34.Benim Hayatım

6.1K 434 306
                                    

Merhaba sevgili okurlarım, tabi hâlâ bir okuyanım kaldıysa :( Biliyorum bu sefer gerçekten geciktim ve bunun için binlerce kez özür diliyorum hepinizden. Biliyorsunuz bir dahaki bölüm ayrılık gerçekleşecek. Lütfen bu bölümü okurken bu kadarda olmaz demeyin, maalesef Leyla bir hayat kadını ve son bir kaç yıl sadece özel müşterilerine gidiyordu o yüzden de bir çoğu onu tanıyor. Bazen kainat bütün olumsuzlukları üst üste verir ve siz hiç bir şey yapamazsınız. Bu bölüm Yiğit beyle karşılaşmayı da yazacaktım ama bölüm uzayınca bu bir dahaki bölüme kaldı. İyi okumalar.  

Leyla Hanife hanım gittikten sonra hâlâ toparlanamamıştı. İçini derin bir korku sardı. Ya Hanife hanım Ömer'i etkilerse, ya Ömer annesini ikna edemeyip ilişkiye bir son verirse. Yok yok Ömer yapmazdı. Onca verdiği söz, onca teselli boşu boşuna değildi herhalde. Leyla başını iki elinin arasına alıp dirseklerini dizine dayadı. Ne düşünse boştu, yine her zamanki gibi her şey olacağına varırdı nasılsa. Bu düşünceler içindeyken, çalan telefonu ile irkildi Leyla. Ekrana baktığında ise Ömer yazısı ile yüzünde güller açtı bir anda.

"Ömer?"

"Nasılsın güzelim"

"Sabah vedalaştığımızdan beri iyiyim, sen?"

"Bende iyiyim. Annemle ne konuştunuz?"

"Ömer sen artık şu benim kapıdaki adamları çeksen mi?"

"Sende benim soruma cevap versen mi güzelim?" 

"Ya benimle yalnız konuşmak istemiş, ö... önemli bir şey yok"

"Leyla sen ağlamışsın güzelim sesinde titriyor, şimdi bana doğruyu söyle" Leyla Ömer'in kendisini bu kadar iyi tanımasına lanet etti ama asla Hanife hanımı şikayet edip birbirlerine düşürmeyecekti. Bu daha çok gözden düşmesine sebep olurdu. Hanife hanımın yaptığını tiye alarak başlayabilirdi. Daha sonra ne dese inanırdı nasılsa.

"Şimdi Ömer'ciğim Annen seni bırakmam karşılığında servet teklif etti, bende düşünüyorum verdiği parayı mı alayım yoksa zaten servetin sahibi olan seni mi?

"Leyla!"

"Yani aslında aradığın iyi oldu, sen beni bırakmayacaksan eğer seni alayım diyorum. Daha kârlı sonuçta"

"Leyla getirtme beni oraya!"

"Ya tamam yok bir şey. Emin olup olmadığımı sordu, çıkacak zorluklardan bahsetti, yani aşağı yukarı Nergis anneyle aynı şeyleri söyledi" 

"Peki üzdü mü seni"

"Yok üzmedi merak etme" 

"Pek inanmadım ama neyse, ben bu akşam yemeğinde evde olacağım biraz geç gelirim tamam mı güzelim"

"Tamam ama sen yine de geç kalma özlerim sonra"

"Kalmam merak etme, ben daha şimdiden özledim seni" Evet Ömer bu akşam yemeğinde evde olacaktı çünkü kesin olarak aldığı kararlar hakkında annesi ile konuşacaktı. Eve vardığında derin bir nefes aldı tam kapıyı açacaktı ki çalan telefonu ile durup arayana baktı, Hakan yazısını görünce yüzünde kocaman bir gülümseme ile cevapladı.

"Hakan kardeşim nasılsın?"

"Daha iyiyim kardeşim sen?"

" İyiyim sağ ol, bende seni arayacaktım. Hazırlan yakında düğünüme geliyorsun"

"Duydum Hanife anne aradı beni, o pek taraftar değilmiş bayağı üzgündü" Evet Hakan Hanife hanımla konuşmuş, Hanife hanım Hakandan yardım istemişti, konuşmasında Leyla'nın adını bile söylememiş sadece Ahu lakaplı bir hayat kadını olduğunu ve Mustafa beyin adamından ne öğrendiyse anlatmıştı. Bundan sonra ki konuşmalar bu anlatımlardan etkilendiği için Hakan'ın kişiliğinden uzak gelişecekti.

Aşk'ı kıyametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin