"Ne diyorsun sen Ahmet, ne televizyonu?"

"...."

"Tamam tama kapat bakıyorum şimdi" Leyla Ömer'in telaşlı haliyle meraklanmıştı.

"Ne oldu Ömer"

"Bilmiyorum Leyla Ahmet televizyonu açın dedi" Herkes merakla televizyonun başında toplandığın da Ömer düğmeye bastı.

"Şok şok şok! Dün gece kimliği belirsiz bir kişi tarafından kanalımıza gönderilen dosya magazin gündeminde bomba etkisi yarattı. Ünlü iş adamlarımızdan Ömer Aziz Mertoğlu'nun evlendiği eşi Leyla Erez'in Ahu lakaplı bir hayat kadını olduğu ortaya çıktı..." Haber daha devam ediyordu ama Leyla artık duymuyordu. Ömer şok olmuş bir halde öylece bakarken, diğerleri elleri ağızlarında gördüklerine ve duyduklarına inanamıyorlardı. Leyla titreyen elleriyle uzun olan elbisesinin eteklerini tutup gitmeden önce kendi kendine söylendi.

"Bu kadar işte, bu kadar! belliydi, ne haddime benim mutlu olmak" Leyla odasına girip kapıyı kapattığında sırtını kapıya yaslayıp yavaş yavaş yere çöktü. Ne kadar kapısı vurulsa, birileri yanında olmak için konuşsa da yalnız kalmak istediğini söyleyip reddetmişti ama dikkatini çeken, canını yakan bir şey vardı ki, o sesler arasında bir tek Ömer'in ve Yiğit'in sesi yoktu. Neredeyse iki saat sonra odasının kapısı açılıp Ömer içeri girdi. Leyla yine kafasında kurduklarıyla çok sinirliydi.

"Niye geldin, ben pılımı pırtımı toplar sabah giderdim"

"Leyla saçmalama, zaten yorgunum" Leyla histerik bir kahkaha attı.

"Yorgunsun öyle mi? Gel Ömer sen yat dinlen ya, beni düşünme sen, ben alışığım nasılsa"

"Leyla! Şu haberi kaldıracağız diye imanım gevredi, birde sen üstüme gelme lütfen" 

"Hiç uğraşmasaydın Ömer, yalan haber değildi sonuçta"

"Ne diyorsun Leyla sen!?" Leyla öyle çok kırılmıştı ki Ömer'in onun peşinden hemen gelmemesinden, o kadar öfkeliydi ki kendisine, geçmişine ve Ömer'e. Bundan sonra olanlar bu öfkenin bir patlamasıydı. Nasıl çıkacaktı Ömer gibi göz önünde olan bir adam insanların içine. Yüzüne söyleyemeseler de, hep arkasından konuşacaklardı. Ya rakipleri bunu kullanmayacak mıydı. İşte bütün bunlarında çaresizliğiyle  olanlar oldu.

"Ne diyeceğim Ömer bitti diyorum, olmayacak diyorum, ben buyum ve hep bu kalacağım diyorum!"

"Leyla bi dur ya, magazinde iki haber çıktı diye, iki gün konuşulur unutulur" Leyla hayret ve sinirle baktı Ömer'e.

"Ne diyorsun sen Ömer! Bak bunların hepsi gerçek, olmayacaktı zaten. Ben ne sana ne de evladıma layığım, ben sizin başınıza dert olurum sadece" Ömer yanına gelip Leyla'nın kollarından tuttu.

"Leyla yapma böyle her şeyi halledeceğim, hem ben bu gün bir..."

"Yeter Ömer yeter! Neyi halledeceksin acaba! Çıkıp karımla bir otel odasında tanışmadım, karım Bir adamın kucağından diğer adamın kucağına otu..." Leyla sözünü tamamlayamadı çünkü son sözleri Ömer'in sakin kalmak adına bütün çabalarını yerle bir etti. Ömer makyaj masasının önünde ki sandalyeye kuvvetli bir  tekme atınca sandalye gürültülü bir şekilde yuvarlandı.  

"Sus Leyla sus! Yoksa elimden bir kaza çıkacak!" Leyla sinirle söylediği sözlerin ne kadar ağır olduğunu idrak ettiğinde çok pişman olmuştu ama Ömer'in gözlerinde gördüğü o saf öfke ile hiç bir şey diyemedi. Tam ne dese diye düşünürken, Odanın kapısı tıklatılınca çölde su bulmuş gibi hemen kapıya gidip yarım aralıkla açtı. gelenler Melek ve Sedef'ti. 

Aşk'ı kıyametWhere stories live. Discover now