Bölüm 32. değişecek

411 102 3
                                    

Merdivenlerden inerken elimden geldiği kadar kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Salona girdiğim anda ilk gördüğüm şeyse Poyraz'qd ön rEa İşı, babamın ise arkası dönüktü. Tekrar belli etmeden uzun bir nefes alıp, masaya ilerledim ve babamın tam karşısına oturdum. Babam bir taraftan telefonla uğraşıyor, bir taraftan da yemeğini yiyordu.

Poyraz ise az önceki yukarda hiç birşey olmamış gibi babama işle ilgili sorular soruyor ve bana hiç bakmıyordu. O an için yukarki şeyin bir rüya olduğunu düşünmeye başladım fakat rüya değildi, gerçekti. Gerçekliği ise hala dudağımda yanan ateşti. O anda dışarıdan nasıl göründüğümü bilmiyorum aklım tamamen bunalıklaşmıştı.

"Sera."

Adımı duymuştum ama cevap veremeyecek kadar donmuş bir vaziyetteydim.

" Sera."

İkinci duyduğum ses daha da gür çıkmıştı.

"Efendim."

Dediğimde kekelediğimi fark ettim ama bunun içinde çok geçti.

"Kızım iyi misin?"

"İyiyim neden?"

"Çünkü kıpkırmızı olmuşsun, sabahki olaydan dolayı bana kızgın olduğunu düşüneceğim ama senin kızgınlıktan çok heycanlı bir halin var. "dediğinde gözlerim yan tarafta oturan Poyraz'a kaydı. Poyraz azına lokmayı götürürken yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. O anda Poyraz'ın tam bir gıcık olduğunu düşündüm. Benim bu düştüğüm durumdan çok mutlu görünüyordu.

"Seraaa."

"Evet"

"Kızım sen gerçekten iyi değilsin."diyen babam aniden soluğu benim yanımda aldı. Elini anlıma götürüp dokunduğunda, bir taraftanda saçlarımı öptü.

"Ateşin yok gibi.  Beni endişelendiriyorsun."?

Gözlerim Poyraz'a kaymıştı. Azında ki lokmayı çiğnediği anda sinsi sinsi gülüyordu. Bu durum hoşuna gitmiyordu.

"Seraa! "

Babamın yine sesi ile gözümü Poyraz'dan çektim ve babama baktım.

"Baba ben gündüzki olaydan dolayı çok yoruldum. İzin verirsen odama çıkıp dinlenmek istiyorum. "

"Ama doğru düzgün birşey yemedin."

"Canımm istemiyor."derken olabildiğince yorgunmuş gibi davranmıştım.

"Tamam hadi git dinlen. "

Hızlı bir şekilde ayağa kalkıp, merdivenlere ilerledim ve odama ulaştım. Kapıyı kapatacağım sırada, bir el kapının arasına koydu ve açtı.

Gördüğüm yüzün şaşkınlığı ile beraber kolları ile beni hızlıca sarıp kendine çekti ve o sert bakışlarıyla dudaklarını dudaklarıma bastırtı. O anda bütün vücudumun felç olduğunu hissettim. Ben bu duyguyla baş etmeye çalışırken, dudaklarını dudaklarımdan çekti ve anlını anlıma koydu.

"Senin bu çocuksu, teleşlı ve heyecanlı hallerin varya beni benden alıyor. "

Benim dilim tutulmuş halde konuşamazken o tekrar beni öptü. Artık bu duruma dayanacak gücüm kalmamıştı, son gücümü toplayıp ellerimle onu ittirerek uzaklaştım.

"Poyraz bunu bana neden yapıyorsun?."

"Ne yapıyorum sana küçüğüm?"diyecek hiçbir birşey bulamıyordum. Ne diye bilirim ki, şuanda ölmek üzere olduğumu falan mı?.

"Az önce aşağıda böyle davranmıyordun ama. Gayet normal şekilde yemeğini yiyordun, şuanda yaptığın şeyi anlamıyorum. "dediğinimde gülümseyerek bana yaklaştı ve burnuma doğru eğildi.

SERA Where stories live. Discover now