◽ "O Bizim Kavuşmalarımız, Mahşere Kaldı.."◽

10.2K 818 288
                                    

Çete!
Selamın aleyküm!
Keyifli okumalar...

Bu bölüm, Zeytindalı harekatında şehit düşen Abilerimin şanlı ruhlarına ithaf edilmiştir..

"Ne kemik uğruna köpek olduk,
Nede menfaat uğrunda çakal!
Biz hayatımız boyunca hep dik durduk! "

🕸️
"O Bizim Kavuşmalarımız, Mahşere Kaldı.." ◽

2 ay 15 gün sonra..

Yüzbaşı Ömer KÖSE'den...

Ben aslında öyle mantıksız adamlardan değilimdir. Beni çok iyi tanıdınız. Öyle ucunu görmediğim işlere pek girmem. Ya da beni zayıf düşürecek şeylerin uğrunda harcamam kendimi.

Fakat.. Fakat ilk defa ben bi zayıflığı sevdim. Bir kadının yeşillerindeki menevişleri sevdim. Olmasını istedim üstelik aptal gibi istedim. Geç olduğunu fark etmeme zamanım kalmamıştı. Ben, güzel severim belkide. Bilmiyorum. Ama yaşatamazdım bu sevgiyi. Bunu böyle öğrenmek ister miyidim? Hayır. Nefesinin sıcaklığına muhtaç olarak sınanmak istemezdim. Bir kere sevmem için şans verilseydi böyle içim acır mıydı? Kül olurdum kül. Yanardım da yakardım da. Bizden güzel olurdu. Onun yeşil menevişleri benim kehribarlarıma güzel yansırdı. Şimdi çıksa, "Yüzbaşı!" dese tepkisizliği ile ün yapmış ben hıçkıra hıçkıra ağlardım. Dağıtırdım etrafı ama sıkı sarılırdım. Benim canımdan kıymetliydi onun canı. Beni alsalar sesim çıkmazdı da ilk onun gitmesi böyle bir acının içinde tek kalmam, onsuz kalmam bana acı vermişti. Çok acı vermişti. Onsuz geçen 2 ay. Bana varlığının kıymetini öğretmişti. Ona olan sevgimin, kuvvetini öğretmişti.

2 ay boyunca tam 7 göreve gittik. Görevler olmasa Deniz aklımdan gitmez muhtemelen beni kapatırlardı Bakırköy'e. Görevdeyken en azından bir nebze iyi hissediyordum.

Sikeyim.
Tamam kabul nefes dahi alamıyordum.

Benim gibi beter olan tim arkadaşlarım. Onlar çok kötüydü biz çok kötüydük. Yok muydu şu alevlere su dökecek? Böyle ızdırabı sikeyim yaşayamıyorum lan! Ölsem, sıksam kafama daha az yanar canım. Ne yapacağım, ne düşüneceğim bilmiyorum. Yetmiyormuş gibi üç kere ihtarname aldım. İçimdeki aşkın ızdırabı yetmedi ya onlara başıma Mesleki sorunları da çıkarttılar. Neymiş göreve konsantre olamamışım. Delirmiş gibiymişim. Yalan! Çünkü bizimle uğraşıyordu biri. Kimdi bilmiyorum ama uğraşıyordu koduğumun herifleri. Ben zeki bir adamım. Bunu biliyorsunuz. Asla yanılmadığım bir şey varsa o da analizlerimdir.

Kandar meselesi vardı birde. Sorgusu yapılmıştı ama 3 ayrı sorguya daha girecekti. İlk sorgusunda vardım lakin müdahale etmeme izin verilmemişti. Aylar önce sağ kolunu sorguya almama izin vardı ama buna yoktu. Sorgulayın şimdi. Ben mi aklımda kuruyorum yoksa biri bela olmaya yer mi arıyor?

"Yüzbaşı?"

Başımı kaldırıp yorgun bakışlarımı Binbaşı'ma çevirdim.

"Komutanım."

Çardaktaydım ben. Hava soğuk diri tutar içim soğur diye çıkmıştım da işe yaramamıştı işte.

"Müsaade var mı?"

"Öyle soru olur mu komutanım buyurun."

Yanıma gelip oturduğunda o da benim gibi bakışlarını şınav çeken çömezlere dikti.

"Sana buraya ilk geldiğinde ne söylemiştim hatırlıyor musun Yüzbaşı? Ya sen Yüzbaşı? Sana güzel bir kadınla güzel yıllar vaad ediyim ister misin? Bunu söylediğimde gidip Üsteğmene aşık olacağını bilseydim söylemezdim."

«Kod Adı: Bordo» Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin