıklar olsun diyor. Çok bencilsin. O kadar sinirliyim ki...
Mümkünse bir kaç gün konuşmayalım, kalbini kırmak istemiyorum."
Kolunu tuttum.
"Sana sarılmak için koşacaktım ama sen bana öyle şeyler söyledin ki... Beni hiç tanımamışsın. Yazık. Onca emeğe yazık."
"Akın." Ben çoktan ağlamaya başlamış, o çoktan kolunu çekip eve girmişti bile.

Ne yapacağımı bilemiyordum. Gözyaşlarım gözlerimden firar ederken, çaresizce kapının önünde oturdum. Soğuk mermer bile yüreğimde ki acıyı dindiremiyordu. Sırtımı kapıya dayadım ve bacaklarımı kendime çektim. Sessiz sessiz ağladım ve yere düşen gözyaşlarımı izledim.

Orada kaç dakika belki de kaç saat kaldığımı bilmiyordum. Bir el omzuma dokununca, başımı kaldırdım ve elin sahibine baktım. Yeşil gözlerinde pek bir şey anlamadığım Cihan, bana hissiz bir şekilde baktı.
"Şöför çağırdım. Eve git."
Benden bakışlarını çekip eve girmek için hazırlandı. Saat takılı kolunu tuttum.
"Bu yaşadıklarımın hepsi senin yüzünden. Yalan söylemekte üstüne yok. Akın'a bir yalan uydur. Ben onsuz yapamam."
Bana bakıp güldü ve dudaklarını ıslattı.
"Tamam. Onu da yapayım. Yeter ki mutlu ol. Mermerde daha fazla oturma çocuğumuz olmaz."

Başta ne dediğini anlamadım ve jeton yavaş yavaş düştü. Hayretle ağzımı kocaman açtım ve sinirden ayaklarımı yere vurdum.
Yanıma gelen şöför iyi olup olmadığımı sorduğunda saçım başım dağınık bir haldeydi. Şöföre şirince gülümsedim, saçımı düzelttikten sonra arabaya geçtim.

~~~

Elimde ki dondurma ve elimi tutan Akın sayesinde oldukça mutluydum. Yaz çoktan gelmiş, okulum bile bitmişti. En önemlisi ben yarın evlenecektim. Yüzümde eksik olmayan tebessüm beni gün geçtikçe daha çok gençleştiriyordu.
"Seni çok seviyorum Elvan."
Ona yaklaştım ve müptelası olduğum dudaklarından öptüm. Bu tat cennet şaraplarından daha lezzetliydi. Düğün alışverişleri derken kendimize zaman ayıramamıştık; bu yüzden Akın biraz vakit geçirelim demiş, ben de seve seve kabul etmiştim.
"Çok yoruldum, bir yerde oturalım artık."
"Şurada güzel bir cafe var. Oraya gidelim istersen güzelim."

Güzel olmasa bile giderdim o cafeye, çünkü çok yorulmuştum. Gelir gelmez Sedef'le Cihan'da gelmiş, Akın sayesinde masamıza oturmuşlardı.
"Nasılsın Elvan?"
"Tatlı bir yorgunluk var üzerimde Sedef."
Bana gülümseyen Sedef'e aynı şekilde karşılık verdim. Doğumuna az kalmıştı ve kilo almış yumuş yumuş olmuştu. Ona anneliği çok yakıştırıyordum.

Cihan bana bakmıyor sürekli dışarıyı seyrediyordu. Zayıflamış ve kirli sakalları bayağı uzatmıştı. Bu haliyle daha ürkütücü geliyordu bana ama yine de yakışıklıydı. Sedef Cihan'ın elini tutunca; dışarıyı seyretmeyi bırakmış elini tutan Sedef'e bakmıştı. Elini geri çekince Sedef'in gözlerinde ki hüznü ve kalp kırıklığını çok net görebiliyordum.

"Aşkım ne istersin? "
"Soğuk bir şeyler olsun."
Akın bana tamam dedikten sonra yanağıma bir buse kondurmuş; bu Cihan'ı oldukça sinirlendirmiş olmalı ki elini masaya vurduktan sonra çekip gitmişti.
Akın arkasından koşsada geri geldiğinde Cihan yanında yoktu.
"Hep böyle yapıyor. Beni sevmediğini biliyorum ama kimi sevdiğini bilmiyorum. Kocam gün geçtikçe eriyor ve ben buna sebep olan kadını tanımıyorum."
Yüreğimi parçalayacak şekilde ağlıyor ve gerçekleri bir tokat gibi yüzüme çarpıyordu.
"Sakin ol Sedef. O senin kocan. Tabiki de seni seviyor. "
"Beni sakinleştirmek için söylüyorsun."
Akın bana üzüldüğünü belli edecek bir şekilde baktı. Seni de üzeceğim haberin yok sevgilim.

Oradan ayrılmamız bir saatimizi almıştı. Sedef'i zorda olsa sakinleştirip eve bırakmıştık. Ayakkabılarımı çıkardıktan sonra yatağa uzandım. Akın çoktan duş almış yanıma gelmişti.
"Yorgun musun?"
Başımı evet anlamında salladım. Saçlarımı okşadıktan sonra " Sen dinlen güzelim. Ben akşam yemeğini odaya getireyim." dedi.
Gerek yok desemde o aşağı inmiş bana bir tepside akşam yemeği getirmişti.
"Ben kendim yerim."
Kaşığı ağzıma götürdü ve kendi elleriyle yemeğimi yedirdi. Yemek mi güzeldi yoksa bana kendi ellerinden yedirdiği için mi lezzetli gelmişti, bilmiyordum.

Tepsiyi komadinin üzerine koyduktan sonra yanıma uzandı.
Başını omzuma koydu ve beni öpmeye başladı. Kokumu içine çekti ve saçlarımı okşamaya başladı. Hareketsiz öylece kalakalmıştım. Yutkundum. Az da olsa korkuyordum. Kapı birden açılınca hem utanmış hem de korkmuştum.
"Ben geldim koç-"

Bizi o halde gören Cihan cümlesini bile tamamlayamamıştı.
Akın başımı omzumdan çıkardı ve kıpkırmızı bir suratla Cihan'a baktı.
"Hoşgeldin abi."
Cihan cevap bile vermeden kapıda öylece bize bakıyordu.
Kendimize çekidüzen verdikten sonra yataktan kalktık. Cihan gözlerini kapattıktan sonra yere yığıldı.

BÖLÜM SONU!!!

Of kızmayın bana.

Kısa bölümler ama artık en heyecanlı bölümlere geldik ne yapayım 😂😂😂

Sizi seviyorum. 😘😘😘

Paragraf arası yorum bekliyorum.
KENDİNİZE İYİ BAKIN. HOŞÇAKALIN. ❤❤❤

Krizantem(Wattys 2019)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin