20. Bölüm Meral.

422 113 3
                                    

Sabah gözlerimi açtım ve bir an için şaşkınlıkla etrafı gözden geçirdim. Poyraz yanımda, elimi tutmuş, sandalyede uyuyakalmıştı. Gece boyunca beni beklediğini ve endişelendiğini fark ettim, çünkü korktuğumda yanımda olmasını istemiştim. Poyraz'ın saçları hafifçe önüne dökülüyordu, birkaç gündür işe gitmediği için tıraş olmamış ve yüzündeki kirli sakalı belirginleşmişti. Esmer teni, sabah güneşinin ilk dokunuşlarıyla daha da güzel hale geliyordu, cildi doğal parlaklık kazanmıştı.

Gözlerimi Poyraz'a çevirdim ve içimden bir gülümseme geldi. Sabahın ilk ışıklarında ona hayranlıkla baktım. Poyraz'ın yanında olmanın verdiği güvende hissettikçe, içimdeki karmaşık duyguların ne kadar anlamsız olduğunu anladım. İşte bu anlar, gerçekte hissettiğim şeylerdi.

Poyraz gözlerini açtı, sandalyeden ayağa kalktı ve belini ovuşturdu. Hafifçe mızıldandı, "Bu sandalye gerçekten rahat değil. Belim ağrıdı," dedi.

Ben sessizce ona bakarken, Poyraz ani bir kararlılıkla yaklaştı ve sert bir sesle sordu, "Neden bana bakıyorsun? Ne düşünüyorsun?"

Şaşkın bir şekilde cevap verdim, "Ben... Ben sadece..."

Poyraz, bana dönerek şöyle dedi, "Acıkmadın mı? Hadi gel, birlikte kahvaltı yapalım."

Endişelerim hala devam ediyordu ve şöyle cevapladım, "Bagletler ve yelenler bana düşman. Her an saldırabilirler. Dışarıda kendimi güvende hissetmiyorum."

Gerçeği söylemek gerekirse sadece bir bahane arıyordum.

Poyraz ise sakin bir sesle cevapladı, "Benim yanımda her zaman güvendesin. Merak etme."

Endişeli bir ifadeyle yüzüne baktım. "Buna şüphem yok, kendimi iyi hissetmiyorum."

Poyraz, kararlı bir ifadeyle bana dönerek, "İtiraz istemiyorum. Hemen giyinip geliyorsun," dedi. Fakat ben, hala ellerimi tuttuğunu fark ettim. O an içimde garip bir duygu karmaşası yaşanıyordu.

Gözlerimi, Poyraz'ın gözlerine odakladım ve sadece gülümseyerek, "Elimi tuttuğun sürece hazırlanamam, yataktan kalkamam," dedim. Bu sözlerimle birlikte, gözlerimiz birbirine odaklandı ve bir an için sessizlik
içinde kaldık.

Poyraz, hızlıca elimi bırakıp odadan koşar adımlarla çıkmıştı. Bu ani tepkisi beni şaşırtmıştı ve aynı zamanda bu durum hoşuma gitmişti. O an, yüzümde hafif bir gülümseme belirdi. Poyraz'ın utandığına şahit olmak, aramızdaki ilişkinin değişmeye başladığını gösteriyordu.

Artık hazırlanmanın ve aşağıya inmenin zamanı gelmişti.

Dolabımdan rastgele bir kıyafet seçerek hızla hazırlanmaya başladım. Özenmek istememiştim, çünkü bu sadece bir kahvaltıydı. Merdivenlerden aşağı inerken, Poyraz'ın aşırı özenerek takım elbise giydiğini gördüm ve biraz şaşırdım.

"Neden bu kadar özenli giyindin? Bu sadece bir kahvaltı, değil mi?"

"Hayır, sana olan duygularımı ifade edebileceğim bir gün olacak."

Poyraz'ın samimi itirafı, beni derin düşüncelere daldırmıştı. Onunla olan ilişkimizin nasıl ilerleyeceği hakkında karmaşık hisler içindeydim. İçimde bir yandan heyecan varken, bir yandan da çekincelerim bulunuyordu.

Poyraz'ın gözlerine baktım ve ona, "Bu benim için önemli bir karar, Poyraz. Daha fazlasını hayal etmek harika olabilir ama bu kadar hızlı bir ilişkinin içine girmeye hazır değilim," dedim.

Poyraz, saygılı bir şekilde gülümsedi ve beni anladığını gösterdi. "Tabi ki, Sera. Senin zamanın benin için önemli," dedi.

İçimdeki karmaşık duygularla başa çıkmaya kararlıydım ve bu kararı verirken kendi duygularımı ve isteklerimi daha iyi anlamaya çalışacaktım.

SERA Where stories live. Discover now