Gerçekler -5.Bölüm-

236 19 22
                                    

 Okuyucularımm yeni bölümle karşınızdayım :) Kurban Bayramımız Mübarek olsun.Bölüm şarkısı medya da iyi okumalar

A-ama bu biraz önceki  taş.Yok yani odun. Ne diyorum ben? Gözlerimi kapatıp tekrar açtım ama gitmemişti. O  da bana bakıyordu.Arkasına baktığımda Krystal de meraklı gözlerle bana bakıyordu.Taşın aman Odunun gitmesi için yol verdim.Konuşursak her şeyi berbat edebilirdim.O da aynı şeyi düşünmüş olacak ki arkasını dönüp Krystal’e sarıldı  ve “Akşama ararım” diyip gitti.

Kaşlarım kalkık olanları izliyordum.Gittikten sonra bende içeri girdim.Krystalle birlikte bahçe yolunda yürürken Krystal’e dönüp  “O  kimdi? Kardeşin mi?” dedim meraklı gözlerle.Bana dönüp gülümsedi ve “Hayır,sevgılim” dedi.Şaşkınlığım daha da artmıştı.

Dedim ama ben midem alev almıştır diye fazla alev aldı demek ki yandı kelebekler.Krystal bir şey sezmiş gibi bakıyordu. Aramızda bir şey var sanacak hemen açıklama yaptım “Karşılaşmıştık da ondan görünce şaşırdım.Yakışıyorsunuz bu arada” dedim gülümseyerek,baş parmağımı kaldırdım.Krystal şüpheli ses tonuyla“Karsılastınız mı?”dedikafasını bana çevirerek.Şimdi olanları mı anlatayım bir de.”Yolda görmüştüm giderken de,kapı da görünce şaşırdım” dedim yutkunarak.Bu sefer rahatlamıştı .Nefesini vererek kafasını  önüne çevirdi.

Lafı değiştirmek için “Güller ne kadar güzel değil mi? Gülleri sever misin?”dedim Krystal’e dönerek.”A-aa evet severım ama  çok degıl yanı” dedi.Gülümsedim sadece.Kapının önüne gelmiştik üstünde anahtar vardı.Anahtarı çevirip içeri girdik.Ayakkabılarımızı çıkartıp oturma odasına doğru yürüdüm.Ablam odasına çıkmıştı.Kafamı içeri uzattım ama babaannem ortalıkta yoktu.Meraklandım bak şimdi.Telefonumdan saate baktım akşam 6  olmuştu.

Oturma odasından çıkıp yan odaya baktım.Babaannem uzanmış uyuyordu.İyi  madem yukarı çıkıp üstümü çıkarıyım derken aklıma “Ya öldüyse?” Fikri geldi.Hemen babaannemin yanına gidip elimi burnuna değdirdim.O-oh be nefes alıyordu.Allah’ım sana şükürler olsun diyip,yukarı odama çıktım.Mavi kulaklığımla telefonumu masanın üstüne koyup dolabıma yöneldim.

Dolabımdan üstüme dizime kadar olan limon sarısı düz kaprimi ,üstüme de düz şeker pembesi  kısa kolumu çıkartıp giydim ve Telefonumu alıp aşağıya mutfağa indim.Hizmetçi yemekleri hazırlamıştı sadece masayı kurması kalmıştı.Bende ona yardım ettim ve  önce babaannemin yanına gidip onu uyandırdım ondan sonra da Krystal’in odasına gittim.

Kapıyı tıklattım cevap vermeyince girdim.Telefonla konuşuyordu.İçimden Taş aman odun eniştemdir.Gittiii Krystal’e gittii aneyy derken bana döndü. Bende elimle yemek yiyeceğiz işareti yaptım.O da başıyla onayladıktan sonra aşağı masaya indim.

Herkes gelince yemeğe başladık.Babaannem hizmetçiden su istedi ama hizmetçi duymamıştı.Yine seslendi ama tık yok.Ben getireyim diyip mutfaktan su getirdim.Babaanneme verdim.Suyu içtikten sonra “Tamam kızım yardım ediyorsun da biz de bunun için para veriyoruz” dedi.

Ölen dedemin maaşıyla geçiniyordu babaannem.Babam da bana Amerika’dan ayrılmadan önce bir miktar para vermişti.Doktor olunca tabi.Neyse.

 Babaanneme “İçimden geldi babaanne. Tamam yardım etmem para veriyorsun madem” dedim.Bana dönüp derin bir ah çektikten sonra “Annende evde yardımcı istemezdi.Ben sanki yapamıyor muyum anne? Derdi bana” dedi acılı gülümseyerek  ve ekledi “A-ah mekanı cennet olsun.” Bir anda annemden bahsedince o günkü kaza aklıma geldi ve gözyaşlarıma hakim olamadım.Krystal de bana acılı gözlerle bakıyordu.Gözlerim dolu “Amin babaanne amin..”diyebildim.

Yemeği buruk yedikten sonra izin alıp odama çıktım.Yatağıma uzanmış annemi düşünüyordum.Göz yaşlarına boğulduğum an,annemin öldüğü an gözümün önüne gelmişti.Bundan 3 yıl önceydi.Ben 15 yaşındayken.Amerika’ya taşınalı çok olmamıştı zaten.Her şey normal gidiyordu.

Bir gün ben okuldayken annem “Alışveriş için dışarıdayım kızım.Her zamanki gittiğim yer.Beni merak etme” diye haber vermişti.Nerden bilebilirdi ki ölümünün orada olacağını?

Bende okul çıkışı arkadaşlarla takıldım.Babam zaten ameliyattaydı.Boş boş evde oturmanın anlamı neydi? Akşam eve geldim saate baktım.Annemin hâlâ gelmemiş olduğunu görünce endişelendim.Aradım aradım ama açmadı.Son kez arayacaktım açmazsa aramaya çıkacaktım planım buydu.Babamın yanına giderdim ya da.Son kez aradığımda da açmadı.Ulaşılamıyordu.Bende babamın yanına hastaneye gittim.

Bana acil bir ameliyatta olduğunu söylediler.Burada annemden başka daha acil bir şey mi vardı? Sinirle hastaneden fırladım.Annemin her zaman uğradığı alışveriş merkezi aklıma geldi.Mesajda da söylemişti.Ah benim salak kafam. Adımlarımı hızlandırıp koşmaya başladım .

Alışveriş merkezine yaklaştığımda bir kalabalık gördüm.Herkes toplanmıştı.Merak edip gittim ama fazla yaklaştırmadılar.Gözlerim dolu nedenini sorduğumda “Bomba patladığını” söylediler.Panikle “İ..içerden sağ kurtulan var mı? dedim udumu kaybetmeyerek.

Görevlilerden birisi “Bunun hakkında tam bilgilendirme yapamayız,sonuçlar net değil ama kurtulan nerdeyse yok denilecek kadar az.Bomba patladığında dışarıda olan insanlar yaralı sadece. Yine de umudunuzu kaybetmeyin” dedi gözlerime bakarak.

O an beynim durmuş tüm işlevlerini yitirmişti.N..nasıl yani? A.annem..Şi..şimdi ölmüş müydü? Kafamdaki tek soru buydu.

Hayır olmaz annem ölemezdi.O daha çok gençti.Hemen bizi bırakıp gidemezdi.Göz yaşlarımla,Allah’a annemin kurtulanlardan olması için dua ediyordum.Milletin içinde bir ileri bir geri gidip gelirken ambulanslar ölenleri taşıyordu.Gözlerim bir ara taşınan ölüye kaydı.İşte o zaman içimde bir şey cız etti.Allah’ım yüzü tanınmayacak haldeydi.Paramparçaydı resmen.Ceset torbasına koyuyorlardı.Ondan gözlerimi kaçırdım.

Şimdi mi anlıyordum annemin kıymetini? Kendi kendime sözler veriyordum.Annemi bulunca ona daha iyi davranacağım diye. 2 saat geçmişti ama değişen bir şey yoktu.Binadan çıkan ölüler haricinde tabi.

Bende her çıkan yaralı ya da ölüye bakıyordum annemdir diye.Ama ölenlerin çoğu o kadar kötüydü ki bakmaya içim el vermiyordu.Tek tesellim annemin kurtulmuş olma ihtimaliydi.Tek başıma daha fazla dayanamam diye babamı aradım.Sonuç aynı tabi açmadı.Babamın şu bitmez ameliyatları diyip kafamı iki yana salladım.

Bu böyle olmayacak diyip babamın yanına gittim.Ameliyattan çıkmış odasına doğru gidiyordu olan her şeyi anlattım.Sakin olmamı söyleyip odasına doğru gidiyorduk.Babam telefonunun çaldığını duyunca adımlarını hızlandırıp benim dışarıda beklememi,telefonla konuşup hemen geleceğini söyledi ve odasına gitti.Kısa bir süreden sonra  yüzü bembeyaz bir şekilde odasından çıkıp sadece kendisini takip etmemi söyledi.Bende aklıma gelen düşüncenin gerçekleşmiş olabileceğini düşünüp gözlerim yaşlı babamı takip ettim.

Başka bir Hastaneye gelmiştik.Annemin cesedini tespit edebilmemiz için çağırmışlardı bizi.Babam morga girdi ve bende beklemeye başladım.Bir yandan da Allah’a dua ediyordum annem olmasın diye.Ama korktuğum başıma gelmişti.Cenazeyi teslim alıp annemi Amerika’daki Müslüman mezarlığına gömmüştük ve bu hayatta sadece babam ve ben kalmıştık.Ben annemin yasını uzun aylar tutup ruh gibi dolansam da,babam benim aksime annemi sonsuza kadar kalbinde tutmayıp kalbini başka bir kadın için açmıştı.Ve daha kötüsü o kadın beni istememişti.Babamın da gözlerini kör etmeyi başarmış ve beni 3-4 yıl sonra Türkiye’ye Babaannemin yanına göndermişti.Ve en önemlisi babam da bana bir mesaj atıp her şeyi bitirmişti.İşte benim hayat hikayem buydu.

 

Geri DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin