Bölüm 17

142 15 9
                                    


Kaptan merdiven başında bekliyordu. Gülümseyerek karşılayıp "Hoş geldiniz Naz Hanım Tarık Bey sizi ön tarafta bekliyor buyurun "

Naz çok sinirliydi. Yine onu tekneye çağırıp hizmet ettirmek istemesine anlam veremiyordu. Nasıl adamdı bu "hoş mu geldik göreceğiz "deyip öne hışımla yürüdü. Kaptan dümene geçip motoru çalıştırdı. Tarık tentenin altındaki minderlere uzanmış elinde ipe düğümler atıp çözüyordu.

Naz bir taraftan kollarını önünde bağlayıp ayağını yere vururken "Ne demek oluyor bu? "

Uzandığı yerden doğrulup Naz'ı inceledi bir süre sinirliyken bile ne güzeldi böyle "Günaydın ne bu sinir ?"

Anlamazlığa gelmesine daha bir sinir oldu oflayıp "Derdin ne ya senin? "

"Bir derdim yok arkadaşımı sıkıntı ile çalışacağı bir ortamdan kurtarmak istedim sadece ne var bunda " Yanını göstererek "Hadi gel uzan keyfini çıkar. "

Boşa öfkelendiğini anladığında ne diyeceğini bilemedi ama yinede geri adım atamadı birden "Yok ben burada iyiyim ne istersiniz? "

"Of Naz hadi gel işte "

"Hayır "

Naz hızla aşağı indi. Orda aşçıyı gördü "Günaydın "

"Hoş geldin nasılsın "

"İyiyim teşekkürler "

"Yine beraberiz hadi önce bir şeyler ye yine bayılırsın falan "

"Yok ben yedim teşekkürler "

Sinirle oturdu koltuğa bir yandan ayağını sallamaya başlamıştı. Bir yanı o otelde çalışmayacağı için sevinse de içi rahat değildi. Duygularını bir türlü bir düzene koyamıyordu. Sinirliydi ama neden içi neden kendini suçlu hissediyordu. Bir yandan içinde sevinç dalgası yükselmişti.


Sadri otele girdi. İdari bölüme çıktı. Ayşe bilgi işleme gidiyordu.

Sadri onu görünce "Günaydın Ayşe'ydi değil mi "?

Ayşe "Günaydın evet Sadri bey hoş geldiniz "

"Bana bir kahve lütfen "

Ayşe "Peki efendim "


İkbal "Hoş geldiniz Tarık Bey yok mu "?

Sadri "Günaydın İkbal hanım hayır o Alaçatı'da kaldı işler için bana personel dosyalarını getirir misiniz?"

İkbal merakla "Peki, neden istediniz acaba "

Sadri sorgulamadan rahatsız oldu sert bir sesle "Sizi ilgilendirmez odama istiyorum hemen "

İkbal aldığı cevapla hemen geri adım atıp yumuşak bir sesle "Özür dilerim efendim haddimi aştım hemen gönderiyorum. "

Sadri odasına girdi. Sadri odaya girip gitmeden önce bıraktıklarını incelemeye başladı.

İkbal sinirle yürümeye başladı aklında bin bir tilki ile bilgi işleme girdi baktı kimse yoktu "Öğle yemeği tatili " oflayarak döndü.

Kapıdan Ayşe'nin girmek üzere olduğunu görünce koşar adım yürüdü bir yandan Ayşe'ye seslendi.

Ayşe elinde kahve tepsisiyle Sadri'nin odasına geldi kapıyı çalmak üzereyken kendine seslenildiğini duydu. Döndü İkbal yüzü asıldı. Kendine koşar adım geldiğini görünce "Of yine ne isteyecek acaba "
Ayşe döndü bekledi.

İkbal " Ayşe kahveyi verdikten sonra muhasebeden personel dosyalarına da götür"

"Peki efendim "

Ayşe elinde kahve tepsisiyle kapıyı çaldı. Gir sesi ile açıp girdi kahveyi masaya bırakıp "Afiyet olsun "

Sadri dosyadan başını kaldırmadan "Teşekkürler "

Ayşe çıktı sinirle "Of ya güya staj yapıyorum sürekli getir götür oradan oraya koşuyorum bir dakika nefes almaya zamanım yok "

Muhasebe bölümüne girdi personel dosyalarının kucağının alacağı kadarını aldı. Sonra aklına gelen fikirle dosyaları masaya bıraktı. Telefonu çıkarıp aradı "Alo selim bana bir tane servis sehpasını asansörle 1. kata gönderir misin "?

"Ne yapacaksın?"

"Boş ver anlatması uzun sürer çok işime yarayacak hadi canım gönderiver. "

Asansörün kapısında bekledi servis sehpasını aldı tekrar dosyaları alt ve üst bölümüne koyup iteleyerek kapıya gelip kapıyı tekrar çaldı tekrar girip "Personel dosyalarını istemişsiniz nereye bırakayım? "

"Teşekkürler siz garson değil miydiniz "?

"Evet, efendim aslında aynı zamanda muhasebede staj yapıyorum "

"Tamam, oraya sehpanın üstüne dizer misin lütfen birde alfabetik sıraya koyar mısın?"

Ayşe kaşlarını kaldırıp baktı ama adamın kendine baktığı bile yoktu tamamen önündeki dosyalara dalmıştı. Bir an bir şey söylemek istedi ama sustu kendi kendine "Staj dediğin anlaşılan böyle oluyormuş amirin ne isterse yapıyorsun ah o güne lanet olsun " dosyaları ayırıp dizmeye başladı.

Sadri ses duydu ama ne dendiğini anlamadı başını kaldırıp "Bir şey mi dediniz "

Ayşe içinden "Umarım anlamamıştır "diye geçirdi. Sonra yüzüne gülümseme yerleştirip "Yooo sesli düşündüm sanırım "

"Ne düşündünüz pek iyi bir şey değil sanırım "

"Şey aslında sadece staj yapacaktım ama personel az olunca garsonluğa devam etmemi istedi İkbal hanım bir dakika bile dinlenmeye fırsatım olmuyor. Okula girerken staj yapmak istediğimi işaretlemişim o güne lanet ediyordum. "

"Sizin bölümde staj yapma zorunluluğu yok mu "?

"İsteğe bağlı aslında çoğu arkadaş istememiş sanırım nasıl bir durumla karşılaşacaklarını biliyorlarmış ben yapayım işe başlayacağım da tecrübem olsun istedim. Sudan çıkmış balık gibi olmayayım dedim ama bölümümle ilgili olmayan ne kadar iş varsa önüme yığılıyor "

"Ee staj öyle oluyor maalesef bende baroda yaptım sürekli ayak işlerini yaptırırlardı. "
Sonra dosyaları incelemeye devam etti. Ayşe baktı işine geri döndü oda aynısını yaptı. Sonra "Bitirdim başka bir isteğiniz yoksa ben işimin başına döneyim? "

"Tamam teşekkürler. "


Tarık biraz bekledi gelmediğini görünce arkasından indi merdivenlerden "Burada mı duracaksın "

Naz ayağa kalkıp "Ne istemiştiniz zile basmanız yeterliydi ben gelirdim. "

Tarık "Niye bu kadar kızdın ya? "

Naz sinirle "Dün arkadaş olalım demiştin değil mi böyle olacaksa istemem. "

"Ne yaptım ben şimdi rahat hissetmeyeceğin bir yerden kurtarmak istedim sadece ne var bunda ama yok sana iyilik yaramadığını unutmuşum. "

"Senden böyle bir iyilik isteyen oldu mu burada servis yapmaktan hoşlanacağım fikrine nereden kapıldın acaba "

"Senden servis yap diyen mi oldu kahvaltı yaptın mı "?

"Yaptım "

"İyi ben yaparken ne içmek istersen hazırla kendine hazır mı tepsi Osman Efendi"

Osman "Hazır efendim "

Naz "Siz geçin ben getirim "

Tarık Naz'a ters bakıp tepsiyi aldı "Ben kendi işimi yapabilirim ama sen ne içmek istiyorsan al gel burada oturma hadi bekliyorum. "

Naz'ın inadı tutmuştu bir kere geri adım atamıyordu. "Yok ben burada iyiyim"

Tarık elindeki tepsiyi masaya tekrar bırakıp "Niye kızdın gerçekten anlamadım arkadaş olarak küçük bir iyilik yaptım hem birlikte açılırız yüzeriz balık tutarız dedim. Birbirimizi tanırız demiştim sen hiçbir arkadaşına kıyak geçtiğin olmadı mı "?

Naz içindeki huzursuzlukla " Alacağım maaşı hak etmek isterim"

Tarık sinirle tepsiyi aldı döndü "İyi sen nasıl istersen öyle olsun hadi ben çıktım sende çaydanlığı getir o zaman "
Merdivenleri hızla çıktı.

Naz arkasından baktı kaldı Osman efendiye bakıp "Ee ne diye kızdı bu şimdi? "

Osman "Bilmem kızım ben daha önce hiç böyle görmedim kendisini hiç sert biri değildir o gün sana karşı tavırlarına da bir anlam verememiştim doğrusu çocukluğundan beri tanırım çoğunlukla kendi işini kendi yapar yaz geldi mi sürekli teknesinde kalır. Ben aşçılığını yaparım. "

Tarık sinirle çıktı "şuna bak ya yardım edelim dedik suçlu olduk " tepsiyi koydu. Teknenin ucuna doğru gitti. Sıkıntıyla denize bakmaya başladı. Ne diye bu kadar uğraşıyordu bu kızla çok lazımdı sanki onunla arkadaş olmak sırf sinir etmek için vardı sanki derin offf çekti.

Naz çaydanlığı alıp çıktı sehpaya koydu "Afiyet olsun başka bir istediğiniz olunca zili çalmanız yeter "

Tarık Naz'ın geldiğini fark edince yüzüne bile bakmadan gelip oturdu. Kuru bir sesle "Teşekkürler "

Naz aşağıya yönelince yine laf atmadan duramadı.

Tarık "İnatla devam edeceğim diyorsun öyle mi "?

Naz taviz vermeden aynı şekilde "Bir isteğiniz olduğunda ben aşağıdayım "

Tarık sinirle"İyi "arkasından bakıp başını yana eğip kendine çay koydu. Kahvaltısına başladı. Salatalıklardan aldı yüzünü buruşturup "Tuzsuz " baktı tepside yok genelde tentenin altındaki yedek olurdu baktı orada da yoktu.

Naz aşağı inerken "Yok öyle Tarık efendi sen benimle o kadar uğraş eziyet et sonra hemen yakın davranmamı iste biraz uğraş bakalım öyle benim arkadaşlığımı kazanmak zordur hemen olmaz niyetin gerçekten ne önce onu görelim bakalım hemen bir defa iyilik yapmaya çalışarak yumuşamamı bekleme!"

Naz aşağı inerken kadınlara karşı neden bu kadar sert bir tutum içinde olduğunu merak etmeye başlamıştı. Nasıl öğrenebilirim diye düşünerek aşağı indiğinde

Naz "Osman amca size amca diyebilir miyim "?

"Tabi kızım "

"Size bir soru sorabilir miyim "?

"Tabi sor "

"Çocukluğundan beri tanıyorum demiştiniz ya "

" Evet "

"Kadınlara karşı neden bu kadar sert "

"Sert mi yoo belki aldırmaz denebilir. Ama kadınlara karşı kibardır alacağını alır sonra gönderir asla aynı kadını ikinci defa göremezsin yanında gerçi o kadının ona yaptıklarından sonra az bile ama neyse. "

Tarık aşağı indi son anda Osman efendinin söylemini duyunca öfkeyle bağırdı. "Ne oluyor burada "

Osman "Ne istemiştin Tarık bey "

"Tuz yok sanırım dedikodudan nefret ettiğimi unuttun Osman Efendi "

Naz Osman efendiye bağırmasına üzüldü hemen onu savunmaya geçti. "Ben sordum onun bir suçu yok ne diye kızıyorsun ki "

Tarık "Merak ettiğin bir şey varsa direk bana sor dolaylı yoldan öğrenmeye çalışma tamam mı alayım tuzu Osman efendi. "

Osman Efendi başı önünde üzgün uzattı.

Naz "Zili çalsanız ben getirirdim "

Tarık ters bakıp "Sana servis yaptırmayacağımı anlattım sanıyordum. "

"Öyle mi? buradan pek öyle görünmüyor da "

"ha çaydanlığı getirmeni istedim diye söylüyorsan tekrar aşağı inmek istemediğim içindi ama geleceğim varmış " tuzu alıp çıktı.

Naz "hıh gıcık kendini beğenmiş " sinirle oturdu. Ellerini önünde birleştirip bir ayağını yere sinirle vurmaya başladı.

Yalancı yarim -   Ateşle DansWhere stories live. Discover now