0.7 i

1.4K 86 11
                                    



Birkaç haftadır her zaman olduğundan daha da kötüydü genç adam. Sanki yaşamak için tüm enerjisini tüketmiş gibiydi. Ya da birisi ondan çalmış gibi.

Park Jimin'in Min Yoongi'ye aşık olma hikayesi çıkışlarından öncesine kadar dayanıyordu. Hyungunun soğuk, sert tavırlarına aşık olmuştu önce. Donuk bakışlarında üşüdüğünü hissederdi ilk zamanlar. Şimdi ise kalbindeki sıcaklık ile yanıyordu çoğu zaman.

Hyungunun duygularını okumakta zorlansa bile onu iyi tanıyordu artık. Herkese karşı olan tavırlarını yorumlayabilirdi. Ancak konu kendisi olduğunda ona aşkla bakan gözleri görmeyi reddedip kendinden nefret ettiği düşüncesine asılırdı sıkı sıkıya.

En çok da bu kırardı Park Jimin'in küçük ama sevgisi büyük kalbini. Hyungunun ona karşı olan soğuk tavırları ve ters sözleri akıtırdı göz yaşlarını. Aslında hiçbir şey onun düşündüğü gibi değildi.

Min Yoongi için çok farklıydı Park Jimin. Pamuklara sarıp saklayamayacağı kadar hassas ve kırılgandı. Bir o kadar da güzeldi. Uzun yıllar sonra ilk defa gerçekten birilerine duygularını göstermişti Yoongi tüm içtenliğiyle. Jimin bunu kendince yorumladığında, hyungunun onu sevmediğini düşündüğünde en iyi çözümün ondan uzak durmak olduğuna karar kılmıştı büyük olan. Hem onun geleceği için, hem de kendi geleceği için. Ama daha çok onun için.

Park Jimin, içinde barındırdığı duygular küçük kalbine ve bedenine fazla geldiğinde almıştı ona tüm bu duyguları yaşatan hyunguna yazmayı.

Farklı bir telefon numarası ile açtığı hesabın onu böylesine üzeceğini bilmiyordu genç adam. Hyungunun gözünde bu kadar değersiz olduğunu bilmiyordu. Bu yüzden haftalardır toparlanamıyordu.

Kilosundan dolayı zaten takıntılı olduğu için doğru düzgün yemek yemezdi normalde küçük olan. Ancak bu sıralar olan olaylar yüzünden tamamiyle kesilmişti yiyip içmeden.

Min Yoongi farkındaydı küçük olanın haftalardır ne durumda olduğunu. İyice küçülmüştü minik vücudu. Gözleri sürekli kırmızıydı. Göz altlarında da hem ağlamaktan hem de uykusuzluktan mor halkalar oluşmuştu. Bu durumu mahvediyordu büyük olanı. Onun o güzel yüzünü böylesine dağılmış görmek yakıyordu canını. Bunun sebebi olmak daha da can sıkıcıydı onun için. Pişman olmuştu ancak başkanın ne diyeceğini bilmiyordu. Hayranların tepkisinden korkuyordu. Onu gruptan hatta şirketten atabilirdi. Sevdiğinin geleceğini mahvetmek istemiyordu.

Ne Yoongi ne Jimin. Günler geçtikçe ikisinin arasındaki buz dağı da büyüyordu. Farkında olmadan da birbirlerine çekiliyorlardı aslında.

Onların kaderleri bir yazılmıştı. Kabul etselerde etmeselerde. Zıt kutuplar birbirlerini çekerdi. Yıllardır bu böyle olmuştu ve yine öyle olacaktı. Tek ihtiyaçları olan şey zamandı. Zamanın düzeltemeyeceği hiçbir şey yoktu. Bu yüzden sabırlı olmaları gerekiyordu genç adamların. Her şey düzelecekti er ya da geç.

I Will Find You |YoonMin| -KakaotalkWhere stories live. Discover now