Mesaj?

475 36 14
                                    

Arkadaşlar 30 okunma sayısı 5’te oy olunca yeni bölüm gelecektir bilginize.Ayrıca yorumlarınızı eksik etmeyin Hatalarım vardır  mutlaka söyleyin lütfen. Yorumlarınız benim için çok önemli :) Bölüm uzun oldu kısa yazmaya özen göstereceğim.İthaf isteyen olursa yorumda belirtsin.Herkese keyifli okumalar :)

 Şaşkın şaşkın  karşımdaki kişiye bakıyordum gözlerimi üstünde gezdirdim.Çekik gözlü,kızılımsı saçları omzuna kadar dökülüyordu.Üstünde kot bir gömlek,altında da mini bir etek vardı. Tekrar meraklı gözlerimi yüzüne çevirdiğimde simsiyah gözleri bana bakıyordu aniden gülümsedi ve kırık Türkçesiyle "ıım sey baebannen senı cagırıyo" dedi.İçimden bu kim ya? ayrıca Türkçesi de çok iyi değil  desem de zoraki gülümseyip "peki" diyebildim.Kapıyı hemen kapattım. Kız önde ben de arkada merdivenlerden indik.Salona geldiğimde gözlerim babannemi arıyordu sorularıma karşılık vermeliydi. İçimden bir sürü soru geçiriyordum kimdi bu kız? ve babannemin evinde- Aah bende buradayım artık.Unutkanlığım işte hâlâ kendimi buraya ait hissetmiyordum ya da hissedemiyordum.- Bizim evimizde işi neydi? 

Salona geldiğimizde babannem koltuğa oturmuş çayını yudumluyordu. Hafiften boğazımı temizledim öhömmm.. hafif mi dedim az önce? Babannem ışık hızıyla bize döndü gözlerini kocaman açmıştı geldiğimizi anlayınca şaşkınlığının yerini gülümseme aldı  ve "gelin oturun şöyle" dedi yanındaki boş yeri göstererek. Ben babannemin yanına o kız da karşımdaki koltuğa oturdu.Kız hâlâ gülümsüyordu içimden deli olmasın? yolunu mu kaybetti ki? diye geçirdim.

Meraklı gözlerimle babanneme dönüp  "bu misafirimiz kim? "dedim gülümseyerek.Babannem de "dün demiştim ya kızım sol odaya biri gelecek diye işte o kişi.Hem merdiven çıkamıyorum diye yolladım yanına" dedi.Ha? Pardon?? gülümsememi bozmadan "haa doğru ya hoş geldin o halde" dedim kıza dönerek.Kız kafasını eğip "hos buldum" dedi gülümsemesini eksik etmeden "Nerelisin?" dedim kıza gözlerimi kısarak ürkmüş olacak ki tereddüt etti" K..Koreliyim ama Amerika’da doğdum" dedi.

İstifimi bozmadan bilmediğimi çaktırmamam lazım çünkü "Haa biliyorum orayı ayrıca bende Amerika’da yaşadım " diyerek kıza baktım.Kız gülümsemesini biraz daha arttırarak “Amerıka’nın neresınde yasadın?” dedi.Bende “Newyork” dedim. "Ne guzel bende California’da dogdum.Ayrıca Seoul'e gelmıs mıydın?" dedi.İçimden kendime kızadım ama yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirerek  "Ya gelmeyi çok isterdim de fırsat olmadı" dedim. Kız ağzını açmış daha fazla soru soracaktı neyse ki babannemin " açıkmışsınızdır kahvaltınızı yiyin hadi" demesiyle yerimden kalktım içimden derin bir ooh çektikten sonra kahvaltı masasına doğru yürüdüm.Kız da arkamdan geliyordu tabii.Yan yana oturmuştuk. Babannem  de baş köşeye.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra ikimiz de izin alıp odalarımıza çıktık o kadar eşyam vardı. Yerleştirmem lazım. Kız da yorulduğu için biraz dinlenecekti. Hah? ben dün bekledim o kadar ayıp olmasın diye kız hemen izin aldı. Ver ız dı adalet? Yani olmadı bak bu.Kızı azarlayayım az dur.Kız hızlı yürüyordu  yetişmem için birazcık  koşmam gerekti. Zafer gülümsememle kıza arkasından seslendim "bakar mısın korali adın ne senin?" dedim.Kız merdivende durdu arkasına dönüp kıkırdıyordu. İçimden ne küstah bir de diye geçirirken kız "korali değil korelı ve adım da Krystal “ dedi gülerek.Aah ama ya korali nedir ya al rezil oldum işte!  gözlerimi devirdim ve aramızdaki mesafeyi kapatmak için ona doğru yürüdüm "tamam Krystal dilim sürçtü yanlış dedim yani yoksa bende biliyorum koreyi" dedim hatamı düzeltmeye çalışarak.

Hava atarsan böyle olursun tabi az bile sana diyen iç sesime hak verdim.Krystal kocaman güldü.Aahh bu kız da hep gülüyor ama gülmesene ya rezil oldum zaten  ellerimi kollarımda bağlayarak sinirle merdivenden yukarı çıktım onun hatası değildi ama ben işte sinir oldum ne yapayım? kız tatlı aslında ama çok gülmesi sinirlerimi gerdi çabuk sinirlenen bir insan olduğum için ya da stresten ne derseniz diyin.

Neyse odama geçtim hemen eşyalarıma doğru yöneldim yatağımın yanındaki siyah valizimi açtım dolabıma doğru ayağımla sürüyerek getirdim.Bu kadar eşya almak zorunda mıydım sanki? bir tane daha eşya dolu valizim vardı ofloya oflaya dolabımın yanına geldim dolabın kapağını açtım.

Eveet başlıyoruz rastgele uzandığımda elime ilk beyaz t-shirtüm geçti rengi solmuştu ama bana hep beyaz görünürdü nedense.Çok sevdiğim bir eşyamdı annem almıştı bana.Hep giyerdim o yüzden kokusunu içime çekerek uyurdum geceleri.

Hüzünlü bakarken kapım çaldı."Krystal??" dedim şaşırarak beklemiyordum çünkü. Her zaman ki gibi gülümseyerek "yardıma geldım" dedi.Bana?yardıma?küstah sen? şaşkınlığım hâlâ gitmemişti ama Krystal yanıma kadar gelmişti,gülümseyebilmiştim sadece.Az önce kıza küstah diyen ben gülümsemiştim. İçtenliği hoşuma gitmişti.Beraber siyah valizimdeki eşyalarımı yerleştirmeye başladık.

 Krystal yaşımı sordu ben de "18"dedim.Ben de ona sorduğum da burdaki yaşım "20" dedi "buradaki yaş mı?" dedim sesim meraklı çıkmıştı.O ise sesime aldırmadan –gülümsemesini de eksik etmeden- elindeki kırmızı pantolonumu yerleştirip bana dönerek "evet koreyle buradakı yas sıstemi farklı" dedi.Kaşlarımı havaya kaldırdım ilginç gelmişti bana.

Buraya neden geldiğimi sorduğunda bir an duraksamıştım.Ne demeliydim? Doğruyu mu söylemeliydim yoksa cevap vermemeli miydim? Henüz her şeyi söylemek için erken olduğuna kanaat getirip gülümsemekle yetindim daha erkendi.Belki birbirimizi daha iyi tanıdıktan sonra anlatabilirdim.Elimdeki kemeri dolabıma yerleştirirken merakıma yenik düşüp aynı soruyu ben de ona  sordum.Okumak  için geldiğini söyledi sadece.Son kalan valizi "ben yerleştiririm Krystal sen de kendi eşyalarını yerleştir yorgunsundur zaten" dedim.Kabul edip odasına geçti.

Yorgundum zaten eşyalarımı dinlendikten sonra yerleştireyim diye düşünüp  diğer valizimi eski yerine-yani yatağın yanına-ayağımla sürüklerken yatağın kenarına ayağımı çarptım. Ya off ne sakarım ben .Oflayarak ayağımı tuttum.Bir dakikaya yaklaşık ayakta dikildim acım geçmişti sonra saçlarımı ellerimle topuz yapıp bağladım boynumu yakmıştı.Yatağıma yavaşça oturdum çok yorulmuştum.Telefonumu başucumdaki masaya koydum saatin kaç olduğunu merak edip tekrar elime telefonumu aldım saat üç olmuştu. Geri telefonumu koyarken biraz dinleneyim diyip beyaz yatağıma uzandım gözlerimi kapamıştım ki telefonuma mesaj geldi operatördendir dedim ama yine de dayanamayıp telefonumu koyduğum masadan aldım.Meraklı meraklı kimden diye  bakarken ekranı açtığımda gelen mesaja bakıp gülümsememe engel olamadım. 

Geri DönüşWhere stories live. Discover now