1.Bölüm

12K 325 129
                                    

Aşk nedir ki?
Yüreğimi bu denli yakacak o duygu ne? Aşk her zaman yakar mı kalbi? Hiç mi mutlu sonla bitmez? Hep dilimin ucunda olup, söyleyemediklerim ne? Benim hikayemin mutlu sonu var mı? Ne zaman bitecek bu acı? Ne zaman aşk kazanacak ? Sevenler ne zaman kavuşacak ? Ne zaman dinecek yağmurlar ? Gözyaşımda boğuluyorum. Seni özlüyorum sevdiğim.Ben sana ihanet etmedim. Mecburdum. Bana kimse bir şey sormadı,yap dediler yaptım.Özür dilerim aşkımıza sahip çıkamadım.

Bir saattir trafiğin açılmasını bekliyordum.Hastaneye yetişmediğim,tekrar hocalarımdan azar işiteceğim için oldukça gerdindim.Radyonun sesini biraz açıp, gaza bastım. Ve aniden bir aracın çarpmasıyla başım direksiyona çarptı. Bir bu eksikti. Böylelerini neden salıyorlar ki trafiğe? Araçtan inip,aynı anda benimle birlikte inen adama baktım. Bana çarptığı için endişeli görünüyordu. Hiç değilse ukala, kendini beğenmiş zengin züppelerden değildi. Hoş zengin olduğu belliydi ya o ayrı mesele.

Bir seksen boylarında esmer keskin yüz hatlarına sahip bir adamdı.Üzerine giydiği siyah tişörtü onu oldukça yapılı gösteriyordu. Bir iki adım atıp telaşla yanıma geldi.  Arabamda ki hasara bakıp:"Özür dilerim hanımefendi, acelem vardı. O yüzden çarptım.Hemen sigorta şirketini arayın.Hasarı ben öderim." dedi.

Hafif tebessüm ettim."Önemli değil.Hastaneye yetişmem gerek. Ben hallederim sorun yok." dedim Saçlarını karıştırıp derin nefes aldı. Arabasına binip torpidodan bir şey alıp yanıma geldi. Elinde ki kağıdı bana uzattıp:"Bu benim numaram.Mutlaka arayın.Hasarı ben ödemeliyim. Lütfen ısrar etmeyin." deyip kağıdı elime tutuşturdu. Tam ağzımı açıp bir şey söylecekken korna sesleri beni susturdu."Tamam." deyip arabama geçtim.

Neyse ki yol açıldı da hastaneye son saniye yetişmistim. Bu sene son senemdi. Sonra hayırlısıyla doktor olacaktım. Bütün ihtişamıyla önümde duran hastaneye girdim. Acele etmeliydim. Acil de bir sürü hasta vardı ve Sinem Hoca oldukça sinirli biriydi. Geç kalırsam bütün gün söylenirdi. Yanıma koşa koşa gelen Sedef'i gördüm. Nefes nefese "Iyi misin Elvan ? " diye sordu. Şaşırmıştım ne olmuş olabilirdi ki ? Iyiydim işte neden bu kadar telaş yaptı ki? Yoksa geç mi kaldım? Sinem Hoca kızdı da o yüzden mi böyle acele acele yanıma geldi? Allah'ım sen beni Sinem Hoca'nın gazabından koru. Elini alnıma koydu. "Kaza yapmışsın? Çocuklar öyle söyledi.Alnın kanıyor. Başka bir yerine bir şey olmadı, değil mi?" Ard arda sorduğu sorularla nefes nefese kaldı.

Sedef benim beş senelik arkadaşımdı.Onunla her şeyimi paylaşırdım. Bu zamana kadar hep yanımda oldu. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Annem ve babamın yokluğunda ailem oldu. Babamla annemi üniversitesinin ilk günü trafik kazasında kaybetmiştim. Zaman geçsede açısı hâlâ tazeydi.
"Sakin ol Sedef. Ufak bir kaza, bak iyiyim.Bir şeyim yok.Sinem Hoca nerde? "
deyip elimi omzuna koydum.Ne zaman onu sakinleştirmek istesem bunu yapardım.Neyse ki susmuş ve bana başka bir soru sormamıştı.

Hemen Sinem Hoca'nın yanına gittim. Bugün nöbetçi olacağımı söyledi.Aman ne güzel! Sen otur bir ton makyaj yap, sonra "Elvan nöbetçisin." de. Of bu sene bitse de kurtulsam şu sarı çiyandan. Hemen üzerimi giyinip,acile indim. Oldukça yoğun bir gündü. Elime eldiveni takıp, işe koyuldum. Yaralananlar, ateşi çıkan çocuklar ,yaşlılar hepsi acil de toplanmıştı. Bir kaç hastaya baktıktan sonra biri arkadan gözümü kapadı.Of. Yani senin kim olduğunu bilmiyor muyum?
"Bunu yapmaktan sıkılmadın mı? Senden başka arkadaşım yok ki?" deyip Sedef'in elini çektim.
Bana masumca gülümseyip "Öğlen oldu. Hadi mola ver. Kahve içelim. Aşağıda yeni bir cafe açılmış,oraya gidelim. " dedi . Saate baktım on ikiydi. Zaman ne çabuk geçmişti öyle.
Teklifine hayır diyemezdim. Kafamı sallayıp "Tamam.Hadi gidelim. " dedim.

Krizantem(Wattys 2019)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin