◽ " Bir Dağ Başı Yalnızlığı Yaşıyorum Şimdi Ben. "◽

8.2K 591 791
                                    

Çete!
Selamın aleyküm..
Keyifli okumalar...

Bu bölüm, Şehit Emniyet Müdürü Mustafa TOKYAY'a ithaf edilmiştir.

"Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar,
O rükû olmasa dünyada eğilmez başlar,
Yaralanmış temiz anlından uzanmış yatıyor :
Bir hilal uğruna ya Rab!
Ne güneşler batıyor!"

🕸️
"Bir Dağ Başı Yalnızlığı Yaşıyorum Şimdi Ben..."
🕸️

... Yüzbaşı Ömer KÖSE...

Etraf kapkaranlıktı gözlerimi açtığımda. Mağara gibi bir yerdeydim. Ayağa kalktım. Bir adım attım ki bir ses duydum, inlemeye benziyordu. İlk defa korktuğumu hissediyorum. Etrafa biraz dikkatli bakınca rengarenk tozlar gördüm. Sadece kırmızı ve beyaz. Çok inceydi tozlar. Çok küçük. Olduklarından bile emin değildim. İyice meraklanmıştım ki o ses tekrar gelidi. Bu sefer iyice kulak kabarttım. Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. En son Deniz'in evindeydim. Nasıl buraya gelmiştim? Ya Tim? Onlar neredeydi?


Tamam. Tamam Ömer sese odaklan, sese odaklan. Önümdeki büyük kayanın arkasından geliyordu ses. Şimdi fark etmiştim. Yavaşça ilerledim. Kalbim ağzımda atıyordu. Kayanın arkasına geçtiğimde gözlerimi sımsıkı yumduğumu farketmiştim. Sanki açmak istemiyordum. Ne göreceğimi bilmiyordum çünkü. Kaçarı yoktu. Yavaşça gözlerimi açtım. Bulanık görüyordum. Bir süre düzelmesi için bekledim. Düzelince bu sefer sesin geldiği yere baktım. Gördüğüm şeyle tüm vücudum sarsılmıştı. Bir kurttu bu. Yerde yatıyordu. Her tarafı yara bere içersindeydi.

Yavaşça diz çöktüm yanına. Başını alıp kucağıma koydum. Çok güçsüzdü. Onu burdan veterinere götürmem gerekiyordu. Ama daha buraya nasıl geldiğimi bilmezken nasıl çıkarırdım hiç bilmiyordum. Bakışlarımız kesişti garip bir şekilde. Gözlerinde bariz bir acı vardı. Ama beni şaşırtan o değildi. Gözlerinden akan kandı. Kan ağlıyordu. O an ben de yanağımda bir ıslaklık hissettim. Elimi yanağıma götürdüğümde elime gelen kanla şaşkınca elime bakakaldım. Ben de kan ağlıyordum. Ama neden?

"Seni bu hale getiren kim? Ne yaptılar sana?"

Bana anlıyormuşçasına bakıyordu. Hala gözlerinde bir suçlama da görüyordum. Hoş bunu nasıl anladığımı da anlamıyorum ya.
Hafif hareket edip iyice kucağıma yerleşti. Ona yardım etmeliydim. Ama hiç bir malzemem yoktu. Üzerimdeki tişörtü çıkarttım. Yarasına baskı yapacaktım. Tam eğimiştim ki omzuma biri dokundu. Ani bir hareketle arkama dönmüştüm. Emreyle göz göze gelince ona bakakaldım.


"Emre."

Gözleri dolmuş ağladı ağlayacaktı.

"Yardım edemezsin!"

"Ederim. Ölmeyecek anladın mı o ölmeyecek!"

Neden beni duymuyormuş gibi bakıyordu. Kucağımda bir hareketlilik hissedince kurta döndüm. Ama bu sefer de önümde Faryalı arkasında Timi gördüm. Anlamıyordum!
Neler oluyordu böyle! Tim nasıl gelmişti birden!

"Faryalı!"

Sesim bir fısıltıdan farksız çıkmıştı. Oysa bağırmak istemiştim.

"Faryalı siz nasıl geldiniz buraya?! Neler oluyor?! Faryalı!"

«Kod Adı: Bordo» Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin