Bölüm 16. Sessiz

445 129 27
                                    

"Seni yanlış mı anladım?"

"Evet, beni yanlış anlamış olmalısın,"

Dediğimde kendime gelmeye çalışıyordum. Gördüğüm halüsinasyon beni oldukça etkilemişti.

"Hayır, küçüğüm, seni yanlış anlamadım. Çünkü her geldiğimde, tam tersini bana gösteriyorsun."

"Anlamadım, nasıl?"

"Sana her yaklaştığımda kalp atışın daha da hızlanıyor."

"Bunu da nereden çıkardın?"

"Duyabiliyorum Sera, damarlarında akan kanın hızını ve kalbinin nasıl hızlı kan pompaladığını. Sana nasıl bir güce sahip olduğumu söylemiş miydim?" dediğinde, onun büyük mavi gözlerine baktım.

Kalp atışım hızlandığında korkum da bir o kadar büyüktü. Eğer beni duyabiliyorsa, şu anda daha fazla attığını biliyordu. Ben bunları düşünürken iyice bana yaklaştı. Gözümün önüne gelen saçımı elleriyle geriye attıktan sonra, dudaklarıma doğru eğildi.

"Şu anda daha da fazla hızlı atıyor, kabul et Sera, sen bana aşıksın."

Dedi ve bana doğru iyice yaklaşmaya başladı. O anda nefesim kesilmişti ve acilen bir şey yapmam gerekiyordu. Hemen kendimi geriye çekip hızla ayağa kalktım.

"Sen kafayı yemişsin, hastasın sen," dedikten sonra sıradan çıkarak kapıya doğru ilerledim ve oradan uzaklaştım. Bahçeye çıkana kadar ise deli gibi atan kalbime kızıyordum.

"Neden bunu yapıyorsun, neden onun duymasını sağlıyorsun,"

Diyordum, sanki benden başka bir varmış gibi. Hızlı nefesler alıp sakinleşmeye çalıştığım sırada arkamda yine o tanıdık kokuyu aldım. Almamla birlikte de kolumdan tutması bir oldu. Beni kendine hızla çevirdi.

"Hadi gidiyoruz."

"Nereye?"

"Baban çağırdı, unuttun herhalde," dediğinde şaşkınca ona baktım.

"Sera, sen iyi misin?" dedi tekrar.

"Sence nasıl iyi olabilirim?"

"Anlamadım."

"Az önce yaptığın şey. Üstelik bir de sınıfta gördüğüm o karartı."

"Ne yaptım?"

"Bir de ne yaptım diye soruyor musun? Poyraz, az önce içeride..."

"Bir şey olmadı küçüğüm, uyumadığın halde rüya falan mı görüyorsun," benimle dalga geçtiği belliydi, köşeye sıkıştırıp olabildiğince gülüyordu. İnkar etmiyorum, ona karşı bir şeyler hissettiğim kesin ama bu duygunun tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ve o bunu öğrenmeme engel oluyordu, devamlı olarak beni baskıladığı için gerçekliğe bir türlü yaklaşamıyordum.

"Küçüğüm, hadi," dediğinde daldığım düşüncelerden kurtulup hızla okuldan çıkmaya çalıştım. Onun arabasını gördüğümde arabaya binip gidip bekledim. Arkamdan geldiğini biliyordum, arabanın açılma sesini duymuş, onunla konuşmamak için elime telefonumu almıştım. Videolar izliyor sessilik için elinden geleni yapıyordum.

SERA Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt