1.1 o

1K 62 44
                                    


"Bunu bize nasıl söylemezsiniz? Nasıl yaparsınız böyle bir bencilliği?!" Seokjin, bağıran Namjoon'un yanına gitti ve elini omzuna koydu.

"Namjoon sakin ol." Bu sefer sinirle abisine döndü küçük olan.

"Nasıl sakin olayım hyung?! Böyle bir şeyi bize söylememelerini aklım almıyor."

"Hadi ama Namjoon, hepimizin duyguları var. Hepimiz aşık olduk belki aşığız. Hatta yeri gelmişken onlara söylemeliyiz." Odadaki herkes afallamıştı. Evet herkes öğrenmişti Yoongi ve Jimin'in ilişkisini. Şimdi yedi üye ve menajer salonda oturmuş konuşuyorlardı. Ya da bağıran Namjoon'u sakinleştiren Seokjin'i izliyorlardı. Pek de bir önemi yoktu.

"Hyung hayır şimdi değil. Ayrıca ben onlara aşık oldukları için, ilişki içinde oldukları için kızmıyorum. Eğer böyle bir şeyi bize en başından söyleselerdi onlara yardımcı olabilirdik. Kim bilir ne kadar kastılar kendilerini, ne kadar zorlandılar bize belli etmemek için. Beni üzen şey bu. O kadar mı korkunç gözüktüm sizin gözünüzde Jimin? O kadar mı korktunuz benden. Bir şey söylesene Yoongi? Niye susuyorsunuz." Jimin'in çoktan gözleri dolmuştu. Diğerlerinin görmemesi için başını eğdi. Taehyung direkt anlamıştı ve kalkıp Jimin'in yanına oturup elini tuttu sımsıkı.

"Demek ki onlar da bizi düşünmüşler Namjoon. Bu kadar sert çıkma. Kızdığın şeyin ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ama biraz sakin ol. Hem şu an bir sorun yok değil mi menajer hyung?" Hoseok sorduğunda menajerleri başını olumlu anlamda salladı. "Kimse çalışmalarını aksatmıyor. Bir süre daha fanlardan saklayabiliriz. Aynı sizin Seokjin hyungla ilişkinizi sakladığınız gibi." Hoseok'un bu dediği odadaki herkesi şaşırtmıştı.

"N-nasıl? Nereden biliyorsun sen bunu Hoseok?"

"Hadi ama Seokjin hyung nasıl bilmeseydim? Hem şey, siz konuşurken kulak misafiri olmuş olabilirim." Yoongi sinirle kaşlarını çattı ve bir hışımla ayağa kalktı.

"Siz ikiniz ilişkinizi saklıyorsunuz, sorun olmuyor; biz saklıyoruz şu ortama bak! Asıl sizin bu yaptığınız bencillik anlıyor musunuz beni?! Sırf birbirimizi sevdik diye geldiğimiz duruma bakın." Hala başı eğik olan Jimin'in elinden tutup ayağa kaldırdı ve yanına çekti. "Siz ilişkinizi başınız dik yaşarken benim Jimin'im neden başını eğiyor Namjoon?" Jimin Yoongi'nin elini sıktı. Ortalığın durulmak yerine gittikçe kızıştığını gören menajer olaya el atması gerektiğini düşünüp ayağa kalktı ve üyeleri de etrafına topladı.

"Pekala beyler beni dinleyin. Öncelikle burada kimsenin suçu yok, olayı çözmeye birbirinizi suçlamayı keserek başlayın. Siz sadece seviyorsunuz. Bunda kötü bir şey de yok. Ancak sizden ricam şimdilik, en azından bir süreliğine, bunu birbiriniz haricinde kimseye söylememeniz. Buna Bang Pd de dahil. Onu ben halledeceğim. Siz birbirinizi kırmamaya ve fanlara falan da bir şey belli etmemeye çalışın." Menajerin bu sözleri tüm üyelerin içini ferahlatmıştı adeta. Gerçi hala Bang Pd'den ve fanların tepkilerinden korkuyorlardı ancak önemli olan beraber olmaktı.

Menajer hyung hepsine sarıldıktan sonra yurttan ayrılmıştı. Üyeler baş başa kaldığında sessizliği Jimin'in titreyen sesi bozmuştu.

"Özür dilerim." Üyelerin kaşları çatıldı.

"Hyung, sevmek kötü bir şey mi?" Jungkook sormuştu.

"Bilmem. Pek bir iyiliğini gördüğüm söylenemez."

"Çocuklar aklınızı başınıza toplayın artık. Jungkookie sevmek tabi kötü bir şey değil. Kimse evli birisini baştan çıkartmadı veya öğretmeniyle not için beraber olmuyor. Biz yıllardır beraber yaşıyoruz ve bazılarımız aşık olmuş. E olabilir, belki ben de olacağım. Hatta belki oldum. Bunun bir önemi yok." Hoseok'un konuşmasını Taehyung tamamladı.

"Menajer hyungun da dediği gibi; önemli olan beraber olmamız. Eğer biz birbirimizi sevip korursak hiçbir şey olmaz ki. Hem biz kurşun geçirmeziz unuttunuz mu? Ayrıca yurtta saklanarak yaşamaya çalışmayın ilişkinizi. Sadece Jungkook'un da olduğunu hatırlayarak seviyeli bir şekilde yaşayın yani çok da abartmayın." Taehyung gülünce diğer üyeler de gülümsemişti.

Hepsi biraz daha lafladıktan herkes teker teker dağıldılar. Namjoon stüdyosuna girdi, Seokjin; Jungkook ve Taehyung'la oyun oynadı, Hoseok'da onları izledi. Belki de sadece Taehyung'u.

Jimin ve Yoongi'de terasta oturuyorlardı. Konuşulanlardan sonra Yoongi özgüvenini daha da kazanmıştı ancak Jimin pek de öyle değildi. Küçüğünün bu haline dayanamadı daha fazla. Çenesinden narince tutup yüzüne bakmasını sağladı ve yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Jiminnie'm. Benim biriciğim. Asma o güzel yüzünü yalvarırım. Dayanamıyorum seni böyle görmeye, içim parçalanıyor. Bunu bana, bize yapma nolursun."

"K-korkuyorum hyung." Büyük olan yavaşça yanaklarını okşadı küçüğünün. Eskisi kadar tombul değillerdi ve bu canını sıkmıştı.

"Biliyorum güzelim. Her şey güzel olacak, sen sadece bana güven. Bana güveniyorsun değil mi Jiminnie?" Jimin burnunu çekip başını salladı ve kollarını sıkıca hyungunun beline sardı. Büyük olan da hemen sarılmıştı ona ve başını gömmüştü saçlarına. Küçük bir öpücük bıraktı yumuşak tutamlara, kokusunu çekti içine.

Artık kimse onlara zarar veremezdi. Bu olaylar Bangtan'ın arasındaki bağı kademelerce arttırdı, dostluklarını tarihe daha derin kazıdı.

I Will Find You |YoonMin| -KakaotalkWhere stories live. Discover now